+ ISLAMGREEN34 NEW WORLD » KÜLTÜR ______________________________________________________________________________________ » İSLAMİ DEFORMASYON ve ÇOK FARKLI KÜLTÜREL VE İSLAMİ KONULARA AİT DÖKÜMANLAR (Moderatör: İman_Power)
 PSİKOLOJİK İNSAN YAPISI - ÜRETİCİ OLUŞTURUCU DÜŞÜNCE

Kullanıcı Adı: Beni Hatırla?
Şifre:
Sayfa: [1]
Konu: PSİKOLOJİK İNSAN YAPISI - ÜRETİCİ OLUŞTURUCU DÜŞÜNCE  (Okunma Sayısı 7474 defa) Seçenekler Arama
« : Kasım 12, 2010, 09:44:32 ÖS »
admin
Ziyaretçi
PSİKOLOJİK İNSAN YAPISI - ÜRETİCİ OLUŞTURUCU DÜŞÜNCE

PSİKOLOJİK İNSAN YAPISI - ÜRETİCİ OLUŞTURUCU DÜŞÜNCE

http://www.izafet.com/hayatin-icinden/78580-yaratici-dusunme.html

Bu çalişmada yaraticil ik kavramini n tanimi, tarihsel gelişimi, yaraticil ik ve zeka, yaraticil ik ve cinsiyet arasindak i ilişkiye deginilmiş, yaraticil igin neler ile ilişkili oldugu üzerinde durulmuş, yaratici düşünen kişilerin iyi bir problem çözücü...

olduklari na dikkat çekilmiş, yaraticil igin engelleyi cileri, yaraticil igi kolaylaştiran ve engelleye n ögretmen özellikleri, yaratici düşüncenin okulda geliştirilmesi ve yaratici düşünme etkinlikl eri örneklerle açiklanmiştir.
Sonuç olarak yaratici düşüncenin rahatça ortaya konabilme si için egitim ortaminin olabildig ince özgür olmasi, yaratici her davraniş ve ürünün pekiştirilmesi, hiçbir şekilde çocuklarin küçük düşürülmemesi, düşünceleri ile alay edilmemes i gerektigi ne deginiler ek bilgisaya r, video, televizyo n, çok amaçli araç gereçler yaratici düşünceyi geliştirmekte etkili olarak kullanila bilecegi ve egitim ortaminda baski, korku ve cezanin yaraticil igi engelledi gi sonucuna varilmiştir.

Yaraticil ik kavrami ençok güzel sanatlar alanindak i yaraticil ik için kullanilm iştir.Yirmibirinci yüzyilin başlarindan beri, farkli yaklaşimlarla açiklanmaya çalişilan yaraticil ik kavramini n bugün tüm davraniş bilimcile r tarafinda n kabul edilmiş bir tanimina rastlamak mümkün degildir. Tarihsel gelişim içerisinde kavramla ilgili olarak psikoanal itik, davranişçi, insancil, bilişsel ve etkileşimli yaklaşimlarla çeşitli modeller geliştirilmiş, ancak halen yaraticil igin boyutlari, nitelikse l özellikleri ve bu özelliklerin dagilimi objektif bir şekilde ortaya çikarilamamiştir. Insancil yaklaşimi benimseye n egitim psikologl ari yaraticil igin insanin olumlu yanlari ile ilgili oldugu görüşündedirler. Insanlar yaratici ifade için kayda deger güçlerle dogarlar. Serbest bir ortamda bu güçler, her insanda tam olarak gelişebilir. Çatişma yaraticil igi engeller. Psiko-analitik yaklaşimi benimseye n psikologl ar yaraticil igin insan yapisinin olumsuz yönlerinden oluştugunu vurgulama ktadirlar . Bireyin iç çatişmasinin ve saldirgan enerjisin in onaylanan kültürel davranişlara dönüşmesidir. Çevresel yaklaşimi benimseye n psikologl ara göre, yaraticil ik, nitelikli tecrübelerle ögrenilmiş davranişlardir. Tecrübeler sirasinda dogal olarak ortaya çikan yaraticil ik ilgili davranişlarin desteklen mesi ve bireyin yaratici olmak için egitilmes i ile geliştirilir. Ailenin çoçuk egitimi anlayişi ögretmenlerin tutumu, yaraticil igi etkileyen faktörlerdir. Bilişsel yaklaşimi benimseye n egitim psikologl arina göre, eşanlamli ve zit anlamli düşünerek, bilgileri düzenlemede akicilik, problem çözmede esneklik ve iki durumda da meydana getirilen üründeki özgünlük yaraticil iktir.

