+ ISLAMGREEN34 NEW WORLD » SANAL ALEM ANEKTODLARI 2. BÖLÜM » 2- SANAL ALEM - SANAL VE YALAN MUTLULUK - KONU İÇİN TIKLAYINIZ (Moderatör: İman_Power)
 SANAL ALEM - SANAL ALEMDE BAŞLAYAN AŞKIN SONU HÜSRANDIR - 1.BÖLÜM - TIKLAYINIZ

Kullanıcı Adı: Beni Hatırla?
Şifre:
Sayfa: [1]
Konu: SANAL ALEM - SANAL ALEMDE BAŞLAYAN AŞKIN SONU HÜSRANDIR - 1.BÖLÜM - TIKLAYINIZ  (Okunma Sayısı 10767 defa) Seçenekler Arama
« : Ekim 19, 2010, 09:37:07 ÖÖ »
admin
Ziyaretçi
SANAL ALEM - SANAL ALEMDE BAŞLAYAN AŞKIN SONU HÜSRANDIR - 1.BÖLÜM - TIKLAYINIZ

SANAL ALEM - SANAL ALEMDE BAŞLAYAN AŞKLARIN SONU HÜSRANDIR 1.BÖLÜM

Allah c.c sanal alemde islam için çalışan sitelerde n razı olsun
Sanal alemde başlayan her türlü aşk hüsran ile neticelen mektedir
ve aşağıdaki yazı bu tür bir aşk yaşayan ve metres durumuna düşen
ve sanal ile başlayan aşkların nasıl sonlanacağını gerçek yaşanmış
hayat hikayesin den aktaran bir bayanın yazısıdır okuyunuz
daha sonra SANAL ALEM - SANAL ALEMDE BAŞLAYAN AŞKLARIN SONU HÜSRANDIR 2.BÖLÜM DEKİ
YAZIYI OKUYUNUZ
 
http://www.islam-green34.com

FORUM TÜRKİYE FRMTR.COM

http://www.frmtr.com/hayat-bilgisi/3585244-metres-olmak.html
FORUM TÜRKİYE FRMTR.COM

MİSSPO USER

SANAL ALEMDE BAŞLAYAN AŞKLARIN SONU HÜSRANDIR
 
METRES

Kimse metres olarak doğmaz. Herkes annesinin babasının biricik kızıdır. Kader mi bu hale getirir, aptallık mı, aşk mı bilinmez ama metres olmak büyük bir yüktür , sorumlulu ktur. Bunu metres olduğumda anladım…

Bölüm 1
Yeni bir heyecan
Kimseye dokunmaya n etliye sütlüye karışmayan bir hayatım vardı. Evimde oturur kitaplar okur işten arta kalan zamanlarımı internet müzik tv gibi aktivitel erle doldururd um. İnternette şunu farkettim . Herkes çok üzgün yalnız, evliler mutsuz, bekarlar da ev beklemekt en sıkılmaktaydı. Bende bekarlar grubuyla aynı fikirdeyd im. 27 yaşıma gelmiştim ve çevre baskısıyla evlenmek zorunda hissediyo rdum. Yaşıtlarım 2. Çocuğuna hamileyke n ben daha doğru düzgün bi ilişki yaşayamıyordum. İşle ev arası boğucu düzenden sıkılmıştım. Keşke bu kadar boşluğa düşmeseydim…
Herkesin üye olduğu o lanet siteye üye oldum ve yeni bir çevre arayışına girdim. Bana göre burada gülünür eğlenilir ve farklı insanlarl a tanışılır, sonra bilgisaya rı kapatınca hepsi biterdi. Bu kadar emindim yani…

- Merhaba, nasılsınız hanımefendi?
- Teşekkürler iyiyim. Siz nasılsınız?
- Sağ olun. Çok sıkıldım çevremden. Sohbete ihtiyacım vardı öyle bir gireyim dedim sizi gördüm. Çok hoş gözleriniz var. Tanışmak isterim.
- Teşekkürler, bende güzel seviyeli sohbet etmek isterim.
- Medeni haliniz?
- Bekarım ,sultanım JJ
- Hımm ne kadar şanslısınız. Bende evliyim ama çok mutsuzum. Çok sıkıcı keyif almıyorum hiçbir şey den, çok pişmanım.
- Aaa üzüldüm buna, mutsuz olduğunuz yerde yaşamak, istemediğiniz insanlarl a bir ömür geçirmek zor olmalı.
- Evet sen bu hatayı yapma, kıymetini bil bu günlerin.
Sana ne kızım işte, adam mutsuzmuş neymiş, seni ne ilgilendi rir… Sen hayatına bak, herkes ektiğini biçer. Mutsuzum diyen her erkek yalan söylermiş, bunu anlamak biraz geç olsa da.
- Eee, sohbetini z çok hoşuma gitti. Telefon numaramı versem konuşsak arada, dertleşsek?
- Kusura bakmayın beyefendi, evli erkeklerl e işim olmaz. Byeee…
Dedikten sonra kesinlikl e listemden silmeli, bir daha asla görüşmemeliydim. O an çok kızmıştım, nolmuş bu insanlara, erkeklere . Sadakat aşk bağlılık namus… hiç biri kalmamıştı. İnternet alemi, sanal aşklar, sanal seksler… Herkes birbirini sömürme yarışına girmişti, sonra hiçbir şey olmamış gibi evli evine köylü köyüne bir yaşam başlamıştı. Bende bu düzene ayak uyduracağımı nerden bilebilir dim ki??
Aradan günler geçti, vakit geçirmek için yine internete girdiğimde o adamı gördüm. Bu sefer daha temkinli, daha kibardı. Avına bir kaplan edasıyla yaklaşacaktı. Taktik belliydi, fazla hızlı davranma, avı korkutma, acındır, damardan gir, kız değil mi acır vicdan yapar bir şekilde tava gelir. Acımasız erkekler maskeleri mizi indirmiş, bizi çözmüştü. Sohbet yine başladı. Dertler anlatıldı, bende acıma dürtüleri uyandı, bu fazla yalnız fazla ıssız kaldığını iddia eden adama karşı destek olma hissi uyandı. Kibarlığı ve seviyeli oluşuna inanıldıktan sonra telefonla r alınıp verildi. Zararsız nasılsın iyi misin mesajları ve sonra telefon trafiği başladı. Yolun sonu görünmüyordu ama asla bir şey olmayacak tı. Sadece arkadaşlık dostluk?? İnsanın kendini kandırması ne kadar kolaymış ve hiçbir kadın iltifat ve çiçeklere dayanamaz mış. Çalan ziller, eve gelen çiçekler, iltifatla r, sürekli sizi düşünen bir erkek, çorabını giydin mi aman üşüme, yemeğini yedin mi bak kızarım, sıkı giyin canım hava soğuk… Hangi kadın dayanabil irdi bu sıcaklığa, ilgiye… Hatta adam annenizle aynı yaşta olsa bile…
Tabi ki bendede tabular yıkıldı, çizgiler bir bir silindi. Tava geldim ve aşık oldum. Ama daha hiç görüşmemiştik ki… Sadece saatlerce telefonda konuşup, sürekli mesajlaşmak, sanal birine aşık olmak… Hem akşamları 8 den sonra her şey kesiliyor du. Çünkü bu romantik aşık 8 den sonra ev babası, sadık koca oluyordu. Ama sabah tekrardan kazanova maskesini takıp romantik prens kıyafetlerini giydikten sonra genç kızı kandırmak için tekrardan mesaiye başlıyordu. Her şey seks için miydi yoksa gerçekten aşk var mıydı? Bunu hala çözmüş değilim, aradan geçen onca zamana rağmen hala bir sorudur beynimde. Bu erkekler macera mı arıyor yoksa gerçekten aşık mı oluyorlar? Neden sevmediği evdekinde n vazgeçemiyorlar? Neden çocukları bahane edip evlerine geri dönüyorlar? Taktikler hep aynıydı ama bütün kadınlar senelerce aynı numaraları yedi, yemeye devam edecek. Geriye sadece 2. Kadın olmanın verdiği acı, yük ve birde kırık kalp kalacaktı. Her üçlü ilişkide olduğu gibi.
Günler günleri kovaladı, aşk doruk noktasındaydı, ve artık görüşülmeliydi. Erkek dayanamıyordu uzaklığa, telefonla r yetmiyord u. İllaki bir kahve içimi görüşülmeliydi, hem art niyet yoktu ki. Erkek asla o gözle bakmadığını iddia ediyor, sadece kahve içip sohbet etmek için dil döküyordu. Bu günlerce sürdü. Ve sonunda iyi bir insan olduğuna ikna oldum, bir kahve içimi görüşmeye razı geldim. Ve hikaye başladı…

