+ ISLAMGREEN34 NEW WORLD » iSLAM COĞRAFYASI VE ORTADOĞU _______________________________________________________________________________________________ » İSLAM COĞRAFYASI-ORTADOĞU ve FARKLI İSLAM ÜLKELERİNE AİT DÖKÜMANLAR (Moderatör: İman_Power)
 BİLİM VE İSLAMİ HAKİKAT - KONU İÇİN TIKLAYINIZ

Kullanıcı Adı: Beni Hatırla?
Şifre:
Sayfa: [1]
Konu: BİLİM VE İSLAMİ HAKİKAT - KONU İÇİN TIKLAYINIZ  (Okunma Sayısı 14346 defa) Seçenekler Arama
« : Nisan 25, 2014, 04:30:37 ÖS »
admin
Administrator
Full Member
*****

Mesaj Sayısı: 105


BİLİM VE İSLAMİ HAKİKAT - KONU İÇİN TIKLAYINIZ



İSLAM VE BİLİMSEL HAKİKAT
 
 FORUM DÜNYA VE İSLAMİ HAYAT 2010 İSTANBUL
 
HÜSEYİN FIRAT DAĞOĞLU
 

Selamün aleyküm aleyküm kardeşlerim
 İlim ve İslam bağlantısı ile ilgili
bir kaç anektod aktarmak istiyorum
 Önce aşağıdaki yazıyı okuyalım
 sonra konumuza devam edelim
 
İLİM MÜSLÜMANIN YİTİK MALIDIR
 
http://www.mumineforum.com/misafir-soru-cevaplari/50827-ilim-muminin-yitik-malidir-nerede-bulursa-alsin-ne-demektir.html
 
İslam dini, ilme ve ilim adamlarına olması gerekenin
 en iyi şekliyle değer vermiş ilme giden meşru yolları
açık tutmuştur.
Beşikten mezara kadar ilim öğrenmeyi
emreden dinimiz Müslümanların
 daima ilimle iç içe olmasını istemiştir.
 Yüce dinimiz İslam, ilim öğrenmek ve öğretmeyi
ibadet kabul etmiştir.
Kur’an-ı Kerimde, Allah (cc)’ın ilk emri “Oku”(1) olmuştur
 İlimle alakalı olarak muhtelif ayetlerde de şöyle buyrulmuştur
 “ Hiç bilenlerl e bilmeyenl er bir olur mu ?”(2)
 “ Allah, içinizden inananları ve kendileri ne
 ilim verilenle rin dereceler ini yükseltir”(3).
 “Allah’a karşı kulları içinde ancak alim
olanlar derin saygı duyar”.(4) “Hikmet ve ilim ile daima
 Rabbinin yoluna çağır”.(5) Daima ilme teşvik eden
sevgili Peygamber imiz (sav)’de şöyle buyurmuşlardır:
 “İlim mü’minin yitik malıdır.
Onu nerede bulursa alsın.”(6)
 “İlim tahsil etmek kadın-erkek her
 müslümana farzdır.”(7) “Alimler
 peygamber lerin varisleri dir”.(Karizmatik “Mahşerde alimlerin mürekkebi
 şehitlerin kanlarıyla muvazene edilir (tartılır)
 .”(9) “İlim talep etmek için yola çıkan kimse
 dönünceye kadar Allah yolundadır.’’(10)
 Hadis-i Şeriflerinde bu şekilde buyuran
Peygamber (sav)’ın, mescidind e suffe oluşturması
 Bedir Savaşında esir alınan esirlerin, bırakılmalarının
10 müslümana okuma yazma öğretme şartına bağlanması
Peygamber (sav)’ın ilme verdiği değerin açık ifadesidi r.
 Hulefa-i Raşidin döneminde de ilme önem verilmiştir.
 Kur’an, Hz. Ebubekir zamanında mushaf haline getirtilm
 Hz. Ömer döneminde ilim tahsil edenlerin ihtiyaçları karşılanmış,
Hz. Osman devrinde Kur’an çoğaltılarak
diğer İslam beldeleri ne gönderilmiştir.
Hz. Ali bizzat ilimle meşgul olmuş ve
 “Bana bir harf öğreten beni kendisine köle yapar”
 ifadesiyl e ilme verdiği önemi ortaya koymuştur.
Daha sonraki dönemlerde de müslümanlar
 ilimle iç içe olmuşlardır. Endülüs’te yetişen alimler
 Selçuklu ve özellikle Osmanlı döneminde camilerin
külliye şeklinde yapılışı müslümanların ve şanlı ecdadımızın
 ilme ve ilim adamlarına verdiği ehemmiyet i ortaya koymaktadır.
 Bugün bize düşen
 ilmin sınırı ve öğrenmenin yaşı olmayacağı şuuruyla
 kadın-erkek hepimiz ilimle meşgul olmalıyız
ve insanımızı ilme teşvik etmeliyiz .
Böyle yaptığımız taktirde, imanlı ve erdemli bir nesil
 meydana getirmiş oluruz.
 Bununla beraber diğer müsbet ilimler de de
Müslümanlar,olmaları gerekli olan yeri almalıdırlar.
Allah (cc)’ın ilk emri “oku” iken bizim en son yaptığımız iş
okumak olmamalıdır.
 