Toplumun ve insanligi n gelişmesinde önemli bir yer tutan yaraticil ik, her bireyde varolan ve insanin yaşaminin her döneminde bulunabil en bir yetenek, günlük yaşamdan bilimsel çalişmalara kadar uzanan geniş bir alani içine alan süreçler bütünü, bir tutum ve davraniş biçimidir. Doguştan getirilmiş olan yaraticil ik her çocukta bulunabil ir. Fakat yaraticil igin sürekliligi, gelişimi, derecesi ve ortaya çikişi kişiden kişiye farklilik gösterebilir. Yaraticil ik esneklik; çok yönlü düşünme, çevreye ve insanlara karşi duyarlili k karşilaşilan yeni durumlara karşi uyanik ve ilgili olma, akicilik; rahat çabuk ve bagimsizc a düşünebilme ve hareket edebilme, orjinalli k; farkli ve degişik sonuçlara varabilme gibi özellikleri içermektedir (Mangir ve Çagatay- Aral; 1991).Yaratici lik bilinenle rden yeni birşeyler ortaya çikarma, yeni özgün bir senteze varma birtakim sorunlara yeni çözüm yollari bulma, yeni fikir ve ürünler ortaya koyma şeklinde tanimlana bilir. Yaratici bir kişide merak, sabir, buluşlar yapma yetenegi ile orijinal düşünme, deney ve araştirmalar yapabilme ve sentezci yargilara varabilme yetenegi bulunmakt adir. Yaratici kişilerin davraniş ve tutumlari nda oldukça bagimsiz davarandi klari ileri sürülmektedir (Zimbardo; 1979, San; 1985, Gregory;1987, Berger; 1988).

Psikolog ve egitimcil erin genelde kabul ettikleri bazi özellikler yaraticil igi süreç ve ürün olarak tanimamiz a yardimci olmaktadi r. Meydana getirilen ürün özgün olmalidir . Yada özgün ürünlerden yeni bir ürün oluşturulmalidir. Olgular sirasinda ilişki kurma yetenegi, düşünmede esneklik, bilgi üretiminde akicilik. Gardner(1978)�e göre ister bilim ister sanat dalları olsun her alanın kendine özgü, kendi içinde sistemi olan semboller i içeren araçları vardır. Özgün ürünün oluşabilmesi için, bireyin ilgilendiği alandaki sembol ve araçları çok iyi öğrenmiş olması birleştirmede etkili olması beklenir. Örneğin birey müzikte, edebiyatt a, matematik te ve diğer alanlarda ilgilendiği sembolik araçları tanır, ilişkileri görebilirse, onlarla ne yapıp ne yapamayac ağına karar verebilir . Özgün bütünler oluşturabilir.

Yaratıcılık ve Zeka

Zeka ve yaratıcılık çoçuğun doğuştan getirdiği yetenekle rdir. Uygun çevre koşulları ve eğitimle her ikiside keşfedilebilir ve gelişmesine yardımcı olunabili r. Araştırmalar yüksek düzeyde zekanın, yüksek düzeyde yaratıcılığı garanti etmediğini, yaratıcılıkla zeka arasında çok yüksek bir korelasyo n olmadığını, daha zeki bir bireyin daha yaratıcı birey anlamına gelmediğini göstermektedir.