Çalan zil, kapıda beliren erkek, ne yapacağını şaşıran ben... Ne yapıyorum ben, aman Allahım, bu adam çok yaşlı, salağım ben öküzüm, ne işim var evli adamla, nasıl böyle elini kolunu sallayara k gelir…
- Merhaba , bak gördün mü insan yemiyorum, onca zaman boşuna kaçtın dimi?
- Hmmm ,şeyy, ııı evet. Haklısınız.
- Oooo bu ne resmiyet, telefonda cıvıl cıvıl öten kız mı bu. Sizli bizli muhabbetl er.
- Ehe ehe şeyy evet. Biraz çekindim de. İlk defa internett en biriyle görüşüyorum. Kusura bakmayın.
- Ne var canım insanız işte. Sana ne zararım olabilir ki.
- Tabiki size güveniyorum da biraz şaşırdım.
Ve saatler geçti, erkek çok dilbaz şakacı rahattı. Ben yerimde kasılmış, kolları bağlamış duvar gibi oturmakta ydım. İçimden küfürler ede ede hemde. Karşımdaki adam yüzü çizgilerle dolu, kısa boylu, göbekli, yolda adres sorsak amca bakar mısın diyeceğimiz biriydi. Baba şefkatine aç olduğumdan sanırım hepsi gözümde bir bir eridi, onun sıcaklığı, baba şefkati beni sarıp sarmalama ya başlamıştı. Kendime geldiğimde başı dizimdeyd i, o çok mutluydu. Elimi eline almış öperken bir şeyler anlatıyordu. Ama ben şoktan ne anlatılanı duyuyordu m ne de bir şeyler hissedebi liyordum. Sürekli ne yapıyorum ben, bu adam kim, evimde ne işi var gibi beynimi yiyen cümlelerle boğuşuyordum. Sanırım bu dize yatma modu ve öpülen avuç içi yaşlı adamı heyecanla ndırmıştı. Bir süre sonra yerinden kalkıp sarılmaya ve öpmeye başladı. Aman Allahım dudakları ne kadar da sıcak yumuşaktı. Kendimi bırakmış bulundum.
- Aaaa şey ben bakireyim . Dur olmaz
- Tamam yavrum sorun değil. İstemediğin hiçbir şey yapmayacağız. Korkma
- Tamam, tamam
Herşeye tamamdı. O büyüktü, güvenilirdi, benim kötülüğümü istemezdi ki… Zorlada bir şey yapmazdı, hem çok nazikti, hem iyiydi, derdi gücü seks değildi. Seks istese çevrede parasıyla alamayacağı hatun yoktu. Hali vakti baya iyiydi ama mutlu değildi söylediğine göre. Para pul önemsizdi, yanımda olması onu mutlu ediyordu, bu milyonlar ca dolara değişilmezdi.
Ve ben bunların hepsini yedim…
Gündüz olunca çalan telefonla rla hayat birden aşk masalından gerçeğe döndü. Arayan karısıydı…
Ama ama araları soğuktu dimi, asla anlaşamıyorlardı, hatta adam da sevgi falanda yoktu ama neden bu kadar sıcak ve neşeli konuşuyorlardı. Hiçbir sorun yok gibiydi. Ama sustum, lanet olası dilim lanet olası beynim durdu, belki de kabullenm ek istemedim gerçeği. Onun kollarında o kadar mutluydum ki, onun yanında kimse zarar veremez, onun kollarında uyku ne kadar tatlıydı. Senelerdi r süren yalnızlık bitmişti. Artık benimde sevgilim vardı. Çok iyiydi , tek kusuru birazcık evliydi…

Bölüm 2
En büyük hediye
- Hadiiii hazırlan yavrum gidiyoruz .
- Neee Ney saat 11 e geliyo. Nereye gidiyoruz be?
- Hadi şarap içip gelicez işte.
- Sen delisin çılgınsın.
- Ama senin yanında zımba gibi bi delikanlıyım. Aşktan duramıyorum. Senelerdi r yapamadığım bütün delilikle ri senle yapıcam. Beni hiç yaşamadığım gençliğime döndürdün
- Offf damardan girdin, iyi hadi kalk gidiyoruz . Muckkk
- Muckkkkkk
Ve böyle çılgınlıklarla dolu günler başlamıştı. Benim diyen genç eline su dökemezdi sanırım. Gecenin 2 sinde son ses açılan müzikle gezilen yerler, piknikler, hayaller, tavla maçları, deniz kıyısında kahvaltılar, sürekli seyahat… derken derken aşık olmuştum. Durağan hayatıma renk gelmişti. Sürekli beraberdi k ve bir saniye bile sıkılmıyorduk. Herşey çok güzeldi. Karısı ve 2 çocuğuna rağmen…
- Yaa sen çok kafasın. Genç ve bekar olsam bir saniye tereddütsüz alırdım seni.
- Yaa sen bekar olsan gözüm kapalı evlenirdi m senle. Hem sen mutsuzum diyosun. Boşan evlenelim .
- Bakalım bekle kedicik. Her şeyin zamanı var.
- Eee hep böyle mi sürücek. Benden ona , ondan bana. Bunun sonu yok.
- Off başlama bak ne güzel keyif alıyoruz. Boşver
- Haklısın pardon… yaa bişey sorucam. Eşinle birlikte oluyo musun?
- Offf nerden aklına geliyo bunlar?
- Ya sadece merak . doğru söyle hadi yaaa
- Evett belki 15 günde bir falan ama görev icabı. Hiçbir şey hissetmiy orum.
- Eee istemediğin halde nasıl yapıyosun?
- Yaa oluyo işte mecbur. Boşverr hadi şerefe.
- Tamam canım. Şerefe..
Hangi şerefe içtiysek.. Şeref mi kalmıştı ki. Evde bekleyen 2 çocuk ve eşine rağmen biz günlerimizi liseliler gibi elele, yollarda koşarak, öpüşerek ve saatlerce sevişerek geçiriyorduk.

- Hayatım işlerim var . Artık İstanbula dönmem gerek.
- Yaa ama bugun 14 şubat. Sevgilile r günü ve beni yalnız mı bırakcaksın.
- Al bakalım hediyen. ( altın bi kolye)
- Ayy canım benim yaa. Sen bitanesin . Çok teşekkürler. Benimde sana bi hediyem var. Gel buraya.
Tabiki kısıtlı bütçemle bu zengin adama alabileceğim hiçbirşey yoktu. Yurtdışından giyinen, herşeye sahip olan bu adama ne verebilir dim ki…
Tabiki en değerli şeyi…

- Yaa acıcak mı, yaa dur, bi dakika kötü oluyorum.
- Kasılma hayatım, sakin. Kendini bana bırak sen.
- Yaa acır mı? Hep acıyo diyolar korkuyoru m.
- Bana güven, sakin bırak. Bir şey olmucak.
- Yaaaa. İçimde misin?
- Evet bak canım ne kadar kolay oldu. Kötü mü oldu?
- Hayır hayır çok güzel. İnanamıyorum ya.
Evet inanamıyordum. Gözlerimden yaşlar boşaldı. Sevgilile r gününde onun olmuştum, en değerli hediyemi vermiştim. Ve artık bende bir kadındım…
Birkaç saat sonra o evine döndü, ben yalnızlığıma. Kadındım artık , kendime güvenim gelmişti. Yüzümde kocaman bi gülümseme, şaşkınlık, gözyaşı. Herşey birbirine karıştı.


Bölüm 3
Terkeden arkadaşlar
Böyle hayatında büyük bir olay yaşayıp ta sakin kalan insanlar var mı acaba? Hemen telefona sarıldım. Sanırım kadın olmakla gurur duyuyordu m ve en yakın arkadaşlarımı arayıp paylaşmak istedim.
- Alooo naber yaa?
- Kızım nerelerde sin sen. Şu adamı buldun bizi unuttun ha.
- Yaa herşey süper kızım. Mükemmel anlaşıyoruz. Her konuda…
- Her konuda derken?? Hayır sakın bana yaptım deme.
- Evet evet evet.
- Hayır hayır hayır. Şaka yapıyosun demi?
- Maalesef değil canım. Evet o iş oldu bitti.
- Salaksın sen. Kullanıyo seni farkında değil misin. Aptalsın sen.
- Ya off yaa ne alaka. Bende istedim ve olduk. Hiç de kullanmıyo beni. Hem bana aşık, sürekli ilgi alaka çiçekler. Sevmeyen biri bunu neden yapsın?
- Gerizekalı adamda bok gibi para var. Çiçek göndermek onun için iki saniyelik iş. Sen gibi güzel eğitimli kızı bulmuş heralde yapıcak.
- Kızım birlikte olduk beni seviyo. Benle birlikte hayaller kuruyo. İlerde beraber olucaz.
- Hahahaha salak. Sende bunları yedin demi. Hiçbir erkek evini bırakıpta çocuğu yaştaki kadına gitmez. Helede çocukları varsa.
- Off yaa moral boz diye mi aradım seni. Bu seferki duyduğun klasik hikayeler den değil canım. Herşey gerçek. Sevgisi aşkı gerçek. Beni deliler gibi seviyo, bende onu. Mükemmel anlaşıyoruz ve süper vakit geçiriyoruz.
- Hayret , sen böyle biri değildin. Sana inanamıyorum. Kendine gel ve bu macerayı bırak hemen.
- Kıskanıyosun beni, böyle bi ilişki senin karşına çıksa sende devam ederdim.
- Bak kızım bu senin yapına, kişiliğine çok aykırı bi durum. Ben olsam hiç bulaşmam. Evli erkekler asla evini bırakmaz. İstinalar vardır muhakkak ama çok az. Ve sen o kadar sabırlı değilsin. Bu yükü taşıyamazsın, seni tanıyorum. Vazgeç
- Off hadi kendine iyi bak. Görüşürüz.
- Bıraktığında beni arama sakın, asla yanında olmam.
- Byeee…
Ve en yakın arkadaş listeden silinmişti. Hem arkadaşlık neydi ki, iyi günde kötü günde herşeye rağmen yanında olcak kişiydi. Bu en mutlu günümü bana zehir etmeye çabalamıştı. O halde en yakın arkadaş değildi. Derhal 2. En yakın arkadaş arandı.
- Alooo bomba gibi haberleri m var.
- Naptın deli kız?
- Kızımm yaa , bizz şey… hihihih
- Neeeee , sakın düşündüğüm olmasın.
- Sanırım düşündüğün.
- Hayır delisin sen. O yaşlı moruğa verdim deme.
- O yaşlı moruğa verdim. Hem düzgün konuş. Senden benden genç o.
- Ya neresi genç be. Yaşlı moruk işte. Salaksın kızım. Bu kadar güzelsin zekisin süper bi işin var. Ve yaşlı bi moruğa kendini becerttin . Sokakta bi kıroya versen daha iyiydi.
- Off saçmalama. Ne alaka. Aşık olduğum adama verdim ben. Onun oldum. Mükemmel bi duygu.
- Iyy o buruşuk adamın nesine aşıksın be.
- Yaa offf salak salak konuşma. Kendin yapamıyon diye.
- Ben zaten bunu yapmam. Verceğim en son kişi yaşlı bi adam olmaz. Onca genç varken.
- İyi o zaman sen gençlere ver. Ben yaşlı ve olgun erkek seviyorum demekki.
- Üzülcen sonunda. Aldığını aldı, arkasına bakmadan gitcek.
- Offf sağolun canım arkadaşlarım. Süper moral veriyosun uz. Sağolun. Hadi moralim bozulmada n kapıyorum ben. Bye
- Byeee…
Ve o büyük heyecan sönmeye yüz tuttu. Amannnn kimse umrumda değil. Benim deli gibi aşık olduğum bi adam var zaten, başkasına ihtiyacım yok. O benim herşeyim. Anam babam kolum bacağım. Başkasına ihtiyacım yok.