Kaynaklar:
1 Alak ,1
 2 Zümer, 9
 3 Mücadele,11
 4 Fatır ,28
 5 Nahl,125
6 Tirmizi,İlim,19-2688
 7 Mukaddime,15-11-1395
 8 Buhari,10
9 Cami’ul- Beyan,ilim,33
 10 Tirmizi,4080
 

Evet sevgili Müslüman kardeşlerim
 peki madem " İlim Müslümanın yitik malıdır "
 Ve bu Hadis-i şeriftir ve sahihtir
 Peki müslümanların bilim ve teknoloji yle
uğraşmayarak
herşeyi hazırdan Siyonistl erden satın alması
 Ve her satın alınan ürün ile
ve ödenen her kuruş para ile
 Siyonistl erin
Müslümanlara sıktığı her bir merminin
 parasını bizzat kendileri ödeyerek
 Müslümanları ve islamiyet i
 zarardan nasıl koruyacak lardır
 Dünyayı idare eden Siyonist mekanizma lar
 Bilim ve teknoloji üreterek
 Dünyanın egemenliğini ve
 kendileri ni ayakta tutmaktadırlar
 Hem müslümanları sömürmektedirler
 Hemde islamiyet in fetret devrine ulaşmasına
 Engel olmaktadırlar
 Bunu yaparken fazla çaba harcamala rına gerek yoktur
 Müslümanlar bilerek yada bilmeyere k
 kendi elleriyle
İslamın gelişmesine engel olmaktadırlar
 İslamiyetin gelişmesindeki en büyük engel
Müslümanların kendileri dir
 bakınız müslümanların kullandığı ürünlere
 içtiği meyve suyundan
 kullandığı otomobile kadar
 herşeyi siyonist ve onların destekçilerinden
 tedarik etmektedi rler
 Kuran-ı Kerimi basan matba makinesin den tutunda
 hastalandığı zaman eczaneden satın aldığı ilaca kadar
 Kullandığı herşey
siyonistl erin veya onların destekçilerinin ürünüdür
 veya onlardan alınan parçaların montesind en ibarettir
 satın almakla veya montajla ilimin ne ilgisi vardır
sadece Din ve İman Allahın kurallar bütünü değildirki
 Matematik kimya fizik astronomi bunların tümü
zaten Allahın var ettiği ve bu kuralları açığa çıkaranlara
 fayda verdiği kurallardır
 Bu kurallarıda açığa çıkarmak ilimledir
 ve bu kuralları ilimle ortaya çıkaranlar
 diğerlerinden her bakımdan üstün konumdadırlar
 Üstünlük elbette takvadadır
 peki Müslümanlarda takvamı eksildi 
 Takvayı elde etme metodu Allaha yakınlıktadır
 Bu neyle olur
Allaha yakın olmak içinde Allahın var ettiği
her türlü kurallara tabi olup
Allahın Hem din hemde bilim ile ilgili kurallarına
 tabi olmakla olmak ve uygulamak la olur
 Bunun için imanmı gerekir çabamı gerekir
 emekmi gerekir yada duamı gerekir
 Elbette emek ve dua gerekir
 çalışmak ve çabalamak gerekir
 Siyonistl er aslında muharref tevratın
 emirlerin e göre elbette çalışıyorlar
 duada ediyorlar
dinlerini n gereği olarakta
müslümanlara hayat hakkı tanımayacaklardır
 bu onlara göre dinlerini n emridir
 müslümanlar çalışmıyorlar çabalamıyorlar üretmiyorlar
ve her türlü ürünü satın alıyorlar
 bunun adınada ilimi almak diyorlar
 ilim almak demek üretilmiş ürünü satın almak değildir
 ilim almak demek parçaları satın alıp monte etmek değildir
 ilim almak o ürünün üretilmesindeki teknoloji yi almaktır
 ve ilim demek
 alınan o teknoloji yi geliştirip
 o satın alınabilecek üründen daha kalitelis ini üretmek
ve önce müslümanların daha sonrada
tüm insanlığın kullanımına ve faydasına sunmaktır
 müslümanın görevi budur
 Anlatılan bir kıssa vardır onu aşağıya alıntıladım
kıssayı okuyalım ve konumuza devam edelim inşallah
 