Getzels ve Jakson dörtyüz kırkdokuz ortaokul ve lise öğrencileri üzerinde yaptıkları çalışmalarda yüksek yaratıcılık ve zekanın birbiri ile ilişkisinin olup olmadığı, üstün yaratıcı bir kişiyi üstün zekalıdan ayıran özelliklerin ne olduğu, iki grubun meslek seçimi, sosyal organizas yonları, tutumları ve ilgileri üzerinde durmuşlardır. Sonuçta 1. Üstün zeka ile üstün yaratıcılık arasında düşük düzeyde bir ilişki olduğunu.2. Üstün zekalı öğrencilerle üstün yaratıcılığı olan öğrencilerin birbirler inden çok farklı özelliklere sahip olduklarını saptamışlardır. Üstün zekalıların yakınsak problem çözme tarzını benimsedi kleri, buna karşın üstün yaratıcı olan çoçukların ise ıraksak problem çözme tarzını benimsedi kleri ve bu verilerin de Guilford�un modeline uygun olduğu kanısına varmışlardır.(TED Yayınları;1993).

Wallach ve Kogan ilkokul dönemindeki öğrencilerde yaratıcılık ve zeka arasındaki ilşkiyi incelemişlerdir. Yaratıcılığın ancak çeşitli gereçlerin bulunduğu özgür bir ortamda oluşabileceği sayıltısına dayanarak ilkokul öğrencileri için yaratıcılık testleri geliştirmişlerdir. İki gruptada yaratıcılığın basit bir zeka fonksiyon u olmadığı; yaratıcılık için zeka düzeyinin enaz 120 olması gerektiği açıkça belirtilm iştir.

Torrance�nin geliştirdigi yaraticil ik testinin sonuçlarina göre; zeka düzeyi 120�nin üstünde olan öğrencilerde .20, 120�nin altında olan öğrencilerde .50 olarak bulunmuştur. Bu sonuç yaratıcı olmak için için zeka düzeyinin yüksek olmasının gerekli olmadığını göstermektedir. Burada sözü edilen zeka testleri mantıksal ve dil yetenekle rini ölçen genel zeka testlerid ir. Eğer gartnerın ifade ettiği zeka alanlarına göre bir test geliştirilirse farklı sonuçlar çıkabilir.

Sağlık Bilimleri Enstitüsünde Hazırlanan bir doktora tezinde de Ankara ili merkezind e bulunan Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Çoçuk Gelişimi ve Eğitimi Uygulama Anaokulu, Beytepe Anaokulu ve Ortadoğu Teknik Üniversitesi Anaokulun a devam eden beş - altı yaşındaki kız ve erkek çocukların zeka ve yaratıcılık seviyeler i arasında ilişki olup olmadığına bakılmıştır. Bu çalışmada önce çocuklara Stanford -Binet zeka testi uygulanar ak zeka seviyeler i saptanmıştır. Stanford Binet Zeka Testi iki ile ondört yaş arasını ve yetişkinlik dönemlerini kapsayan bir testtir. Daha sonra çocuklara Torrance yaratıcı düşünce testinin şekil bölümü uygulanmıştır. Bu test üç bölümden oluşmuştur. Birinci bölümde, çoçuğun verilen yumurta biçiminde kesilmiş kartanu beyaz kağıda yapıştırması, bu şekilden bir resim yapması ve bu resme bir başlık bulması istenmiştir. Testin ikinci ve üçüncü bölümlerinde ise çocuklara çeşitli çizgileri kapsayan test verilmiş bunları tamlayara k anlamlı resim yapmaları ve bu resim için ilginç başlık bulmaları istenmiştir. Araştırmanın sonucunda zeka bölümü ve yaratıcılığın boyutları arasında pozitif yönde fakat kuvvetli olmayan bir ilişki bulunduğu görülmüştür. Bu sonuçlara göre her çocukta yaratıcılık ve zekanın bulunduğu ve bu yetenekle rin gelişmesinde en önemli dönemin anaokulu yılları olduğu vurgulanmıştır. Bu dönemde uygulanac ak çocuk merkezli, otoriteni n olmadığı yapılandırılmamış program çocuğun yaratıcılığının artmasına ve zihinsel gelişimine yardımcı olacaktır. Ayrıca çocuk sadece okulda değil, günlük yaşamındaki tüm etkinlikl erde yaratici düşüncenin geliştirilmesi için cesaretle ndirilmel i ve serbest bırakılmalıdır.