Bölüm 4
Çatırdayan mutluluk

- Aşkım yaa, neden az aramaya başladın? İlk günler sabahtan akşama kadar deli gibi arardın hatta sıkılırdım bazen.
- Canım sevgilim, bu ara işler çok. Ekonomik kriz zaten milyarlar ca zarar yaptırdı. Onlarla uğraşıyorum. Hem sürekli aklımdasın.
- Yaa olsun. Ben senin sesini duymazsan çıldırıyorum. Bak oralarda başka sevgili yapmadın demi?
- Ya saçma sapan konuşma. Alırım ayağımın altına bak. Senden başkasını gözüm görmez. Üstüne kadın tanımam be.
- İyi tamam ama her boş zamanında beni ara. Muckk
- Muck küçük sevgilim.
Ve pencere önüne çöken ben, içimde kuşkularla saatleri geçirmeye başlamıştım. İşten, arkadaşlardan, hayattan, hiçbirşeyden zevk alamıyordum. Bu öyle lanet bir durumdu ki kimselere anlatılamıyordu.
Ailem aradığında hep iyi mutlu görünmek zorundaydım, kimse içine düştüğüm bu çıkmazı bilmemeli ydi. Yoksa en başta doğu kültüründe yetişmiş babam ve abim beni lime lime ederlerdi . Olayların duyulmasını düşünemiyorum bile. Linç ederdi herkes. En namussuzu ndan en namuslusu na herkes vurun *****ye derdi. Nedense böyle durumlard a herkes fazlasıyla acımasız oluyo. Kimse yanında olmuyo, en yakınların bile. Sen artık toplum tarafından dışlanan, özellikle evli kadınların kabusu haline gelen, sırt çevrilen biri oluyordun .
Ama öyle aşıktım ki kimseyi tınlamıyordum. Linçte edilsem, dışlansamda kimse umrumda değildi. Ben seviyordu m ve sonuna kadar aşkımın arkasındaydım. Delikanlılık yürekte olurdu. Bize kıvırmak yakışmazdı. Evet bi hata yapılınmış ve evli birine aşık olunmuştu ama vicdan azabını azaltıcı sebepler vardı. Adam aşık değildi, sevmiyord u. Ben olmasamda boşanıcaktı. Benle alakalı değildi. Kaç kere sordum ona sebep ben miyim diye. “Hayır zaten biz anlaşamıyoruz senelerdi r” dedi. O zaman neden boşanmamıştı ki? Ben neydim onun için? Macera? Heves? Genç manita? Seks oyuncağı? Sorular beynimde dönüyordu sürekli ama hayır o böyle biri olamazdı. O beni deliler gibi seviyordu ama neden artık çiçekler gelmiyord u? Neden aramalar azalmıştı?
Beynim kalbim herşeyim acımaya başlamıştı, ve tek bilen akşama kadar oturup düşündüğüm koltuktu…


Bölüm 5
Dert ortağı
Çalıştığım yerde bi arkadaşım vardı. Eşinden boşanmış, genç yaşta yalnız yaşamaya başlamıştı. Hep buruk hep durgun. Genç yaşta yüzünde hayatın ona atılan tokadının mahzunluğu vardı. Onunla dertleşmeye başladım çünkü böyle durumlard a birine güvenmek şarttı.
Güvenmek ve anlatmak. Yargılamayacak ve anlayacak birine ihtiyacım vardı.
Ve kaderin cilvesine bakın ki arkadaşımda aynı dertten muzdaript i.
- Nasıl yani yaa, sende mi evli biriyle berabersi n?
- Evet canım. 3 yıla yaklaşıyor sanırım. Ama mükemmel gidiyor.
- Ya benim aylar oldu ama onsuz bi hayata katlanamıcam. Evlenmek için baskı yapıyorum ama benden uzaklaşmaya başladı sanırım.
- Biz asla bu konuyu konuşmuyoruz. Ayda bir kere gelir, beraber yer içer vakit geçiririz. Sonra evine döner
- Peki eşine ne yalan söylüyor?
- Arkadaşlarımla şehir dışında bi işim var diyo.
- Hmm benimkide kafasını dinlemeye gittiğini söylüyo yazlığa.
- İşin başındayken dön derim bak. Ben eşimden boşandım yanımda çok destek oldu o. Ama çok zor bi durum. Sevdiğin insanı biriyle paylaşmak, onun başkasıyla beraber uyuduğunu hatta birlikte olduğunu bilmek, onu paylaşmak. Bunlar katlanılcak şeyler değil.
- Peki sizin 3 yıl olmuş. Neden ayrılıp gelmedi? Nereye kadar sürücek?
- Çocuklarını bırakamıyo canım. Sanıım böyle sürücek yada bana tak etcek ve bırakıcam. Ama o kadar iyi ki o kadar her işime koşuyo, her zaman bana destek oluyo ki asla bırakamıyorum.
- Çok zor haklısın. Ama ben aşkıma güveniyorum, inanıyorum. Herşeyi bırakıp bana gelicek ve beraber mutlu bi ömür geçircez.
- Yaş farkınız çokmuş?
- 18 yaş ama sorun olmuyo. O bana olgunluk ben ona gençlik veriyorum, dengeliyo ruz.
- Ama hadi evlendin diyelim. Sen daha 27 yaşındasın. O ise 45. Çok zorlanırsın.
- Canım ben bunları düşünmüyorum. Kim öle kim kala. Ben onunla mutluyum ve hiçbirşey ilgilendi rmiyo beni. Yaş, konum, çevre hepsi hikaye. Onun yanında nefes alıyorum, onunla mutluyum. Mantığı attım çöpe, aşkla bakıyorum.
- Umarım üzülmessin canım. Bu dibi görünmeyen bi kuyu. 2. Kadın olmak zordur. Çünkü bütün avantajla r 1. kadındadır. O çocuklarının anasıdır en başta. Her zaman saygı görür. Asla bırakılmaz çünkü arada bi bağ vardır. Senelerin verdiği bi alışkanlık ve çocukların bağı. Biz ise ayda bir kez görülen, bol seks yapılan, evet değerde gören ama sonra yalnızlığına terkedile n kadınlarız.
- Yani metres…
- Bu kadar ağır konuşma…
Maalesef durum bu kadar açık ve net, adımızda bu kadar kabaydı. Biz metrestik . Uzak şehirde yaşadığımız için ayda bir ziyaret edilen, gelirken hediyeler alınan, birsürü yalanlarl a kandırılan, boş hayaller kurdurula n metresler dik. Evet hayaller kurardık, bizde insandık ama hepsi boştu. Onunla aynı sabaha uyanma hayalleri, kahvaltısını hazırlama sevinci, beraber yapılıp yenen yemekler, pazar günleri gidilen piknikler, akşamlar tavla maçları ve film keyfi, gece zevkin doruklarına çıkılan seks… bunlar uzar giderdi. Evet geldiğinde yaşanırdı ama herşey sadece 3-5 güne sığdırılmaya çalışılırdı. Ondandır metresler in ve onu metres yapan zalimleri n az uyuyuşu. O kısıtlı zaman uykuyla heder edilmezdi . Her dakikanın değeri bilinerek yaşanırdı. 3-5 gün evli gibi davranılır , öyle hissedili rdi. Ama sayılı gün bitince erkek evine, kadında yalnızlığına ve boş hayalleri ne dönerdi. Bir dahaki seferi iple çekerek pencere önünde saatler geçerdi. Geceleri yastıkta kalmış onun kokusu koklanara k, yastığa sarılarak uyunurken o eşinin yanında, aile sıcaklığında, genç sevgilide n alınan dopingle ve mutlulukl a rahatca uykuya dalardı. Yatak ve gece sadece metresler e dikendi, sadece metresler e düşmandı. O zalim adamlara değil.