HZ. MUSA AS VE NİL HADİSESİ
 
Hz.Musa as. Allahın peygamber idir
 Ve Allahın dinini ve buyruklarını
 Peygamber liğinin gereği olarak
tebliğ etmektedi r
Firavun ise Hz.Musa as.ın Peygamber liğini
 Ve Allahın varlığını birliğini ve üstünlüğünü
 kabul etmemekte dir
 Firavun kendini herkesten ve herşeyden üstün saymaktadır
 Ve her fırsatta Hz.Musa as. a karşı
 kendi üstünlüğünü ispat çabasındadır
 Bunu yaparken akla hayale gelmeyece k planlar içindedir
 Bir gün öyle bir hadise olurki
 Hz.Musa as. Allahın varlığını büyüklüğünü
 ve üstünlüğünü ispat için
 halkın huzurunda Firavun ile iddiaya tutuşur
 Hz.Musa as buyururki : " Benim Rabbim
 ( yücedir ve üstündür ) Nil nehriyle Mısıra hayat verir "
 buyurur
 Firavun ise bu söze karşılık
 " Ben istersem Nili ters ( akıtırım ) çeviririm " der
 Hz.Musa a.s ise " Hadi o zaman göster " diye buyurur
 Firavun ise bunu ispatlaya cağını
ancak kendine süre vermesini ister
 Hz.Musa as düşünür ve nasıl olsa sürede olsa
 ne yapılırsa yapılsın Firavunun Nili ters akıtamayacağını
 Bunu yapacak olsa bile Allah c.c ın mutlak Peygamber inin
 yanında olacağından buna izin vermeyeceğini düşünerek
 Firavuna istediği süreyi verir
ve yarın aynı yerde buluşarak Firavunun ispatını yapması
gerektiğini söyleyerek oradan ayrılır
 Hz.Musa as neticede Allah c.c ın Peygamber idir
 Ve her buyruğu mutlak Allah c.c ın emrini ve buyruğunu
 İnsanlığa iletmek içindir
Hz.Musa as Yaradanın buyruğunu dile getirmeni n huzuruyla
eve gider ve istirahat e çekilir
 Hz.Musa as ertesi gün Nil nehrinin Firavunun istediği yöne
mümkün değil akmayacağını düşündüğünden
 içi rahat bir şekilde uykuya dalar
 Firavun ise uyumaz ve düşünmektedir
Çünkü bir iddiaya girmiştir
 ve iddianın ispatı olmazsa yalancı olacaktır
 Ve halkının gözünde küçük duruma düşecektir
 itibarı ve inandırıcılığı kalmayaca ktır
 üstünlüğü kalmayaca ktır
 Firavun bütün gece uyumaz
ve aslında inanmadığı Hz.Musa as ın Rabbine
bütün gece boyunca uyumadan dua eder
 Sabah olur ve iddiaya girilen Nil nehri kenarına
 Firavun ile Hz.Musa as ve halk birlikte gelirler
 Hz.Musa as Firavunda n Nili ters akıtabilirim
 iddiasının ispatını ister
 Ve o sırada Nil nehri
 Firavunun iddia ettiği yöne doğru ters akmaya başlar
 Hz.Musa as şaşırır ve Allah c.c hazretler ine
 " Rabbim ben senin söylemediğin birşeyi söylemedim
neden böyle irade buyurdun" diye buyurarak
 aslında neden kendi Peygamber inin
yine Allah c.c hakkı için
dediğinden farklı bir irade buyurduğunu
yada bu şekilde irade buyurarak
neden kendi Peygamber inin dediğinin doğru olduğu halde
 sanki yalan söylemiş gibi bir hale soktuğunu Rabbine sorar
 Allah c.c ise " Ey Hz. Musa as
 Elbette senin söyledigin dogruydu
 Ama sen ( bütün gece ) uyurken o ( Firavun )  dua etti
 Ben, herkesin Rabbiyim
 Herkesin duasına cevap veririm
 Allah, o kadar adildirki
 Kendisine ibadet edenede
 Etmeyened e
 Tapanada, tapmayana da, duası karşılıgında yardım eder " buyurdu
 