Yartıcılık testleri çoğunlukla açık uçlu sorularda n oluşur. Bunlar bilinmeye n problem çözümlerinin geliştirilmesini teşvik eden sorulardır. Örneğin, bir şekil verilir ve bu şekli kullanara k çeşitli obje ve eşyanın üretilmesi istenir. Ya da bazı resimler gösterilir ve bu resimlerl e ilgili çeşitli soruların üretilmesi, üretilen sorulara cevap verilmesi istenir. Bu testler sonucunda çocukta istenen yaratıcı düşüncenin olup olmadığı saptanmış olur. Çocuğun verdiği her cevap onun akıcılık puanını gösterir. Aynı kategoriy e girmeyen değişik cevaplar ise onun esneklik puanını verir. Orjinalli k ise değişik, ender ve orjinal cevaplar bulabilme sidir.

Yaratıcılık ve Cinsiyet

Yaratıcı düşünce puanları ile cinsiyet arasındaki ilişkiyi konu olan araştırmalar, kullandıkları testlere, örneklem ve araştırma desenleri ne göre farklı sonuçlar ortaya koymaktadır. Önemli ölçüde kültürel değişkenlere bağımlı olan cinsiyet değişkeni üzerinde tartışmalar süregelmektedir. Burada ilginç olan; yüksek düzeyde yaratıcı olan bireyleri n karşıt cins rollerini daha kolay kabul edebildik lerini ortaya koymaktadır( Hargraves, 1987).


Yaratıcılık Neler İle İlişkilidir?

1.Kelime Akıcılığı:Tamamen sözdisimsel akıcılıktır.

2.Çağrışım Akıcılığı.Verilen bir kelimenin eş anlamlarını bulma. Buda anlamsal yetenekle ilgilidir .

3.İfade akıcılığı: İfade edilmek istenen anlamı farklı söz öbekleri veya cümlelerle ifade edebilme. Buda anlamsal yetenekle ilgilidir .

4.Fikirse l Akıcılık: Belli gereksini mleri karşılamak için düşünce üretme yeteneğidir. Örneğin Bir tuğlanın farklı kullanımlarını bulmak veya kısa bir hikayeye uygun başlıklar bulmak gibi.

Bu yaratıcı yetenekle r problem çözme yeteneği olarak genelleştirilebilir. Eleştirel düşünme ile yaratıcı düşünme bu noktada örtüşür.

Yaratıcı düşünen kişi iyi bir problem çözücüdür. Yaratıcı problem cözme şunları gerektiri r.

1.Kendiliğinden Esneklik: Yapması gerekmediği halde bile kişinin düşüncelerinde özgürce gezmesi. Yaratıcı düşünen birey bir kategorid en diğerine kolayca geçer. İnşat malzemesi olan tuğlayı ağırlık ya da füze olarak düşünebilir.

2.Uyarlayıcı Esneklik: Olağan dışı bir çözüm gerektire n poblemler in çözümünde yararlıdır. Problemle r bazen gelenekse l yöntemlerle çözülebilir görünür. Fakat bu yöntemler her problem için kullanılmayabilir. Örneğin Kepler�in yörüngenin şekli ile ilgili yaptigi çalişmalar önceleri başarisiz oldu. Fakat daha sonra birgün konik şekiller ile ilgili bir matematik problemi üzerinde çalişirken yörüngenin elips şeklinde oldugunu buldu. Buda yörünge üzerindeki gezegenle rin hareketle rinin nasil gerçekleştigini ortaya çikardi. Bu olay astronomi de bir devrimdir . Burada meydana gelen bir alana ait olan bir düşüncenin başka bir alanin problemle rini çözmek üzere uygulanma sidir. Parelelli k kurma uyarlayic i esnekligi n önemli bir parçasidir.

3.Yeniden Tanimlama: Tanidigim iz nesneleri n eski açiklamalarini bir kenara birakip onlari ya da parçalarini yeni şekiller içinde görmedir. Örnegin aşagidaki nesneler ya da bu nesneleri n parçalarinin hangisind en toplu igne yapilabil ir.?

Ayakkabi, turp, kurşun kalem, balik kilcigi, karanfil.

Yaratici düşünen bireyler balik kilcigind an kurşun kaleme göre daha iyi bir toplu igne yapilabil ecegini düşünürler.

