ISLAMGREEN34 NEW WORLD

BİLİM __________________________________________________________________________________________ => BİLİM TARİHİ ve ÇEŞİTLİ BİLİMSEL KONULARA AİT AYRINTILI DÖKÜMANLAR => Konuyu başlatan: admin üzerinde Kasım 12, 2010, 10:20:09 ÖS



Konu Başlığı: PSİKİATRİ - PSİKOLOJİ TANIMI VE BİLİMİ
Gönderen: admin üzerinde Kasım 12, 2010, 10:20:09 ÖS
PSİKİATRİ - PSİKOLOJİ TANIMI VE BİLİMİ

http://www.sevde.de/islami%20test-Kurani-Kerim.htm#T3
http://www.kelebekforum.com/archive/psikoloji-ve-felsefe-kosesi-f195.html
http://www.kelebekforum.com/psikoloji-nedirg-t8056.html
Psikoloji Nedir?

--------------------------------------------------------------------------------

Psikiatri ve psikoloji tanımları halk tarafından eşit anlamlard a kullanılmakla birlikte ,birbirinden oldukça farklıdırlar.Psikiatristler:tıp fakültesi sonrası uzmanlık alanı olarak psikiatri yi seçenler,psikologlar ise sosyal bilimlerd en tercihini psikoloji eğitimi üzerine yapanlardır.Hastalık tedavisin de rolleri sınırlıdır,ilaç verme yetkileri bulunmama ktadır.
Psikoloji bu konumu ile daha çok “destek veren”birimdir.

Psikoloji : İnsan ve hayvan davranışlarıyla ve bilişsel süreçleriyle ilgilenir, 125 yıllık bir tarihi vardır. Dili iyi kullanma, araştırma, istatisti ksel analiz ve empati (karşısındaki ile özdeşleşme)gibi bazı özel beceri ve yetenekle ri gerektiri r.

Psikologl ar iki önemli ilişki üzerinde çalışırlar: ilki, beyin ve davranış, ikincisi ise çevre ve davranış ilişkisidir. Psikologl ar hem araştırmacı olarak gözlem, deney ve analiz gibi bilimsel yöntemleri izlemek hem de bilimsel bulguları uygulamak için yaratıcı olmak durumunda dırlar. Psikologl ar araştırma yaparak geliştirdikleri kuramları sınarlar ve araştırmalar sonucu ortaya çıkan yeni bilgileri uygulama alanında çalışanların kullanımına sunarlar. Ayrıca, bireyleri n ve toplumların değişen gereksini mlerini karşılamak amacıyla yeni yaklaşımlar geliştirirler.

Psikoloji oldukça geniş bir alandır. Psikologl ar temel ve uygulamalı alanlarda araştırma yaparlar, toplumdak i örgütlere ve diğer kurumlara danışmanlık hizmeti verirler, bireylere tanı koyar , lise ve üniversitelerde psikoloji öğretirler, çeşitli testler kullanara k zekayı ve kişiliği ölçerler, davranışları ve bilişsel işlevleri değerlendirip gerekli durumlard a yardımcı olurlar. Bireyleri n hem birbirler i ile hem de makineler ile nasıl ilişki içine girdikler ini araştırıp, bu ilişkileri iyileştirmeye çalışırlar.