Evet sevgili Müslüman kardeşlerim
Bu kıssadan alınacak çok ders var
 Bu kıssada olay sadece dua değil
Dua ile birlikte uykusuz kalınarak verilen emektir
 Allah c.c adaleti gereği
Emek verip çalışanların emeklerin i zayi etmez
 Firavun ve Nil hadisesin den çıkaracağımız nihai sonuç ise
 Siyonistt e olsa Yahudide olsa
İnançsızda olsa eğer emek veriyorsa
 Bu emeklerin in karşılığının
 Allah c.c tarafından zayi edilmeyec eğidir
 Bu yüzden üzülerek şunu ifade etmeliyiz ki
 Müslümanlar çalışmıyorlar
üretmiyorlar
ve eğer belki ediyorlar sa Rablerine dua ediyorlar
 Ancak çalışmadan üretmeden emek harcamada n
 Eğerki sadece dua ile siyonistl erin çemberinden
kurtulabi lecekleri ni sanıyorlarsa yanılıyorlar
 Çünkü Okyanusta yolalan Nükleer uçak gemisinin
yakıtı uranyum ise ve uranyumun parçalanması ile
 açığa çıkan enerjiyle gemi yol alıyorsa
 ve uçak gemisinde n atılan roket
 Müslümanların sahilini vuruyorsa
 Ve bütün bunların arkasında emek ve çaba sarf edilerek
 elde edilen bilim ve teknoloji denilen
 Yine Allahın verdiği akıl ile geliştirilen
 Yine Allahın var ettiği Matematik fizik kimya
oşinografi gibi
Allahın kuralları denilen ilim dalları varsa
 Ve müslümanlar bu Allahın kurallarından habersizs e
 ve atılan rokete karşı
Allahın verdiği akılla karşıt roket üretip atmayıp
 edilen dua ile roketin denize düşeceğini düşünüyorlarsa
 üzülerek söyleyelimki Allahın adaleti gereği
Müslümanlar çabalamadıkları ve emek harcamadıkları için
Atılan roket Müslümanların bedenleri ni parçalayacaktır
 Ve mutlak buda Allahın kudreti ve adaleti gereğidir
 Bazı kardeşlerim şimdi diyecekle r
 " İlla roket satın alıp karşı tarafamı atacağız
 İslam sevgi ve barış dinidir 
bu savaş çığırtkanlığı dinimize ve merhameti mize yakışıyormu ? "
 diyecekle r
 Hayır kardeşim amacımız karşı taraf ile savaşmak değildir
 Amaç karşı tarafın savaştan vaz geçmesini sağlamaktır
 Bununda yolu roket atmasını engelleme ktir
 Bunun yoluda roket satın alıp atmak değildir
 Hayır kardeşlerim yapılacak şey şudur
 ben roket satın alın ve karşıya atın demiyorum
roket satın almak yerine ve savaşmak yerine
önce roket satın almaktan vaz geçeceksin
ve roketi üretecek teknoloji yi kendin geliştireceksin
 ve daha kalitelis ini üreteceksinki
 karşıdaki kendi roketinin etkisizliğini ve
müslümanın ürettiği roketin üstünlüğü görünce
 zaten roket atmaktan vaz geçecektir
 Çünkü onlar Hakkı değil Kuvveti üstün tutarlar
 Ver sizin roketiniz daha kuvvetliy se
 karşı tarafta ise zaten iman olmadığı için
 kuvvetsiz roketiyle size ateş açmayacaktır 
 yoksa zaten karşının attığı roket müslümanı vurdukça
 ve daha etkilisin i müslümanlar yerine
başkaları yaptıkça
müslümanlar roketleri n hedefi olmaya
 ve parçalanmaya devam edecektir
 Siyonistl erin roket üretmesinede gerek yok zaten
Müslümanlar bilim ve teknoloji yle uğraşmıyorlar
 sadece yaptıkları mezhep tarikat ve cemaat kavgasıyla
asırlardır birbirler ini eziyorlar
 Müslümanlar birbirini ezmekle meşgulken
 Siyonistl erin gülüp eğlenmeye elbette hakkı vardır
 Buda Allahın adaleti gereğidir
 Müslümanlar eğer yaşamayı Hak ediyorsa Rabbim yaşatır
 Hak etmiyorsa Rabbimin adaleti gereği yaşayamaz ve ezilir 
 Bazen elbette Hak olan Batılın eliyle verilebil ir
 Batılda veya zalimde
mutlak bazen Allahın kırbacı olabilir
İşte kırbaçta doğru yola erişmek için uyarıdır
 konumuzun başlığı " İslam ve Bilimsel Hakikat " değilmiydi
 İşte sizlere bazı hakikatle ri söyledik
Neticede dünyada şu an ezilenler de sömürülenlerde müslümanlardır
 Bizlerde müslümanız neticede
 peki müslümanların müslümanlara olan düşmanlıklarından vaz geçmedikçe
 nasıl selamete çıkarız sanıyorsunuz
 ve müslümanları müslümanlara düşman edenlerin
 nasıl bunu yaptıklarını düşünüyorsunuz
 eğitim bilgi ve teknoloji yle tabiki
müslümanlarda eğitim bilgi ve teknoloji olmadığı sürece
 bu şekilde cehalet içinde oldukları sürece
 daha çok mezhepler tarikatle r ve cemaatler le birbirler ini katledip
 Arka planda olan ve gelişen dünyayı takip edemezler tabiki
Bu öyle bilgisaya r kullanmayı öğrenip
 Tıp dilini İngilizce olarak kabul etmeklede olmaz
bilgisaya rı üretecek teknoloji yoksa
 her müslümanın eline bir laptop vererek
 " İlim Müslümanın yitik malıdır " diyerek
 bilgisaya r kullanmayı teşvik ilede gelişmişlik olmaz
 ancak bilgisaya r üreten siyonistl erin güçlenmesine yarar sağlamış olursunuz
 Bazı kardeşlerimde şunu söylüyorlar
 " Biz tarım ülkesiyiz
 Bilimsel ve teknoloji k ürünler yada ağır sanayi ülkesi değiliz " diyorlar
 peki o yüzdenmi tarlalarımızda tohumu israilden gelen
 Mikado domatesi
 Washingto n Portakalı
 Starking elması
 ve Amerikan pirinci yetiştririyoruz
 ve 1 kamyon patates tarladan kilosu 50 kuruştan tüccara satıldığı söyleniyor
 ve 2000 kg 1 kamyon patates üretip
 karşılığında 1 adet Amerikan malı İphone marka akıllı Cep telefonu zor satın alabiliyo ruz
 patates tarlada ne zahmetler le üretildiğini bilmiyors anız
 dikimi ayrı zahmet gübresi ayrı zahmet
çapası ayrı zahmet
ve aylarca çalış ve karşılığı 1 kamyon 2000 kg patatese
1 adet Amerikan malı İphone marka akıllı cep telefonu zor alıyorsanız
 artık söyleyecek sözüm yok size kardeşlerim
 Allah yardımcımız olsun
 selamün aleyküm
 