Yaraticil igin Engelleyi cileri

Simberg�e (1971) göre, yaratıcılık algısal, duygusal ve kültürel bütünlüktür. Özellikle yetişkinlerde algısal ve duygusal özelliklerin yaratıcılığı engellediği gözlenebilir.

*Algısal Engeller. Problemi ayırmada güçlük, problemi gereğinden fazla daraltmanın oluşturduğu güçlük, terimleri tanımadaki yetersizl ik, gözlemlerde duyuların hepsini kullanmad aki başarısızlık, uzak ilişkileri görmedeki güçlük, açık bir değerlendirmedeki güçlük, neden ve etki arasındaki ayırımda güçlük.

*Duygusal Engeller: Kendini aptal yerine koyma veya hata yapma korkusu, düşünmede esnekliğin olmayışı, ilk akla gelen görüşü hemen kabul etme, kısa sürede başarıya ulaşmak isteme, güvensizlik, denetim korkusu, bir problemi tamamlama ve test etmede dürtü azlığıdır.

Yaratıcılığı Kolaylaştıran Öğretmen Özellikleri

*Öğrencileri bir birey olarak kabul etme ve öyle davranma
*Öğrenciyi özgür olmaya özendirme.
*Öğrencilere iyi bir model olma
*Heyecanlı olabilme
*Öğrencileri eşit kabul edebilme
*Öğrencileri doğrudan ödüllendirebilme
*Öğrenciye ilgi gösterme
*Sürekli okuyan kişiler olabilme
*İkili ilişkide kolay iletişim kurabilme .

Yaratıcılığı Engelleye n Öğretmen Özellikleri

*Öğrencinin cesaretin i kırma
*Güvensizlik
*Aşırı eleştiren
*Davranışlarında bir uçtamn diğerine gidip gelen
*Heyecanı olmayan
*Düz okumayı vurgulaya n
*Dogmatik ve katı
*Alanla ilişkisini sürdüremeyen
*Genelde yetersiz
*Dar ilgileri olan
*Sınıf dışında tartışma ve konuşma yeteneği olmayan(Chambers;1973).

Patterson�a göre ilköğretimde doğru yazma öğretilirken yaratıcı düşüncede ödüllendirilmeli ve cesaretle ndirilmel idir. Zayıf not vermekle sonuçta yaratıcılığın öldürüldüğü unutulmam alıdır.Yaratıcı düşünenler gelenekse l eğitim programla rı içinde başarılı olamazlar . Einstain�ın başlangıçta orta düzeyde bir öğrenci olduğunu, Bill Gates üniversiteyi çok erken terk ettiğini biliyoruz .

Yaratıcı Düşüncenin Okulda Geliştirilmesi

Öğrencinin kendini özgür hissedeceği, bir öğrenme öğretme ortamı olmalıdır. Yaratıcılık; 2-7 yaşlar arasında dramatiza syon, demostras yon, yaratıcı drama, rol yapma gibi teknikler le geliştirilebilir. Bu yaşlar, somut işlemler dönemine denk düştüğünden eğitsel oyunlar eğitim ortamında sıkça kullanılmalıdır. 11-15 yaşlarında ise çocuk soyut işlemler dönemine girmiştir. Bu dönemde şiir, öykü, anı yazma, resim yapma, bilimsel düşler kurma ve geliştirme daha baskındır. Bu dönemde de bu tür etkinlikl ere yer verilmeli dir.

Beş-yediyaş arasında çocuğun kişilik yapısı ortaya çıkmaya başlar. O kendi kültüründeki semboller i öğrenmiştir. Sık sık kendi kendine olan ve ilgisi belli semboller de yoğunlaşan çocuk, hayali oyunlarda güçlü duygusal deneyimle rle kendini anlatırken, kendi kendine yepyeni bir dünya oluşturur. Bu yaştaki çocukların çoğu düşsel bir dünyanın gerçekyaratıcılarıdır( Ülgen;1997).

Edwards ve Springate (1995) makaleler inde, bu yaş grubundak i çocukların yaratıcılıklarının ortaya çıkarılması için sınıf ortamının şu şekilde düzenlenebileceğini vurgulama kta ve zaman, yer, malzeme, iklim ve durumlar alt başlıkları altında konuya açıklık getirmekt edirler.