Psikologl ar bazı işlerde bağımsız olarak çalışırken diğerlerinde doktor, hukukçu, okul personeli, bilgisaya r uzmanı, mühendis, yasa koyucu, polis, asker ve yöneticiler ile takım halinde çalışarak toplumun her alanına katkıda bulunurla r. Bu yüzden psikologl arı, laboratuv arlarda, hastanele rde, adliyede, okullarda, üniversitelerde halk sağlığı merkezler inde, kitle iletişiminde, hapishane lerde ve pek çok başka işyerinde görebilirsiniz. Örneğin stresi yenip performan sı artırmaya yönelik programla rda yönetici veya sporcular la birlikte çalışırlar. Adli kararlar için hukukçulara gerekli bilgi ve önerileri sağlarlar. Okul reformund a eğitimcilerle, psikiyatr i klinikler inde psikiyatr ist ve sosyal çalışmacılarla, pediatri, onkoloji ve nöroloji gibi klinikler de de uzman doktorlar la birlikte çalışırlar. Uçak kazası ya da bombalama gibi bir felaketin hemen ardından ortaya çıkan şok sürecinde kaza kurbanlarına yardımcı olurlar. Hukuk ve halk sağlığı alanlarında çalışanlarla birlikte takım halinde çalışarak bu tür olayların nedenleri ni analiz ederler ve tekrarlan masını önlemek için yollar bulmaya çalışırlar. Psikoloji de çalışma alanlarının hem sayısı hem de etkinliği gün geçtikçe artmaktadır. ABD’de yapılan bir öngörüye göre psikoloji, 2005 yılına kadar en hızlı gelişen üçüncü alan olacak ve bir kaç 10 yıl içinde de bu gelişme sürecektir. Toplumdak i sorunların çoğunluğunun insan davranışıyla ilişkili olduğu düşünülürse psikoloji nin çok fazla sayıda çalışma alanı olduğunu görmek şaşırtıcı olmayacak tır. Örneğin uyuşturucu kullanımı, kişisel ilişkilerdeki güçlükler, sokakta ve evde şiddet, kendi sağlığımıza ve çevremize zarar veren davranışlarımız gibi bireysel ve toplumsal sorunlar, psikologl arın ilgilendi kleri sorunlar arasındadır. Psikologl ar, bilimsel yöntemle bilgi toplama, bilgiyi analiz etme, önleme ve müdahale stratejil eri geliştirme gibi yollarla sorunların çözümüne katkıda bulunurla r. Örneğin, psikologl ar, yaşlıların sayısının hızla arttığı dünyamızda evleri ve işyerlerini bu grup için daha uygun hale getirmek üzere araştırma ve uygulama yapmaktadırlar. Elektroni k alanında yaşanan devrim, kullanıcı dostu teknoloji ve eğitim gerektirm ekte ve psikologl ar bu konuda mühendislerle birlikte çalışmaktadırlar. Günümüzde sayıları gittikçe artan çalışan kadınlar işverenden aile gereksini mlerine uygun bir işyeri yapılanması talep etmekte ve psikologl ar da gereksini m duyulan değişmeler konusunda işverenlere yardımcı olmaktadırlar. Büyük toplumsal değişimlerin yaşandığı ve farklı kültürleri içeren ülkelerde toplumsal değişimin birey üzerindeki etkilerin i ve kültürel farklılıkları anlamada kullanılacak önemli bilgi ve beceriler i ortaya koymaktadırlar. Bunların yanı sıra öğrenme ve bellek konularındaki araştırmalarda kaydedile n gelişmeler ile beden ve ruh sağlığının içiçeliği Psikoloji bilimini her zamankind en daha ilginç bir hale getirmekt edir.

Psikologl arın çoğu,işlerini severler; çünkü, sağlık ocaklarında doktorlar la birlikte çalışmaktan bilgisaya r kullanmay a kadar uzanan geniş bir yelpaze içinde çalışıyor olmak heyecan vericidir . Bunun da ötesinde psikologl ar kendileri ni bireyleri n günlük yaşamlarındaki iniş-çıkışlarla başedebilmelerine yardımcı olmaya çalışmaktadırlar.Psikolojiyi öğrenmek ve bilmek pek çok diğer meslek dalları için de önemli bir avantajdır. Örneğin, işverenlerin çoğu psikoloji derslerin in kazandırdığı bilgi toplama , analiz etme, yorumlama, istatisti k ve deneysel desen kurma gibi beceriler e ilgi duymaktadırlar.
Uzm.Dr. Hülya GÜÇLÜER