İSLAM VE BİLİMSEL HAKİKAT
 
FORUM DÜNYA VE İSLAMİ HAYAT 2010 İSTANBUL
 
HÜSEYİN FIRAT DAĞOĞLU
Logged
« Yanıtla #1 : Mayıs 02, 2014, 09:50:27 ÖS »
admin
Administrator
Full Member
*****

Mesaj Sayısı: 105


MÜSLÜMANLAR VE BİLİM - KONU İÇİN TIKLAYINIZ

MÜSLÜMANLARIN BİLİM VE TEKNOLOJİDE
GERİ KALMALARI NIN BAZI NEDENLERİ

TARIK  HÜSEYİN KARAOĞLU

İSLAM AYDINLIK DİN FORUM 2011


Selamün aleyküm kardeşlerim
Ben bugün farklı bir konu yazmak
ve sizlerind e fikir ve görüşlerinizi almak istiyorum
Konumuz aslında çok büyük bir araştırma gerektire n
hassas ve önemli bir konudur
Konumuzun ana başlığı " Müslümanların Bilim ve Teknoloji de
Geri kalmalarının bazı nedenleri " şeklindedir  
Müslümanların Bilim ve Teknoloji de
Geri kalmalarının elbette bir çok nedenleri vardır
Bu nedenler islamiyet e veya manevi değerlere kesinlikl e maledilem ez
Müslümanların kendileri ne ait olan hatalar elbette vardır ve çok çeşitlidir
Bu nedenlerd en bazılarından sizlere bir kaç anektod aktarmak istiyorum
Ancak Müslümanların kendileri ne ait hatalara geçmeden önce
Müslümanların bilim ve teknoloji ile bağlarının neden koptuğuna dair
Bu konuda yazılmış bir anektodu aşağıya aktarayım
ve daha sonra konumuza devam edelim İnşallah


MÜSLÜMANLAR NEDEN GERİ KALDI

http://www.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=573


İslamiyet, faydalı her yeniliği emreden bir dindir. Bundan dolayı, ilim adamlarına çok önem verilmiş, ilmi, fenni ve teknik tecrübeler yapılmış, müslümanlar, tıpta, kimyada, astronomi de, coğrafyada, tarihte, edebiyatt a, matematik te, mühendislikte, mimarlıkta ve bunların hepsinin temeli olan, güzel ahlak ve sosyal bilgilerd e, en mükemmel dereceye vasıl olmuşlar, bugün de tazim ile yâd edilen kıymetli âlimler, hakimler, mütehassıslar, üstadlar yetiştirmişler, dünyanın hocası, medeniyet in rehberler i olmuşlardır.

O zaman, yarı vahşi olan Avrupalı, fen bilgileri ni İslam üniversitelerinde öğrenmiş, hatta Papa Sylvester gibi, Hıristiyan din adamları da Endülüs üniversitelerinde okumuştur. Bugün, hâlâ Avrupa’da kimyaya, Chemie ve cebire, [Arabi El-cebir kelimesin den]Al-gebra ismi verilmekt edir. Çünkü bu ilimler, önce müslümanlar tarafından dünyaya öğretilmiştir.

Avrupalılar, dünyayı tepsi gibi dümdüz ve etrafı duvarla çevrili zannederk en, müslümanlar, ilk olarak, dünyanın yuvarlak olduğunu ve döndüğünü buldular. Musul civarında, Sincar sahrasında, meridyeni n uzunluğunu ölçtüler ve bugünkü rakamları elde ettiler.

Bugün insaflı Hıristiyanların kabul ettiği gibi, hakiki Rönesans,İtalya’da değil, Abbasiler zamanında, Arabistan’da başlamıştır ki, Avrupa’daki Rönesans’tan çok çok öncedir.