Bölüm 6
Heyecan azalıyor
- Ya bana eskisi gibi davranmıyosun.
- Başladık yine. Offf
- Offf mu? Hani o ağlayan, bensiz duramayan, nefes alamayan adam? Kaç gün oldu artık gelmiyosu n bile.
- İşlerim çok güzelim, biraz anlayış lütfen.
- Yeter artık sen beni boş hayallerl e oyalıyosun. Karınla konuş, hallet, boşan ve gel.
- Bu o kadar kolay mı sanıyosun? Çocuklar olmasa bir dakika durmam zaten ama boşanma işi öyle kolay bi iş değil.
- Ver avukata , sen mi uğraşıcaksın.
- Bak aşkım, seni seviyorum, senle bi hayat kurmak istiyorum ama azıcık sabır. Lütfen beni boğma. Seninleyi m zaten.
- Ama ben hep yanımda ol istiyorum . Akşamlarımı evde seni düşünerek, yalnız yatarak geçirmek istemiyor um.
- Haklısın bitanem. Tamam hep senin yanında olucam ama sabır. Zamanla olucak bunlar.
- Tamam hayatım. Özür dilerim. Sensiz yaşayamıyorum. Çok zor. Senden başkasını istemiyor um.
- Bende aşkım biliyorum ama lütfen üstüme bu kadar gelme daralıyorum.
Evet üstlerine bu kadar gidilip, onların kafası şişirilemezdi. Böyle bi hakkımız yoktu. Onların dertleri çoktu. Çocuklar , okulları, ev, iş derken birde bizi düşüncek değillerdi ya. Bizim zaten ayda bir stres atılmak için gidilen bir bardan meyhanede n farkımız yoktu. Biz asla isyan edemez, asla kavga edemezdik . Öyle bi hakkımız yoktu ki. Bizi birbirimi ze bağlayan ne resmi bi evrak ne imza ne de çocuk yoktu. Bizi birbirimi ze bağlayan ince bir iplik vardı. Adı da aşk ve seks…
Evet heyecan günden güne azalıyordu. Nede olsa metres hep çantada keklikti. Kendine aşık olan kadın erkekler için hep çantada keklikti. Ona ayrıyeten bi emek harcamaya, onu mutlu etmeye gerek yoktu. Çünkü o zaten sadece hayallerl e bile mutluydu. Evimde yalnız başıma günler geçmeye devam ediyordu. Gözle görülen bi mutsuzluk, bi isteksizl ik başgöstermişti. Her zaman kahkahala rıyla tanınan, ortamlard a neşesiyle dikkat çeken ben artık suskun, durgun , agresif ve soğuk biri olup çıkmıştım. İşyerinde verimsizl eşmeye, arkadaşlarımla zıtlaşmaya başlamıştım. Her sözü üstüme alıyordum. Geceleri uyuyamıyor, sabahları uyanamıyordum. İşyerimden aldığım izinler dikkat çekmeye başlamıştı. Ve ben en sonunda doktora gitmeye karar verdim…

Bölüm 7
Depresyon
En yakın arkadaşımın dediği gibi ben bu yükü taşıyamamıştım. Bana göre bi ilişki değildi. Evli adamla aşk benim harcım değildi ama o kadar aşık ve gözü kördüm ki. Bitmek bilmez baş ağrıları, uykusuzlu k, aşırı kıskançlık ve gerginlik derken kendimi hastanede buldum. Doktora çıktığımda neyin var dediği an ağlamaya ve konuşamamaya başlamıştım. Neyin var? İşte kötü olan buydu. Hiçbirşeyim yoktu. Aptal ve boş hayallerd en başka. Aşıktım ve evet bu bir hastalıktı. Başkasının kocasına aşıktım, hiçbir zaman benim olamıyacak, sevmediği kadınla yaşayacak adama…
Kendime gelip üstü kapalı dertlerim i sıraladıktan sonra depresyon teşhisi ve antidepre sanlar eşliğinde evimi yolunu tuttum. İşyerinden 1 hafta izin alarak tabi. İlaçlar beni birsüre uyutucaktı. Zamanla kendime gelmeye başlıcaktım. Bunu çok istiyordu m, eski ben olmayı. Eski neşeli gülen kız olmayı. Bunu ilaçlar mı vericekti? Olsun ilaçla milaçla eskiye dönücektim yani öyle umuyordum .
Akşamları ilaç alıp yatıyor ertesi gün akşama kadar uyuyordum, evet uyku güzel bi kaçıştı. Uyanık kalmaya ve düşünmeye dayanamıyordum. İlişkim devam ediyordu ama kavgalar ve gerginlik lerle. Uyumadığım zamanlar kavga edip, ilaçlara sığınıp ağlaya ağlaya uyuyup kalıyordum.
Birgün ilaçların etkisiyle mi bilinmez o kadına mesaj attım internett en.
“Kocanızla beraberim”…
Bu herşeyi düzeltir sanmıştım, öğrenen eş ( nasılsa sevmiyor ve sevilmiyo r) evi bırakıp gidicekti, boşanıcaklardı ve artık sevdiğim adam benim olucaktı. Ne büyük aptallık. Evet herşey bianda bozuldu, kavgalar edildi, hatta kadınla telefonda görüşüldü ama kadın dirayetli ydi. Eşini genç bi kadın için terketmey ecek, çocuklarını babasız büyütmeyecekti. Adamın bi seçim yapması gerekiyor du. Arada kalmıştı. Ne aşık olduğu küçük sevgilisi nden vazgeçebiliyor, nede çocuklarından ve onların anasından, evinden, düzeninden.
Hayatta metresin karşı tarafa göre daha az şansı vardır. Karşıda bir ev, düzen ve alışkanlıklar vardır. Metresin elinde ise hiçbir işe yaramayan aşkı…
Adam 2 kadın arasında kalmıştır ve bir seçim yapmalıdır. Bunun için yazlığa gider ve orda düşünmeye başlar. Zordur herşey, bi tarafta çocuklar kadın bi tarafta genç sevgili. Çocukları üzmüştür, karısını hayal kırıklığıa uğratmıştır ama genç sevgilisi nin dünyasını karartmıştır. Nede olsa tanıştığında kendi halinde yaşayan bi genç kızı baştan çıkartmış, tutamayac ağı sözler vermiş, kızlığını almış, onu mutlu ve aşık etmişti. Şimdi birşeyler yapmalıydı. Ne ailesini bırakmayı gözü yiyordu nede kendisini gençleştiren mutlu eden genç sevgilisi ni bırakabiliyordu. Bu kararsızlık ve stresle kendini dış dünyaya kapadı, düşünmeye başladı.
Karısı ve çocukları genç bir kadın için kendileri nin bırakılacağı korkusuyl a yaşarken bende evde verilcek kararı bekliyord um. Öyle emindim ki beni asla bırakmayacağına. Benle mutluydu, benle hayat doluydu. Orda mutsuzdu, sorumlulu kları vardı, orda aile babasıydı. Benim yanımda ise gülen eğlenen mutlu bi adamdı.
Adam kafasına göre bir plan yaptı. Genç sevgilisi ni seviyordu, herşeyi göze almıştı ama son bir deneme yapmalıydı. Gidip genç sevgiliyi ziyaret edicek, herşeyi mantık süzgeçinden geçiricek ve bir karar vericekti . Ve evime geldi…