Konu Başlığı: PSİKİATRİ - PSİKOLOJİ - SUÇLULUK DUYGUSU VE NEDENLERİ - KONU İÇİN TIKLAYINIZ
Gönderen: admin üzerinde Kasım 12, 2010, 10:25:14 ÖS
PSİKİATRİ - PSİKOLOJİ - SUÇLULUK DUYGUSU VE NEDENLERİ

http://www.hossohbet.com/forum/off-topic/26921-suclulugun-psiko-sosyal-nedenleri.html
Suçluluğun Psiko-Sosyal Nedenleri

--------------------------------------------------------------------------------

1-Bireyin gelişimi nasıl bir kimlik oluşturduğu yoğun olarak çocukluk ve gençlik yıllarında biçimlenir. Sosyalleşme süreci küçük yaşlardan başlayarak yetişkinliğe kadar sürer. Daha sonra da yavaş yavaş gelişimini sürdürür. Böylece insan toplumun bir üyesi olmaya yönelir. Bu dönemde yaşanan olumsuzlu klar bireyin kimlik oluşumunu olumsuz yönde etkiler.

2-Bu gelişim süreci içinde çocuk ana baba ile özdeşleşmek sevilen ebeveyn gibi olmak ona benzemek onu örnek almak ister. Sevilmeye n örnekler ret edilir. Böylece birey kişilik özelliklerini oluşturur.

3-Ergenlik ve gençlik döneminin insan yaşamında önemli bir yeri vardır. Genç bedensel ve cinsel büyük değişimler yaşar zihinsel olarak ta bunları farkına varmaya başlar. Hızlı bir bilişsel gelişim de yaşanır. Ana babasından ve diğer yetişkinlerden bağımsızlaşma yetişkin olma çabasıdır bu... Ancak henüz yeterli donanımlara sahip değildir. Eğer genç baskı altında ve bağımsızca davranmayı desteklem eyen bir ortamda yetişmişse aile ve yetişkinler yerine diğer grupların etkisine hiç sorgulama dan kolaylıkla katılabilir. Böylece kendi kimliğini ispat etmeye çalışır.

4-sosyal etki ve uyma davranışı Suç ve suçlulukta önemli rol oynayabil eceği düşünülen bir sosyal psikoloji k olgudur. Bilimsel araştırmalar insanların çeşitli ortamlard a grubun etkisine ve otoriteye karşı duramadıklarınıkendi görüşlerini grubun etkisi doğrultusunda değiştirdiklerini göstermiştir. Bu durum bireyin bireyleşme derecesin e ve çeşitli ortamsal etkenlere göre farklılaşmalar göstermektedir.

5-Yine yapılan bazı araştırmalara göre insanın çevresinden tecrit edilmesi ve farklı bilgi ve görüşler yüklenmesi yoluyla tüm bilişsel yapısı değiştirilebilir. Ancak böyle bir durumda etkilenme lerde bireysel farklılıklar vardır. Gençlerin ve bağımsız kimlik gelişimini kazanamay anların ve eğitim düzeyi düşük kişilerin daha çok etkilenme si beklenir. (beyin yıkama)

6-Aile Ortamı bireyin gelişimini etkileyen en yakın ve en etkili gelişim ortamıdır. Toplumsal doğru ve yanlışlar örf adet ve gelenekle r öncelikle aile aracılığı ile birey tarafından öğrenilir.

7-Bu alanda yapılan bilimsel araştırmaların sonuçlarına göre iki ana özellik bireyin olumlu gelişimini sağlamada önemli bulunmuştur. Bunlar sevgi ve denetim özellikleridir. Çocuğa sevgisini ifade eden ve yaşa özel bir biçimde giderek serbestleştiren bir rehberlik sağlayan ana baba tutumu ile yetişen bireyleri n birçok araştırmada pek çok gelişim özelliği açısından daha olumlu bir konumda oldukları görülmektedir.