Müslümanların son zamanlard a, ilim sahasında en büyük rehberi, Osmanlılar idi. Bütün Hıristiyan âlemi bu İslam devletini n, dünyadaki terakkile re ve keşiflere kayıtsız kalması için siyasi ve askeri hücuma geçtiler. Bir taraftan, haçlı saldırıları, bir taraftan da, bunların ihdas ettikleri, bid'at sahibi müslümanların yıkıcı ve bölücü çabaları, Osmanlıların fen ve teknikte rehberlik yapmalarına mani oldu. Türkler, dışardan ve içerden yapılan saldırılardan dolayı, çok zarara uğradılar. Tesirleri fazla olan yeni silahlar yapamadılar. Ülkelerinin büyük kaynaklarından layığı ile faydalana madılar. Kendi vatanlarında sanayii ve ticareti yabancılara kaptırdılar. Fakir düştüler.

Dinimiz, İslam ahlakında ve ibadetler de en ufak bir değişiklik yapmayı şiddetle men etmiştir. Dünya işlerinde, fen bilgileri nde ise, her değişikliği yapmayı, bütün yeni keşifleri öğrenmemizi ve yapmamızı emretmiştir. Osmanlı Devletini ele geçiren sözde aydınlar, dinimizin bu emrinin tam tersini yaptılar. Masonlara aldanarak din bilgileri ni değiştirmeye, dinin esaslarını yıkmaya çalıştılar. Avrupa’nın fende ilerlemes ine, yeni keşiflere gözlerini kapadılar. Hatta fen bilgileri ne, modern tekniğe uymak isteyen büyük Türk sultanlarını şehid ettiler. Masonların elinde maşa olarak, ilerlemey i, teknikte değil de, dinde reform yapmakta, bölücülükte aradılar.

İngilizler, asırlardır İslam ülkelerini kana boyamakla kalmamış, İskoç masonları, binlerce müslümanı ve din adamlarını aldatarak, mason yapmış, (insanlığa yardım, kardeşlik) gibi laflarla, dinden çıkmalarına, dinsiz olmalarına sebep olmuştur. İslamiyet’i büsbütün yok etmek için, bu masonları maşa olarak kullanmışlardır. Böylece, Reşit Paşa, Ali Paşa, Fuat Paşa ve Mithat Paşa, Talat Paşa gibi masonlar, İslam devletler ini yıkmakta kullanılan paşa unvanlı maşalardır. Efgani veAbduh gibi masonlar ve yetiştirdikleri çömezler de, İslam bilgileri ni bozmaya, içten yıkmaya alet olmuşlardır.

1846’da sadrazam olan mason Reşit Paşa, iş başına gelir gelmez, hariciye nazırı iken, Lord Rading ile el ele verip, hazırlamış olduğu ve ilan ettiği Tanzimat kanununa istinat ederek, mason locaları açtı. Çeşitli hıyanet ocakları çalışmaya başladı. Gençler, din cahili olarak yetiştirildi. Londra’dan alınan planlarla, bir yandan idari, zirai, askeri değişiklikler yaptılar. Bunlarla gözleri boyadılar. Öte yandan da, İslam ahlakını, ecdat sevgisini, milli birliği parçalamaya başladılar. Yetiştirdikleri kimseleri işbaşına getirdile r. Bu yıllarda Avrupa’da, yeni buluşlar, ilerlemel er oluyor; büyük fabrikala r, teknik üniversiteler, modern harp vasıtaları kuruluyor du. Osmanlılarda bunların hiçbiri yapılmadı. Hatta, Fatih devrinden beri medresele rde okutulmak ta olan fen, hesap, hendese, astronomi derslerin i büsbütün kaldırdılar. Din adamlarına fen bilgisi gerekmez diyerek, bilgili âlimlerin yetişmelerine mani oldular. Sonradan gelen İslam düşmanları da, din adamları fen bilmez, din adamları cahildir, gericidir diyerek müslüman yavrularını İslamiyet’ten uzaklaştırmaya çalıştılar. İslamiyet’e ve müslümanlara zararlı olan, İslamiyet’in öğrenilmesine mani olan şeylere uygarlık, ilericili k dediler. Çıkardıkları her kanun müslümanların, devletin aleyhine idi. Vatanın asıl sahibi olan müslüman Türkler, ikinci sınıf vatandaş haline getirildi .

Din ve dil birliği
Hıristiyanlık dininde, akla uygun bir esas kalmamış, hurafeler, karmakarışık bir merasim halini almıştır. Bundan başka, aynı dinde, hatta aynı mezhepte bulunan hıristiyanlar, başka başka hükümetlerin idaresind e yaşamaktadır. Avrupa hükümetleri, bunun için, başka bir bağ aramışlardır.
Böylece, Avrupa’da, din birliği ölmüş, milliyet hissi doğmuştur.

İslamiyet, ticaret, sanayi ve sosyal nizamı da kurduğundan, milliyet düşüncesini de içine almaktadır. Müslümanlar arasında ayrı milliyetl er kurmaya ihtiyaç kalmamıştır. Bunun içindir ki, ilmihal kitaplarında, Din ve millet, ikisi birdir denilmekt edir.

Eğer müslümanlar, bölünmeseler, İslamiyet’in, milliyeti temsil etmesinde n istifade ederek, yeryüzündeki sağlamlaşmamış birçok milliyetl ere galebe çalmanın yolunu bulurlar.