Bölüm 8
Büyük kavga
Hala düşünüyorum bunun bilinçli yapılıp yapılmadığını. O her zaman canım cicimli konuşan adam bu sefer geldiğinde stresliyd i, yanına varılmıyordu. Sürekli ters davranıyor, gözünü benden alamayan adam tvde maç izliyordu . Bense hizmetçisi gibi yemeğini hazırlıyor, kahvesini önüne koyuyordu m. Birazcık ilgi için gözüne bakıyor ama bir karşılık alamıyordum. Yinede sabırla beklemeye karar verdim. Geceleri herşey aynıydı. Ateşli sevişmeler devam ediyordu ama gündüzleri gözle görülen bi gerginlik vardı. Adam kafasında neler çeviriyorsa yada neler kurguluyo rsa dışına yansıtıyordu. Önce arkadaşlarıma takmaya başladı. Erkeklerl e fazla samimi konuşuyordum. Tamamda onlar benim kaç senelik üniversite arkadaşımdı. Hepimiz bekar olduğumuz için birbirimi zi rahatlıkla arar konuşurduk şakalaşırdık. Eğer benle evlenicek sen bütün hepsini hayatından siliceksi n dedi. Sonra internett e fazla gezinmemi taktı. Acaba ordan erkeklerl e yazışıyo muydum. Tamamda kendisiyl ede internett e tanışmıştım, ilk defa internett en görüştüğüm kişi oydu. Ve başka kimseyle işim olamazdı, deli gibi aşık olduğumu bile bile beni böyle şeylerle yargılayıp kırıyordu. Gözünde beni batırıp karısını yücelterek kendini kandırmaya çabalıyordu. Çünkü karısının başka erkeklerl e alakası yoktu. Ev kadınıydı, çocuklarla ilgilenen, evi çekip çeviren, iş arkadaşları yada üniversite arkadaşları olmayan kendi halinde bi kadındı. Ben genç, çevresi geniş, üniversite mezunuydu m ve çevremde doğal olarak erkeklerd e vardı. Eğer onla evlenmek istiyorsa m interneti bırakıcaktım, bütün cinsiyeti erkek olan insanları silicekti m hayatımdan. Sadece onun kölesi olucaktım, sanırım istediği buydu. Bir köle…
Baştan beri sabırla davranan ben bu şartlar karşısında isyan ettim. Namussuz bi kadın mıydım ki bunca zaman benle şartsız birliktey ken şartlar konmaya başlamıştı?
Eğer benle evlenmek istiyorsa n’ la başlayan cümleler beni deli etti. Ne yani asıl eğer sen benle evlenmek istiyorsa n benim şartlar koşmam lazımdı. Kör, topal yada ona muhtaç değildim. Şartları o koymamalıydı. Genç ve güzel olan bendim, avantajla rı yüksek olan bendim ama o ben ona muhtaçmışım gibi davranmay a başlamıştı. Tabiî ki isyan ettim ve o lanet cümleler ağzımdan döküldü.
- Siktirgit evimden. Defol.
- Neeeeeeee? Sen nasıl konuşuyorsun benle?
- Aynen hak ettiğin gibi. Benim evimde bana ters davranıp, kaprisler yapıp, bana şartlar sunamazsın sen. Defol.
- Evet evimde mutlu değildim, karıma aşık değildim ama hiç böyle kavga etmedim, bana saygısını hiç bozmadı. Bir daha asla dönmem.
Dedi ve gitti. İstediği buydu adamın zaten bence. Evine dönmek için bir sebep gerekiyor du. Sebepsiz dönmek, beni yüzüstü bırakmak işine gelmiyord u tabiî ki. Ona güzel bi bahane vererek, kendi ellerimle onu evine yolladım. O da içi rahatlamış vaziyette kararını vermişti. Genç sevgiliyi maziye gömüp evine çocuklarına ve karısına dönüyordu.


Bölüm 9
Boşluk
Evden kovduktan sonra anında pişman oldum. Sevdiğim adamı kolundan tutup kapı dışarı etmiştim ve kaybetmiştim. Hemen telefona sarıldım ama telefon asla açılmadı. Evet onu kaybetmiştim. Bütün gün ağlamaktan çıldırdım, durmamalıydım, sevgilimi üzmüştüm, kovmuştum ve kaybetmiştim. Bişeyler yapmam lazımdı onu geri getirmem.
Cebime baktım sadece 40 tl vardı. Apartopar bir valiz hazırladım ve sevgilimi n yazlığının olduğu o meşhur sahil kentine gittim. Otobüse ağlayarak bindim, aç ve uykusuzdu m. Üzüntüden çökmüştüm. İnsanların garipseye n bakışları altında ağlayarak camdan dışarıyı seyrediyo rdum. Hep gülerek, şarkılar söyleyerek geçtiğimiz bu yolları şimdi ağlayarak izliyordu m. İşte karşıda mola vererek kahve içtiğimiz yer, işte karşıda yol kenarında yemek yediğimiz yer… böyle düşüne düşüne daha çok ağlayarak saatler geçti. Ve ben oraya vardım. Garajda indim, bir köşeye geçtim. Ayaklarım açlıktan titriyord u, zaten tüm paramı otobüse verdiğim için sadece 5 tl kalmıştı bana. Aradım ama açmadı. Yanımda yöremden insanlar cıvıldayarak geçiyordu, sezonu erken açan insanlar , turistler… herkes neşe içinde geçiyordu çevreden. Bi köşeye pusmuş ağlayarak izliyordu m. Şimdi ne yapıcaktım??
Sonunda bir msj çektim. “Ben geldim, garajdayım, gel beni al.”
Ama telefonu kapalıydı. Ve yıkıldım. Bi süre köşede ağladıktan sonra karar verdim. Güçlü olmam lazımdı, beni böyle ortada bırakan adama karşı güçlü olmalıydım. Kadınlık gururumu bi kenara atmış, onun peşinden beş parasız buraya gelmiştim. Bana geri dönmese bile sadece af dilemek için gelmiştim. Ama o koca kıçını kaldırıp yanıma gelmeye bile tenezzül etmeyecek ti. Sonunda mesajımı aldı ve aradı.
- Ben orada değilim, evime döndüm.
- Hayır seni tanıyorum, buradasın evine dönmedin. Yalan söyleme. Bak cebimde beş kuruş yok. Beni ortada bırakma lütfen gel konuşalım.
- Hayır sen beni evinden kovdun artık bitti. Kızım bak ben senle asla evlenmem, anlaşamıyoruz demekki. Zaten evlensek 2 ay sonra boşanırdık.
- Neeeeeeee? Hani bana aşıktın, iyi anlaşıyorduk, o kadar gün geçirdik beraber , uyumluydu k. Bir hata her şeyi silemez.
- Maalesef bitti. Arkadaşımı göndereyim de cebine azcık para koysun, dön git evine.
Telefonu kapattım ve orda bittim…
Evet o yanıma bile gelmedi. Bir arkadaşını gönderip cebime para koydurup evime geri göndermek istedi. Telefonum u kapattım. Ağlaya ağlaya valizimi çektim. Açlık uykusuzlu k yorgunluk la bilmediğim yolları yürümeye başladım. Yolun sonu nereye çıkacaktı bilmiyord um ama yürümeye başladım. Ta ki takatim tükenene kadar.
Bu sefer merak etme sırası ondaydı. Telefonu yüzüne kapamıştım, beş parasızdım ve bilmediğim bi şehirdeydim. Sanırım hala erkekliği ve vicdanı birazcık kalmıştı ki telaşlandı ve aramaya başladı ama telefonu hiç açmadım. Onlarca denemeden sonra ve benim bayılmama ramak kalmışken telefonu açtım ve defolmasını söyledim. Ağlaya ağlaya başımın çaresine bakarım diye bağırdım.
- Tamam buradayım. Söyle nerdesin? Gelip seni alayım.
- Nee , sen koca bi yalancısın. Hani dönmüştün, hani burada değildin. Pislik. Yattın kalktın işin bitti ve artık umrumda değilim. Defol git sana ihtiyacım yok.
- Kızım bak beni delirtme. Nerdeysen söyle, oturup konuşalım sonra bindirip göndereyim seni.
- Umrumda değilsin artık. Lanet olsun. Peşinden onlarca kilometre geldim, parasız ve uykusuz ağlayarak. Ama sen yalan söyledin, amacın beni başında defetmek. Gelme artık istemiyor um.




Bölüm 10
Gerçekler
Şairinde dediği gibi:
“ geçti istemem gelmeni, yokluğunda buldum seni, bırak hayalimde gölgeni, gelme artık neye yarar… “
O kadar kırılmıştım ki artık gelmesi ne bana dönmesi hiçbir şey beni eski halime döndüremezdi. Kendisi bile bir işe yaramazdı artık. Kalp kırıklığı başka bir şeydi. İlk günler kendileri ni mükemmel tanıtan erkekler zamanla değişmekteydi. Hangi yaşta olurlarsa olsunlar bu hep aynıydı. Hevesleri biter ve onlar giderler. Sonrası artık yazmaya bile değmez benim gözümde. Her şeyin bittiği an o andı. Öncesi sonrası hep hikaye. Sonrasında bana yalvarmal arı, pişman oluşları, evine döndüğünde yeniden mutsuz olması, aslında yanlış bi karar verdiğini anlaması, gözyaşları…
Hiçbiri beni teselli etmedi, mutlu etmedi. Bunca şeyden sonra dönmesi bile kurtarmay acaktı. Bir kere beraber çıktığımız yolda beni yarım bırakan adama nasıl güvenebilirdim ki. Saflık gitmişti, aşk bitmişti, kalbim kırılmıştı. Onun varlığı bile artık bir şeyleri kurtarama yacaktı. Büyük heveslerl e başlayan her aşk gibi bu da berbat sonlanmıştı. Geriye kalan güzel anılarda birer birer silindi, üstlerine hakaretle r, yalanlar birer örtü oldu. Boynumu büküp yalnızlığıma döndüm. Beni kucakladığı koridorla r artık daha karanlıktı, yastığım o kokmuyord u, rengarenk döşediğim, onun aldığı çiçeklerle süslenen evim artık karanlık bir zindandı. Gittiğimiz yerlerden hatıra aldığımız eşyalar, ağaçlardan topladığımız ve duvarlara astığım mandalinl er, limonlar, yapraklar…
Her şeyden o dakika nefret ettim. Ondan öncede yalnızdım ama aşkı tadıp tekrar yalnızlığa dönmek bu sefer çok koydu. İçkiye verdim bi süre kendimi, ilaçlarda artık işe yaramıyordu. İyice içime kapanmıştım. Kimse kalbimdek i acıyı dindiremi yordu. Birkaç kişiyle tanışmayı denedim ama kimseyi onun yerine koyamadım. Ve sanırımda asla koyamayac ağım…
Hep aldatılan kadınlar anlatır, hep onlara acırız. Öteki suçludur, erkeği baştan çıkarmıştır sözde, o fahişedir…
Aslında hikayeler i dinlemede n herkes karar verir. Asıl üzülen, acınması gereken kişi 2. Kadındır. Bütün yükü, özlemi, zorluğu metresler çeker, erkeği mutlu eder ve evine gönderir. Aşkla yürümeyen her evlilikte bir adam, bir kadın ve bir metres vardır.
Aşk; neler yaşanılırsa yaşansın geriye kalan en temiz şey.
Bütün 2. Kadınlara yani metresler e, hayatının bir döneminde metres damgası yiyenlere ve daha bu konuma girmeyip eleştiren, yerden yere vuran metres adaylarına sevgilerl e… Yeteri kadar cesur değilseniz aşk’ a hiç bulaşmayın…