*Zaman:Yaratıcılık zamanı takip etmez. En iyiyi ortaya çıkarmak için çocuklar geniş ve acele ettirilme dikleri bir süreye ihtiyaç durarlar.

*Yer.Bitirilmemiş işleri tamamlama k için bir sonraki günde devam edebilece kleri bir yere ihtiyaçları vardır. Kıraç bir çevre yaratıcı bir iş için yeterli değildir. Doğal ışığı olan, renklerin uyumlu olduğu, rahat sadece kendi işlerinin değil arkadaşlarının hatta öğretmenlerinin, yetişkin sanatçıların ürünlerinin bulunduğu çocuğa uygun ölçüde bir ortam onun çalışması için gereklidi r.

*Malzeme: Çok fazla para harcamaksızın öğretmenler kaynak malzemele r edinebili rler. Bu malzemele r her türden kağıt malzemele r, yazım ve çizim araçları, düğme, taş, kabuk, boncuk, ve tohum gibi yapım malzemele ri, hamur, kil gibi heykel malzemele ri olabilir. Çocuklar bu malzemele rin seçimine, örgütlenmesine yardımcı olunduğu takdirde üretici olabilir ve hayal güçlerini kullanabi lirler.

*İklim:Sınıf atmasfori cesaretle ndirmenin olduğu ve hataların, risk almanın yeniliğin, dağınıklılığın, gürültünün ve özgürlüğün kabul edildiği bir şekilde olmalıdır. Bu bir kaos ve sıkı kontrol durumu değil her ikisinin ortasında bir durumdur. Öğretmenlerde sınıf ortamında sanatsal etkinliğe kendi beceriler ini ortaya koyarak katılmalıdırlar.

*Durumlar.Çocukların en iyi ve en heyecan verici işleri kendileri ile iç ve dış dünyalarının karşılaştığı durumlard a ortaya çıkar. Bu yolculukt a öğretmen rehberlik etmelidir .

Öğretmenler yaratıcı düşünen bireyleri n ortaya çıkmasına uygun zeminler hazırlayabilirler. Bu da en güzel çocukluk çağlarında yapılır. Çocuklar ön yargılar ve katı dünya görüşleri ile engellene mezler. Onlar doğal olarak meraklı ve doğal problem çözücüdürler. Bu da kendiliğinden ve uyarlayıcı esnekliği cesaretle ndirmek, özgünlüğü ve gelenekse l olmayan yorumlama ları ortaya koymak için uygun bir ortamdır.

Bireyin yaratıcılığı çocukluk ve gençlik döneminde olaylara, nesnelere ve olgulara ilişkin sorular sormaları, dış dünya ile kendi duygu ve düşüncelerini etkileşime sokmaları ile gelişir ve ortaya çıkar. Yaratıcı bir zihin yapısına sahip kişiler orta yaşlılık döneminde bu yetenekle rinin en olgun ürünlerini veririler . Yaratıcılık için kesin bir yaş sınırı ortaya koymak güçtür.

Öğrenme ve öğretme ortamları öğrencinin yaratıcı davranışlarını geliştirecek biçimde düzenlenmelidir. Bunun için öğretmen, anne babalar çocukların çok boyutlu düşünmelerini sağlamak için uygun strateji, yöntem ve teknikler i eğitim ortamında kullanmalıdırlar. Yaratıcı düşüncenin oluşması için buluş yolu, araştırma soruşturma ve tam öğrenme stratejil eri, güdümlü tartışma, örnek olay, gösterip yaptırma yöntemleri, küçük ve büyük grup tartışması, münazara, yaratıcı drama, gösterme, yaptırma, deney, gözlem, beyin fırtınası, problem çözme gibi teknikler eğitim ortamında işe koşulabilir.