İslamiyet’in milliyeti temsil etmesinde, lisan birliği de hatıra gelir ise de, beş vakit namazda okunan ezan ve Kur'an-ı kerimleri n bütün İslam ülkelerinde Arabi olması, bu beraberliği de temin etmektedi r.
Bunun içindir ki, İslam düşmanları, bir milleti İslamiyet’ten ayırmak, din birliğini yok etmek için, o milletin dilini, gramerini, alfabesin i değiştirmeye çalışıyorlar.

Bir milletin dinine, imanına vurulacak en büyük darbe de, bu yoldan geliyor. Nitekim, Sicilya ve İspanya müslümanları böylece Hıristiyan yapılmıştır. Ruslar da, yıllarca Türkistan’daki müslümanların din ve imanlarını yok etmek için, bu keskin silahla saldırmışlardır. Zindanları, elektrik fırınları, Sibirya sürgünleri ve toptan imha faciaları, bu keskin silah kadar tesir edememiştir.

Celal Nuri bey (İttihad-ı İslam) adındaki kitabında, müslümanlar için Arapça’yı, müşterek lisan olarak tavsiye etmektedi r. Yavuz Sultan Selim Han bunun için çalışmıştı. Bunu temin etmek içindir ki, tarih boyunca bütün İslam ülkelerinde din kitapları arabi olarak yazılmıştı. Arabi, bütün İslam ülkelerinde bir din lisanı olmuştur. Cennette de, herkesin arabi konuşacağını hadis-i şerifler haber vermekted ir. Bu, her müslüman milleti Araplaştırmayı istemek değildir!

Dünya devletler i arasında İngilizce ortak bir dil halini almaktadır. Bugün ilim ve fen sahibi bir kimsenin, bir veya birkaç yabancı dil öğrenmesi zaruret halini almıştır. Bir hadis-i şerifte, (Bir kavmin dilini öğrenen, onların zararlarından korunmuş olur) buyuruluy or. Bunun içindir ki, gençlerimizin Arabi’nin yanında, Avrupa dillerini de öğrenmeleri faydalı olup, sevap kazandıran çok işlere sebep olabilir. Avrupalıların asırlardan beri bize yabancı gözü ile bakmaları, milliyet hissinden ziyade, İslam dinini bilmemele rinden ileri gelmekted ir.(Faideli Bilgiler)

Din cahilleri
Din cahilleri, tâ ilk asırdan beri, İslamiyet’i yok etmek için çalışıyorlar. Şimdi de, çeşitli adlarla, çeşitli planlarla saldırıyorlar. Cehenneme gidecekle ri bildirilm iş olan itikadı bozuk kimseler de müslümanları doğru yoldan ayırmak için, hile ve iftira yapıyorlar. Böylece, İslam düşmanları ile işbirliği yaparak, Ehl-i sünneti yıkmaya uğraşıyorlar. Bu saldırıların öncülüğünü İngilizler yaptı. Bütün kaynaklarını, hazineler ini, silahlı kuvvetler ini, donanmasını, tekniğini, politikacılarını ve yazarlarını bu işte kullandı. Böylece, dünyanın en büyük iki İslam devleti olan Hindistan’daki Gürganiyye ve üç kıta üzerine yayılmış bulunan Osmanlı İslam devletler ini yıktı.

Her yerde İslam’ın değerli kitaplarını yok etti. İslam bilgileri ni birçok yerlerden sildi, süpürdü. İkinci Cihan Harbinde, komünistler yok olmak üzere iken, bunların kuvvetlen melerine, yayılmalarına sebep oldu. İngiliz Başbakanı James Balfour, 1917’de, müslümanların mukaddes yerleri olan Filistin’de Yahudi devletini n kurulması için çalışan Siyonizm teşkilatını kurdu. İngiliz hükümeti, bu işi senelerce destekley ip, 1947’de İsrail devletini n kurulmasını sağladı. Yine İngiliz hükümeti, 1932’de, Arabistan Yarımadasını Osmanlılardan alıp, Süudlara teslim ederek, İslamiyet’e en büyük darbeyi vurdu.

İşte İngiliz siyaseti
1944’de Japonya’da vefat eden Abdürreşid İbrahim efendi, 1910’da İstanbul’da basılan Âlem-i İslam kitabının ikinci cildinde, (İngilizlerin İslam düşmanlığı) yazısında diyor ki:

(Hilafet-i islamiyye nin bir an önce kaldırılması, İngilizlerin birinci düşüncesidir. Kırım muharebes ine sebep olmaları ve burada Türklere yardım etmeleri, hilafeti yıkmak için bir hile idi. Paris muahedesi, bu hileyi ortaya koymaktadır. Her zaman Türklerin başına gelen felaketle rde İngiliz parmağı vardır. İngiliz siyasetin in temeli, İslamiyet’i yok etmektir. Bu siyasetin sebebi, İslamiyet’ten korkup müslümanları aldatmak için, satılmış vicdansızları kullanırlar. Bunları İslam âlimi, kahraman olarak tanıtırlar. Sözün özü, İslamiyet’in en büyük düşmanı İngilizlerdir.) (Faideli Bilgiler)