http://www.google.com.tr/#q=sanal+aleme+girdi%C4%9Fim+i%C3%A7in+pi%C5%9Fman%C4%B1m&hl=tr&biw=1020&bih=593&ei=oz69TIXaDIuZOvqv3SA&start=0&sa=N&fp=f72c0e522dacbddd

http://www.google.com.tr/#q=sanal+alem+zararl%C4%B1d%C4%B1r&hl=tr&prmd=fd&ei=dz-9TP7NEsyZOov-sTI&start=0&sa=N&fp=f72c0e522dacbddd

SANAL ALEM - SANAL ALEMDE BAŞLAYAN AŞKLARIN SONU HÜSRANDIR 1.BÖLÜM SONU
LÜTFEN 2. BÖLÜMÜ OKUYUNUZ

« Son Düzenleme: Ekim 20, 2010, 08:46:02 ÖÖ Gönderen: administratör » Logged
« Yanıtla #1 : Ekim 19, 2010, 10:07:48 ÖÖ »
admin
Ziyaretçi
SANAL ALEM - SANAL ALEMDE BAŞLAYAN AŞKLARIN SONU HÜSRANDIR - 2.BÖLÜM

SANAL ALEM - SANAL ALEMDE BAŞLAYAN AŞKLARIN SONU HÜSRANDIR - 2.BÖLÜM

Allah c.c sanal alemde islam için çalışan sitelerde n
razı olsun ve başarılarının devamını nasip eylesin inşallah

http://www.islam-green34.com

MUHAMMED YASİN

BERLIN - DEUTSCHLA ND

http://www.social-worlds.tr.gg

SANAL ALEMDE BAŞLAYAN AŞKLARIN SONU HÜSRANDIR

Değerli Müslüman kardeşlerim
web sitemize sanal alemde başlayan
ve hüsranla neticelen en aşklarla ilgili bir yazıyı
monte etmek ihtiyacı duyduk
çünkü bir çok müslüman kardeşimizin
sanal alemde geleceği olmayan aşklar yaşamaları
ve hayal kırıklığına uğramaları sonucu
bizimde bu konuda bir yazı yazmamız
gerektiği sonucuna vardık
değerli kardeşlerim
neden hüsrana uğranlıyor sorusuna bir çok gerekçe yazılabilir
ancak en önemlisi
gerçek yaşantımızda bile insanları tanımakta güçlük çekiyoruz
sanal alemde bir insanı gerçek manada tanımamızın mümkün olmaması
yüzünden ve insanları kendini gösterdiği sahte kişiliklerle
yanlış tanıdığımız için sanal alemde başlayan aşklar hüsranla
sona erer birde elbette sanal alem bir yalan makinesin e dönüşmüş durumdadır
gerçeklerle yalanların farklı oluşunuda hesaba katmamız geremekte dir
bu konuyla ilgili elbette bir çok yazı dizisi mevcuttur
bunlardan birisini aşağıya örnek olarak aldık 
- Sanal alemde başlayan aşkların sonu hüsrandır -
aşağıdaki konuyu okuyunuz ancak en alttaki
konu bitiminde ki yazı dikkatimi zi çekti
"  Normal hayatta bile başlayan ilişkileri sürdürmek, güvenmek ve sahip çıkmak çok zorken, sanal alemde yapılan sohbetler in aşka dönüştüğünü düşünmek, bizi acı verici bir sona hazırlar. Sanal alem keyiflidi r ancak işyerinden koşarak eve gidip, bilgisaya rın başına oturma boyutuna geldiysen iz, siz de artık sanal bir kişisiniz demektir.
Her şeyi dozunda bırakın! Dışarıdaki gerçek yaşamdan kaçarak sığındığınız bilgisaya r ekranı, sizi asosyal, yalnız, üzgün ve kaybetmiş biri yapmasın. Gerçek dünyadan kopmayın, sanal alemin keyfini çıkarın! "
denilmekt edir
Değerli müslüman kardeşlerim
bu yazıdaki en alt parağrafta dikkati çeken son söz
şudur " sanal alemin keyfini çıkarın "
Kardeşlerim malesef müslümanlar için sanal alem
artık keyfi çıkarılan bir yer olmaktan çoktan çıkmıştır
kaldıki bizler müslüman olarak
hayatı bir imtihan olarak nitelendi riyorken
sanal alemi bir zevk materyali olarak görmemiz
zaten baştan yanlıştır
malesef sanal alem bugünkü boyutuyla
nefs-i emarenin tatmini için
şeytani duyguların yaşandığı yerler haline gelmiştir
uzak kalınması gerekmekt edir
bizim acizane tavsiyemi z budur
müslümanlar sanal alemden uzak kalamıyorsa
o zaman ne için sanal alemde bulunduğunu düşünmeli
ve bu islami realite ölçüsündeki amacına yönelik
bazı yerlerde bulunmalı
ve nefs-i emaresini n tatmini için
etkileşim moduna geldiğinde
hemen sanal alemden uzaklaşmalıdır
yoksa sanal alem müslüman veya dinsiz fark etmez
insanların duygu ve düşüncelerini olumsuz etkiler
ve kişi farkında olmadan haram ve günah bataklığına sürüklenebilir
bunun bir çok örnekleri vardır
ve bu kısırdöngüler sanal alemde devam etmektedi r
ve sanal alem müslüman gençlerimize ve dinimize zarar vermekted ir
kişi bunu bazı acı olaylar yaşadıktan sonra fark etmektedi r
pişmanlıklar yaşamaktadır
tövbeler edilmekte dir ancak bağımlılık haline geldiğinde
tövbelere ait günahlar yine tekrarlan maktadır
ilk sanal aleme girdiğinde belki müslüman masumdur
bayan-erkek bir arada yazışılan bazı dini sohbet chat kanallarında
sözde islami konular yazılmaktadır
ancak karşıt cins arasındaki munasebet lerin olduğu her yerde
hayalide olsa uygunsuz halvet durumu oluşabildiğinden dolayı 
ve zaman içinde islami eğitim-kültür-ahlak-iman ve takva seviyesi
nefs-i emarenin seviyesin in altına inmekte
ve müslüman erkek veya bayan islami değer ölçülerini yitirmekt edir
bizler uyarıyoruz lütfen ciddiye alın bu uyarıları kardeşlerim
müslümanlar hayata dair hiç bir şeyi ciddiye almamakta dırlar
ve ciddiye almadan yaşamaktadırlar
fakat sanal alem ciddiye alınması gereken bir konudur
çünkü kişinin direkt ruh-i zeminini etkller
kendini islami idealler konusunda geliştirememiş müslümanların sanal alemi terk etmeleri
gerekmekt edir
fakat sanal alem bir bağımlılık haline geldiyse
o zaman yapılacak ilk iş ve doneler şunlardır
önce sanal alemle ilgili gerçeklerin
bilimsel ve dinsel kaynaklar taranarak öğrenilmesi gerekmekt edir
ve sanal aleme ait müslümanların  kendi inançları çizgisinde
belirli bir bilinç düzeyinin oluşması gerekmekt edir
bu bazı dini sohbet chat sitelerin de yazışarak elde edilecek meleke değildir
çünkü risk taşır
nefs-i emare ile islami realitele r savaş halindedi r
bu risk taşıyan şekliyle sanal aleme girmeden önce
http://www.islam-green34.com
web sitesinde ki
sanal alem ve sanal alem anektodla rının tüm belge bilgi ve dökümanı okunmalı
ve tefekkür edilmelid ir
sanal aleme ait bir sürü soru işaretleri vardır
islami bağlamda şüpheli olan bir yığın konular vardır
harama yakın doneler vardır
kişiyi psikoloji k travmalar a iten durumlar vardır
bunların okunup öğrenilerek belirli bir bilinç düzeyinin oluşması gerekmekt edir
bu belki zaman alabilir ancak zaman darlığından okunmadığı zaman
sanal alemden zarar görmek acılar çekmek
pişmanlıklar yaşamak dahamı iyidir
harama ve günaha bulaşmak dahamı iyidir
sabırla tevekkül ve tefekkür ile
en ince detayına kadar konular okunmalı
ve belirli bir bilinç düzeyi oluştuktan sonra
yeniden bu  sanal aleme girilmeli dir
ve sanal alemde bulunmak için bir amacınız olması gerekmekt edir
bazı dini sohbet chat sitelerin de
yazışmak gibi bir amaç her zaman sizi doğruya iletemeye bilir
çünkü sanal alemde kimin doğru kimin eğri olduğu zaten gerçek manada bilinemez
ve sanal alem ruh-i zemininiz i olumsuz etkilkeye cek bir yığın riskler taşımaktadır
siz bu amaç yerine
her zaman sanal alemi sorgulaya n
sanal alemde yaşanabilecek olumsuzlu kları
ve gerçekleri aktarmayı hedef sayan
ve elde ettiğiniz bilinci
diğer müslümanlarla paylaşmak gibi bir niyet ve amaçla
sanal alemde bulunmanız gerekmekt edir
bir müslüman sohbet veya chat için
konu dini veya edebiyatt a olsa
konu ne olursa olsun
sohbet ederek zaman harcamama lıdır
bu boşa geçen zamandır
ve islami realitele rle bağdaşmamaktadır
dini sohbeti bırakarak artık gerçekleri aktarmaya çalışmak
sizi günahlardanda korur
dini sohbetle geçen zaman içinde çeşitli riskler içinde
kalarak kendinizi yıpratmak yerine
islam ile chat ikilisini n neden uyuşmadığını
ve özdeşleşmeye çalıştırılırsa
müslümanların ve dinimizin neden zarar göreceğini
araştırınız
ve elde ettiğiniz bulguları
diğer müslüman kardeşlerimizle paylaşmak amacıyla sanal alemde yer alınız
bu tür bilgi ve dökümanlar
http://www.islam-green34.com sitesinde mevcuttur
bazı kardeşlerimiz iki konu okuyup bu dökümanı okumaktan vaz geçip
yeniden dini sohbet chat ile meşgul olmaktadırlar ve zarar görmektedirler
bu neden kaynaklan maktadır ilk etapta
müslümanlar yaşadığımız dünyaya ait hiç bir şeye
dikkat etmemekte dirler
ve hayata ait donelere önem vermemekt edirler
bir örnek vereceğim
Amerikan Hollywood yapımı  Walt Disney türü bir çizgi film seyretmiştim
çizgi film değilde benim dikkatimi filmdeki müzikler çekmişti
müzikler dünyanın en iyi flarmoni orkestral arından birisi olan
Royal flarmoni orkestrası tarafından seslendir ilmiş müziklerinden oluşmaktaydı
kardeşlerim bu alt tarafı bir çizgi filim diyebilir siniz
ama bir çizgi filmdeki yayınlanan müziğe bile verilen öneme bakınız
ve bu çizgi film tüm dünyada gösterime sunuluyor
biz bir ara nasrettin hoca çizgi filmini
bir flüt ve kudüm ile müzik yaparak çekmişiz
işte bizim önem vermediğimiz şekliyle
bu çizgi film dünyaya pazarlana maz
etki yaratamaz ve buu şekilde nasrettin hocayı bizler tanıtamayız
ve elbette emek ve önem vererek
yapılan şeyler
doğruda olsa yanlışta olsa
iletimi ve yaygınlaştırılması
daha kolaydır
fakat müslümanlar herşeyde olduğu gibi
bu konularad a
önem vermedile r
tıpkı zamanında TV konusuna önem vermedikl eri gibi
şimdi ise müslümanlar dini sohbet chat olayına önem vermiyorl ar
ve önem vererek Batının geliştirdiği sistemler bu konudada bizi etkisi altına aldı
ve müslümanlara ait bir islami formasyon oluşturmaya çalışılmıyor
bilinç yok bu konuda ve elbette zarar görüyor müslümanlar
işte asıl mesele bir müslüman sanal alemde yer alacaksa eğer
okuyup inceleyip araştırarak işte bu gerçekleri bilerek
belirli bir bilinç düzeyine ulaşarak
bilimsel-dinsel ve toplumsal gerçekleri sabırla diğer kardeşlerine aktarmak için
bir misyon yüklenerek
sanal aleme bu amaçla geri dönmeli ve tebliğ amacıyla yazışmalıdır
yoksa sadece sohbet veya dini sohbet chat amacıyla
yapılan yazışmaların müslümanları farklı mecralara sürüklediği
ve riskler taşıdığı artık kabul edilmesi gereken bir reailtedi r
kardeşlerim konunun başında söz ettiğimiz SANAL ALEMDE BAŞLAYAN AŞKLARIN SONU HÜSRANDIR
başlıklı yazı alttadır okuyunuz
ve okuduktan sonra bizim üstte bu yazıyla ilgili son parağraflardaki
yazılarımızı yeniden okuyunuz ve tefekkür ediniz
çünkü tefekkür doğruyu bulmada en önemli donedir
buyrun alttaki  yazıyı okuyunuz