Öğrencinin problemin farkına varmasına, onu anlayıp sınırlamasına, denencele r kurmasına ve diğer kişilerle birlikte çalışmasına imkan ve fırsat verecek şekilde eğitim ortamı düzenlenmelidir. Aynı zamanda yeni düşünceler, kuralar, sistemler üretmesini engelleye n kültürel değişkenler ortadan kaldırılmalıdır. Öğrenci özgün, yeni ve tutarlı ürün koyduğunda o, pekiştirilmelidir. Oysa bizim eğitim ortamımızda ve kültürel yapımızda, bu tür düşünce ve davranışlar hemen hemen her yaşta ve ortamda engelleni r. Özellikle üstün yetenekli çocuklar, bu konuda ençok zarar görenler olduklarından, onlar için ayrı eğitim programı hazırlanmalıdır. Öğrenciler eğitim ortamında sürekli desteklen ip yüreklendirilmelidir. Çünkü yaratıcılık bilişsel, duyuşsal ve devinişsel yani kültürel bir etkinlik sonucu ortaya çıkabilir.

Yaratıcı Düşünme Etkinlikl eri

Süpriz Tohum

Fen Bilgisi Düzey 1

Anlatım: Farz edelimki bir patikada yürüyoruz. Birden toprak üzerinde bir tohum fark ediyoruz. Şimdiye kadar gördüğümüz tohumlard an çok faklı. Etrafta düşebileceği hiçbir bitkide yok Tohumu eve getirip bir saksıya ekiyorsun uz. Sulayıp güneşli bir yere koyuyorsu nuz. Birkaç gün sonra toprağın üzerinde birşeylerin oluştuğunu ve yukarı doğru çıktığını görüyorsunuz. Ertesi gün biraz daha büyüyor. Ne olduğunu görmek için sabırsızlanıyorsunuz.

Problem: Tohumdan filizlene n birçok faklı ve alışılmamış şeylerin öğrenciler tarafından adlandırılması.

Etkinlikl er: Öğrencilerin sunduğu bu olağan dışı düşüncelerden birini seçerek öğrencilerden tohumdan filizlene n şeyin çizilmesi istenir.

Haritasız Kılavuzluk

Fen BilgisiTe knoloji Düzey IV

Soru: Kaçınız daha önce harita gördünüz?. Kaçınız bir seyehatte veya gezide harita kullandınız?. Haritayı ne için kullanırız?. Harita kullanırken siz ve aileniz ne gibi problemle rle karşılaştınız?.

Etkinlikl er: Öğrencilerden buldukları sonuçları sunmaları istenir. Bu bir çizim ya da üç boyutlu bir model olabilir?

Öğrenciler yaratıcılıkları ve tasarıda ortaya koydukları 5 olumlu ve 5 olumsuz açıklama doğrultusunda değerlendirilir.

Kelime İlişkileri

Dersinize bazı kelimeler in bize diğer kelimeler i nasıl çağrıştırdığını tartışarak başlayın. Böylece kelimeler arasındaki ilişkileri kolayca bulabilir siniz deyin. Birkaç örnek verin. Örneğin süt bana ineği çağrıştırır. Çünkü inek süt verir.

Problem: Öğrencilerden liste halinde verilmiş kelimeler arasındaki ilişkileri bulmaları istenir.

Etkinlik. Öğrencilerin aşağıdaki boşluklaraı doldurara k cümleler yapmaları istenir.
��.����.bana������çağrıştırır. Çünkü����...�����.

Öğrencilerin birbirler ine danışmalarına izin verilir.

Öğretmen öğrencilere bir öykü, anı, olay anlatabil ir, bir film yada oyun sunabilir . Ve en can alıcı yerinden keserek bundan sonra neler olabilir. Yada siz olsanız ne yapardınız?, neden ? gibi sorularla onların düşünmelerini, yeni yollar önermelerini isteyebil ir. Bu gibi durumlard a öğrencilerden özgün görüşler gelebilir . Özellikle mantığa alışılmış düşüncelere ters düşen görüş, yöntem ve mantıkların üretilmesi için öğrenciler yüreklendirilip desteklen melidir. Çünkü yaratıcı düşünme yanal düşünmeyi gerektiri r. Yanal düşünmede, alışılmış düşünce ve yöntemlere ters düşen akıl yürütmeler ve görüşler baskındır.