8-Aşırı disiplinl i sevgisiz ve soğuk aile ortamlarında büyüyen çocuklarda ise çeşitli psikoloji k sorunlar çok daha yüksek düzeyde bulunmuştur. Özellikle suçlu çocuk ve gençlerin aileleri araştırıldığında soğuk ilişkisiz ve ilgisiz aile ortamları bulunmuştur. Aile ortamı açısından çocuğu suça iten aşırı disiplin kadar ilgisiz soğuk mesafeli tutumların da önemli olduğu bilinmekt edir.

9-Çocuğun gelişiminde son derece olumlu rol oynayan demokrati k denetimli sıcak aile ortamının bazı özellikleri şöyle sıralanmaktadır. Çocuğa baskı ve zor uygulanma z kurallar onunla tartışılabilir kurallar ve nedenleri açıklanarak ona benimseti lmeye çalışılır Çocuğun aile kararlarında yaşına uygun bir biçimde yer alması sağlanır ona seçim özgürlüğü tanınır çocuğun görüşleri istekleri dikkate alınır sıcak sevgi veren ilgili cevap verici bir tutum sergileni r ondan sorumlu olgun davranışlar talep edilir kültürel ve ortak etkinlikl ere katılım sağlanır değer verme ve önemseme iletişim kurma olduğu gibi kabul etmeye önem verilir çocuğun bağımsızlığı ve özerkliğini geliştirmesi desteklen ir eğitim standartl arı konulur ve onlara yönelmesi desteklen ir. Bu tür aile ortamlarında yetişen çocukların kendine güvenli kendi kendini denetleye n enerjik neşeli sorunlarl a baş edebilen arkadaşlarıyla ve yetişkinlerle iyi ilişkilerde olan amaçlı başarı yönelimli bağımsız ve özerk özellikler gösterdiği görülmüştür. Ayrıca bu tür ortamlard a yetişen bireylerd e suç ve suçluluğa rastlanma maktadır.

10-Ailenin eğitim düzeyi gelir düzeyi gibi etmenler de suçlulukla ilişkili bulunmuştur.

11-İnsanın saldırganlık özelliğini geliştirerek yetişmesi de suç ve suçluluk davranışı ile ilişkili bulunmakt adır. Bireyin gelişimini engelleye n amaçlarını ve onu kısıtlayan cezalar ile sınırlayan olumsuz ortamlar saldırganlık kişilik özelliğinin gelişimine zemin hazırlar. Ayrıca aile ortamında saldırganca davranan ebeveyn örnekleri bunu daha da kuvvetlen dirir.

12-Birey olma ve bireyleşme ilk gelişim yıllarında yoğun olarak yaşanabilecek bir gelişim sürecidir. İnsanın özerk bir birey olmasını destekley en ortamlard a suça eğilim azalacaktır. Ebeveynle rin çocuklarında itaat etme ve söz dinleme davranışı yerine bağımsızlığı desteklem eleri onların otomatik olarak ve sorgulama dan diğerlerinin davranışına katılan aşırı uyma davranışı göstermelerini engelleye cektir. Özellikle gençlik döneminde gençler aileden ve toplumdan bağımsızlaşma mantık yürütme toplumu ve yetişkinleri eleştirme özellikleri gösterirler. Özerk ve bağımsız olmaları özendirilmiş gençlerin daha bireysel olup bu dönemde önemli rol oynayan akran gruplarının daha az etkisi altında kalması beklenir.

13-Ailenin yanı sıra okul ortamı da bireyin gelişiminde ve suçluluk davranışında önemli rol oynar. Benzer şekilde okul ortamının da sevecen ceza ve baskı uygulamay an birey olmayı geliştiren bir ortam yaratması suçluluğu azaltıcı rol oynayacak tır.

14-Bireyin suça yönelmesinde toplumun sosyo ekonomik koşulları hızlı toplumsal değişimler ve göçler de önemlidir. Araştırmalar hızlı sosyal değişimlerde savaşlarda ekonomik bunalımlarda ve toplumların karmaşıklaşması ile suç oranlarında artışlar gözlemlemişlerdir