RUJLU WOMEN

http://www.rujlu.com/ask-iliskiler/flort/1314-sanal-alemde-gercek-sevgilere-rastlanmaz-mi.html

RUJLU WOMEN

Sanal alemde gerçek sevgilere rastlanma z mı?

Çağın kolaylığı internet, doğal olarak aşk hayatımızı da ele geçirdi. Sanal aşklar tatlı başlar. Aslında o duygulara aşk demek de biraz ayıp olur ama konuya buradan girip kafanızı karıştırmayalım.

Ekonomik sıkıntılar, hepimizi sosyal hayattan uzaklaştırdı. Zaman geçtikçe daha yalnız ve içe dönük bireyler haline geldik. Evde televizyo n izleyerek geçirilen sıkıcı akşamlara renk getirebil mek için, soluğu sanal alemde aldık. Önce Google’ın ne olduğunu öğrendik. Kendimizi dünyanın tüm bilgileri ne haiz sandık. Ardından internet ortamında tanışabileceğimizi keşfettik. İcq, skype ve sonunda msn! İletişimin bin bir çeşit yolunu bulduk. Ancak tipini görmediğimiz ve hakkında bilgi sahibi olmadığımız insanlarl a konuşmak bizi sıkmaya başladı. Günler ve haftalar boyunca sohbet ettiğimiz kişilerle ilk karşılaşmamız bizi hayal kırıklığına uğratınca, tanışma sitelerin e yöneldik.

İlk sohbette aşk

Profiller hazırladık, resimler koyduk. Kendi özelliklerimizi ve aradığımız kişinin özelliklerini yazdık. Daha ileri gidip, bilgisaya rın ortak noktaları bulup, bize uygun adayları önermesini istedik. Sonra beklemeye başladık. Gelen mesajların sahipleri ni profiller inden çözdüğümüzü düşündük. Onlarca defa yanıldık. Çoğu karşılaşma hüsrandı veya sonradan hüsran oldu. Peki, sanal alemde sabahlara kadar süren sohbetler in içimizde yaratığı o duygular gerçek değil miydi? İnsan hiç görmediği birine aşık olabilir mi? İlk görüşte aşkın yerini, ilk sohbette aşk mı aldı?

Elbette insan hiç görmediği, dokunmadığı birine aşık olabilir. Bir yazara, bir ressama da aşık olabilir. Bu aşktan ne anladığınıza bağlı! Görselliği çok önemsemeyen biriyseni z, bir adamın beynine vurulabil irsiniz. Aşkın bin türlü hali var.

Ancak bizim gözden kaçırdığımız şey, çoğunlukla bir hayale aşık olduğumuzdur. Ekran karşısında kahramanlık yapmayı seven bir milletiz. Gerçi ekrandan önce de öyleydik. Biz, kısır günlerinde yan komşumuza, rakı masalarında yıllanmış arkadaşlarımıza bile hava atmayı severiz. Bir yabancıyla konuştuğumuzda geldiğimiz nokta şuydu: Hepimiz kral ve kraliçeydik! Çoğumuz en az bir yabancı dil biliyordu k, neredeyse hepimiz üniversite mezunuydu k. Hayatımıza giren kadın ve adam sayısı bir türlü üçü geçemedi. İyi para kazanıyorduk. Kendi ayaklarımızın üstünde duran, bilgili, üreten ve çağdaş kişilerdik. Ülke toplamında gerçek sayımda çıkmayacak ve baskı sayısı yetişmeyecek kadar çok kitap okuyorduk . Boş zaman diye bir kavramımız yoktu çünkü boş zamanlarımızı konser, tiyatro ve sinema ile dolduruyo rduk. Evde izlediğimiz korsan CD’leri sinema yerine, restorand a çalan müzikleri de caz konserine çevirme becerimiz i atlamak ayıp olur tabii ki. Bizler, sanal alemde kendimiz olmayı beceremed ik. Olmak istediğimiz kişilerdik. Yani, hepimiz iyi birer pazarlama cı olduk ve bu işe kendimizi süslemekten başladık. Ancak aşık olduğumuzu düşündüğümüz kişilerin de, aynı hediye paketine sahip olduğu aklımıza gelmedi.