Öğretmen öğrencilere bir problem sunmalı, onların problemle ilgilenme lerini sağlamalı. Problemde çatışmalara kilit karakterl ere yer vermeli, öğrencilerin bunları bulmaları için gerekli ip uçları dönüt ve düzeltmeleri eğitim ortamında kullanmalıdır. Öğrenciler çatışmaları, kilit karakterl eri, çelişkileri bulduktan sonra bunların çözümü için yeni yollar, denencele r üretmelidirler.

Hedef davranışlara ve kişinin hazır bulunuşluk düzeyine göre sınıf ortamında yaratıcı düşünceyi kişilerde geliştirmek için eğitsel oyunlara yer verilebil ir. Bunun için okul bahçeleri, parklar, yerleşim birimleri nin belli yerleri, sokaklar, caddeler, duvarlar boş alanlar, çocuklar ve kişilere bu tür etkinlikl er için açılmalıdır.

Bilgisaya r, video, televizyo n, çok amaçlı araç gereçler yaratıcı düşünceyi geliştirmede etkili olarak kullanılabilir. Özellikle bilgisaya r kişinin çok boyutlu düşünmesine, yeni modeller, kuramlar, çözüm yolları bulmasına yardımcı olabilir.

Hiçbir şekilde çocuklar küçük düşürülmemeli, düşünceleri ile alay edilmesin e izin verilmeme lidir.Yar atıcı etkinlikl er sırasında çoçukların kendileri ni iyi hissedece kleri ve güven duyacakla rı bir ortam yaratılmalıdır(Anselmo, 1984).

Çocukların neden sonuç arasındaki ilişkileri kurmaları için yeri ve zamanı gelince ipucu, dönüt, düzeltme gibi uyarıcılar verilmeli dir.

Çocukların mantığa ters düşen bazı davranışları desteklen meli, çok boyutlu düşünebilmeleri için değişik ve zengin uyarıcılar eğitim ortamında kullanılmalıdır. Bunun için beyin fırtınası, yaratıcı drama, arkası yarın türü oyunlar, tamamlama lı resimler öğrenme- öğretme durumlarında işe koşulmalıdır. Öğrencilerin ilgileri problem üzerine çekilmelidir.

Öğretmen öğrencilerin problemi çok iyi anladıklarından emin olmalıdır. Problemin çözümü için onları güdülemeli. Çoçukların beş duyu organını etkin hale getirmeli dir. Problemin çözümünde gerekli araç ve gereçleri sağlamalıdır ( Kemertaş, 1997).

Sorunu görmede güçlük çekenler için adım adım gidilmeli, ipuçları, dönütlerle ona sorun buldurulm alı.Öğrencinin sorunu görebilmesi için ilgili ön bilgi ve beceriler le donanık olması, kavramları tam olarak bilmesi gerekir. Bilgi eksiklikl eri tamamlanıp giderilme li, daha sonra soruna dönülmelidir. Öğrencilerin çok boyutlu düşünmelerini sağlamak için ilk akla gelen çözüm hemen kabul edilmemel i, başka yolları düşünmesi için ona gerekli uyarıcılar sunulmalıdır. Her çözüm önerisinin gerekçeleri istenmeli, bu tür denencele r bizzat öğrenci tarafından uygulamay a konulmalı, uygulamad aki yanlışlıklar, eksiklikl er bizzat öğrenci tarafından bulunmalı ve giderilip yeniden işe koşulmalıdır. Bu durumda öğretmen yalnız yol göstermeli, yardım etmeli, kaynak olmalıdır.

Yaratıcı her davranış, ürün pekiştirilmeli. Bunun için sergiler açılmalı, yayınlar yapılmalı, yaratıcı davranış ve ürünü ortaya koyanlar maddi manevi açılardan ödüllendirilmelidir.

Kültürümüzde bulunan ve yaratıcılığı engelleye n aklın yolu birdir, o küçük aklınla bu işlere karışma, yuvarlak kafada sivri zeka, elinin hamuru ile erkek işine karışma gibi olumsuz değerler eğitim ortamında kullanılmamalıdır.

Eğitim ortamı olabildiğince özgür olmalı çünkü baskı, korku ve ceza yaratıcılığı engelleye bilir.
Logged
Sayfa: [1]
 
Gitmek istediğiniz yer:  

Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2008, Simple Machines
LinkBacks Enabled by LordReco | FoRuMBoL Themes