İlişki yaşadığını zannetme hali

Sanal alemin içinde hiç gerçek sevgilere rastlanma z mı? Elbette bu olasılık dahilinde dir. Kendinizi ne kadar şanslı gördüğünüze bağlı... Ancak benim gözlemlerim, özellikle farklı şehirlerde yaşayan insanların, bir ilişki yaşadığını zannetmes idir. Mesafeler le daha da kolaylaşan aldatmala r, sonunda yüreğimizin vurgunlar la yıkılmasına neden olur. İnsanlar her ortamda tanışabilir. İnternet de, diğer olasılıklar gibi bize hizmet etmek ve hayatımızı kolaylaştırmak için var. Özetle benim geldiğim nokta şudur: Normal hayatta bile başlayan ilişkileri sürdürmek, güvenmek ve sahip çıkmak çok zorken, sanal alemde yapılan sohbetler in aşka dönüştüğünü düşünmek, bizi acı verici bir sona hazırlar. Sanal alem keyiflidi r ancak işyerinden koşarak eve gidip, bilgisaya rın başına oturma boyutuna geldiysen iz, siz de artık sanal bir kişisiniz demektir.

Her şeyi dozunda bırakın! Dışarıdaki gerçek yaşamdan kaçarak sığındığınız bilgisaya r ekranı, sizi asosyal, yalnız, üzgün ve kaybetmiş biri yapmasın. Gerçek dünyadan kopmayın, sanal alemin keyfini çıkarın!

RUJLU WOMEN

http://www.rujlu.com/ask-iliskiler/flort/1314-sanal-alemde-gercek-sevgilere-rastlanmaz-mi.html

RUJLU WOMEN

Evet değerli müslüman kardeşlerim
biz sizlere bu yazıyla ilgili üstte yaptığımız açıklamaları buradada
konu bitiminde yine uyarı olarak yazıyoruz
- Sanal alemde başlayan aşkların sonu hüsrandır -
konuyu okudunuz ancak en alttaki
konu bitiminde ki yazı dikkatimi zi çekti
"  Normal hayatta bile başlayan ilişkileri sürdürmek, güvenmek ve sahip çıkmak çok zorken, sanal alemde yapılan sohbetler in aşka dönüştüğünü düşünmek, bizi acı verici bir sona hazırlar. Sanal alem keyiflidi r ancak işyerinden koşarak eve gidip, bilgisaya rın başına oturma boyutuna geldiysen iz, siz de artık sanal bir kişisiniz demektir.
Her şeyi dozunda bırakın! Dışarıdaki gerçek yaşamdan kaçarak sığındığınız bilgisaya r ekranı, sizi asosyal, yalnız, üzgün ve kaybetmiş biri yapmasın. Gerçek dünyadan kopmayın, sanal alemin keyfini çıkarın! "
denilmekt edir
Değerli müslüman kardeşlerim
bu yazıdaki en alt parağrafta dikkati çeken son söz
şudur " sanal alemin keyfini çıkarın "
Kardeşlerim malesef müslümanlar için sanal alem
artık keyfi çıkarılan bir yer olmaktan çoktan çıkmıştır
kaldıki bizler müslüman olarak
hayatı bir imtihan olarak nitelendi riyorken
sanal alemi bir zevk materyali olarak görmemiz
zaten baştan yanlıştır
malesef sanal alem bugünkü boyutuyla
nefs-i emarenin tatmini için
şeytani duyguların yaşandığı yerler haline gelmiştir
uzak kalınması gerekmekt edir
bizim acizane tavsiyemi z budur
müslümanlar sanal alemden uzak kalamıyorsa
o zaman ne için sanal alemde bulunduğunu düşünmeli
ve bu islami realite ölçüsündeki amacına yönelik
bazı yerlerde bulunmalı
ve nefs-i emaresini n tatmini için
etkileşim moduna geldiğinde
hemen sanal alemden uzaklaşmalıdır
yoksa sanal alem müslüman veya dinsiz fark etmez
insanların duygu ve düşüncelerini olumsuz etkiler
ve kişi farkında olmadan haram ve günah bataklığına sürüklenebilir
bunun bir çok örnekleri vardır
ve bu kısırdöngüler sanal alemde devam etmektedi r
ve sanal alem müslüman gençlerimize ve dinimize zarar vermekted ir
kişi bunu bazı acı olaylar yaşadıktan sonra fark etmektedi r
pişmanlıklar yaşamaktadır
tövbeler edilmekte dir ancak bağımlılık haline geldiğinde
tövbelere ait günahlar yine tekrarlan maktadır
ilk sanal aleme girdiğinde belki müslüman masumdur
bayan-erkek bir arada yazışılan bazı dini sohbet chat kanallarında
sözde islami konular yazılmaktadır
ancak karşıt cins arasındaki munasebet lerin olduğu her yerde
hayalide olsa uygunsuz halvet durumu oluşabildiğinden dolayı 
ve zaman içinde islami eğitim-kültür-ahlak-iman ve takva seviyesi
nefs-i emarenin seviyesin in altına inmekte
ve müslüman erkek veya bayan islami değer ölçülerini yitirmekt edir
bizler uyarıyoruz lütfen ciddiye alın bu uyarıları kardeşlerim
müslümanlar hayata dair hiç bir şeyi ciddiye almamakta dırlar
ve ciddiye almadan yaşamaktadırlar
fakat sanal alem ciddiye alınması gereken bir konudur
çünkü kişinin direkt ruh-i zeminini etkller
kendini islami idealler konusunda geliştirememiş müslümanların sanal alemi terk etmeleri
gerekmekt edir
fakat sanal alem bir bağımlılık haline geldiyse
o zaman yapılacak ilk iş ve doneler şunlardır
önce sanal alemle ilgili gerçeklerin
bilimsel ve dinsel kaynaklar taranarak öğrenilmesi gerekmekt edir
ve sanal aleme ait müslümanların  kendi inançları çizgisinde
belirli bir bilinç düzeyinin oluşması gerekmekt edir
bu bazı dini sohbet chat sitelerin de yazışarak elde edilecek meleke değildir
çünkü risk taşır
nefs-i emare ile islami realitele r savaş halindedi r
bu risk taşıyan şekliyle sanal aleme girmeden önce
http://www.islam-green34.com
web sitesinde ki
sanal alem ve sanal alem anektodla rının tüm belge bilgi ve dökümanı okunmalı
ve tefekkür edilmelid ir
sanal aleme ait bir sürü soru işaretleri vardır
islami bağlamda şüpheli olan bir yığın konular vardır
harama yakın doneler vardır
kişiyi psikoloji k travmalar a iten durumlar vardır
bunların okunup öğrenilerek belirli bir bilinç düzeyinin oluşması gerekmekt edir
bu belki zaman alabilir ancak zaman darlığından okunmadığı zaman
sanal alemden zarar görmek acılar çekmek
pişmanlıklar yaşamak dahamı iyidir
harama ve günaha bulaşmak dahamı iyidir
sabırla tevekkül ve tefekkür ile
en ince detayına kadar konular okunmalı
ve belirli bir bilinç düzeyi oluştuktan sonra
yeniden bu  sanal aleme girilmeli dir
ve sanal alemde bulunmak için bir amacınız olması gerekmekt edir
bazı dini sohbet chat sitelerin de
yazışmak gibi bir amaç her zaman sizi doğruya iletemeye bilir
çünkü sanal alemde kimin doğru kimin eğri olduğu zaten gerçek manada bilinemez
ve sanal alem ruh-i zemininiz i olumsuz etkilkeye cek bir yığın riskler taşımaktadır
siz bu amaç yerine
her zaman sanal alemi sorgulaya n
sanal alemde yaşanabilecek olumsuzlu kları
ve gerçekleri aktarmayı hedef sayan
ve elde ettiğiniz bilinci
diğer müslümanlarla paylaşmak gibi bir niyet ve amaçla
sanal alemde bulunmanız gerekmekt edir
bir müslüman sohbet veya chat için
konu dini veya edebiyatt a olsa
konu ne olursa olsun
sohbet ederek zaman harcamama lıdır
bu boşa geçen zamandır
ve islami realitele rle bağdaşmamaktadır
dini sohbeti bırakarak artık gerçekleri aktarmaya çalışmak
sizi günahlardanda korur
dini sohbetle geçen zaman içinde çeşitli riskler içinde
kalarak kendinizi yıpratmak yerine
islam ile chat ikilisini n neden uyuşmadığını
ve özdeşleşmeye çalıştırılırsa
müslümanların ve dinimizin neden zarar göreceğini
araştırınız
ve elde ettiğiniz bulguları
diğer müslüman kardeşlerimizle paylaşmak amacıyla sanal alemde yer alınız

MUHAMMED YASİN

BERLIN - DEUTSCHLA ND

http://www.social-worlds.tr.gg

SANAL ALEM - SANAL ALEMDE BAŞLAYAN AŞKLARIN SONU HÜSRANDIR - 2.BÖLÜM SONU
« Son Düzenleme: Ekim 19, 2010, 05:33:21 ÖS Gönderen: administratör » Logged
Sayfa: [1]
 
Gitmek istediğiniz yer:  

Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2008, Simple Machines
LinkBacks Enabled by LordReco | FoRuMBoL Themes