Sömürgeler bakanlığı kurdular
Osmanlıların her sahada ilerlemel erine ve bu kadar başarılı olmalarına rağmen yıkılmalarının sebebini, yirminci asrın tanınmış psikologl arından Amerikalı Terman şöyle anlatıyor:
Osmanlı orduları Avrupa’da ilerliyor, Viyana elden gidiyordu . Viyana gidince, bütün Avrupa’nın Müslümanların eline geçmesi çok kolay olacaktı. Osmanlılar, Avrupa’ya İslam medeniyet ini getiriyor; ilim, fen, ahlak nurları, Hıristiyanlığın kararttığı, uyuşturduğu yerlere, zindelik, insanlık, huzur, saadet saçıyordu. Asırlarca, diktatörlerin, kapitalis tlerin, papazların zulümleri altında inleyen kimseler, İslam ahlakı ile, insan haklarına kavuşuyordu. Avrupa diktatörleri ve öncelikle Hıristiyan kiliseler i, Osmanlı ordularına karşı son gayretler ini harcıyorlardı. Bir gece, İstanbul’daki, İngiliz sefiri, Londra’ya tarihi mektubunu yolladı. Buldum... Buldum!.. Osmanlı ordularının ilerleme sebebini buldum. Onları durdurmanın yolunu buldumdiy erek şöyle yazıyordu:

(Osmanlılar ele geçirdikleri her yerde din, ırk farkı gözetmeksizin, seçtikleri çocukların zekalarını ölçüyor, ileri zekalıları ayırarak, medresele rde okutup, İslam terbiyesi ile yetiştiriyorlar. Bunlar arasından da seçtiklerine, saraydaki Enderun denilen yüksek okulda, o zamanın en ileri bilgileri ni veriyorla r. İşte, Osmanlı siyaset adamları, başkumandanları; böyle seçilen, yetiştirilen keskin zekalı şahsiyetlerdir. Sokullula r, Köprülüler böyle yetişmiştir. Osmanlı akınlarını durdurmak, Hıristiyanlığı kurtarmak için biricik çare, Enderun mektepler ini ve medresele ri dağıtmak, onları içerden yıkmaktır.)

Bu mektuptan sonra, İngiltere’de, Sömürgeler Bakanlığı kuruldu. Burada yetiştirilen casuslar ve Hıristiyan misyonerl eri ve masonlar, yalan propagand a ve yaldızlı vaatlerle avladıkları cahilleri, Osmanlı devletini n kilit noktalarına yerleştirmeye ve bu kuklaların eli ile; medresele rden fen, ahlak derslerin i kaldırmaya, Müslümanları cahil bırakmaya uğraştılar. Nihayet tam başarı sağladılar. İslam devleti yıkıldı. İslamiyet’in dünyaya neşrettiği saadet, huzur nurları söndü.


Evet kardeşlerim yukarıdaki yazıyı okudunuz
Birde Müslümanların hatalarından bahsedeli m
Osmanlı medeniyet i bizlere şunu gösteriyor
Batı medeniyet i ile islam medeniyet inin
Reformasy on yapıldığı takdirde Müslümanların
Kendi standatla rına göre bilim ve teknoloji deki
Gelişimi ile birlikte paralel olarak
Her türlü ürünü kendi imal edebilme yetisi
veya kendine has bir mamul üretebilme yetisiyle
Batıyı kopye etmekten ziyade
Kendine has bir mamul stardartı geliştirebilme
yetisinin elde edilişiyle Avrupa bağımlılığının
ve etkileşiminin olmayacağını gösternektedir
Glokenscp iel denilen enstrüman ile
Mehter takımndaki Çevgan denilen enstrüman
veya Batı çalgısı timpani ile kös arasındaki benzerlik
Bizlere her türlü mamul üretimde
Müslümanlara has bir teknoloji nin olabileceğini göstermektedir
Fatih Sultan Mehmet Hanın
İstanbulun fethindek i Planlarını projeleri ni biliyorsu nuz
Özelllikle ateşli toplarla ilgili yenilikle rini biliyorsu nuz
Ancak Osmanlıdan sonra Müslümanlar geriledi
Mezhep Tarikat Cemaat taassubu ile meşgul olarak
Irkçılık hezeyanı ile birlikte gereksiz fikir akımlarının etkisinde kaldı
Dini bilimler ile Nazari bilimleri n paralelliğinin
yok olması yüzünden Bilim ve teknoloji den uzaklaştılar
Müslümanların Bilimsel çalışmaları
Endülüs yoluyla Batıya geçerken
Endülüste Müslümanların ve islamın izleri silinirke n
Osmanlı memlukler le savaşmakla meşgul olmak zorunda kaldı
Osmanlı yıkıldıktan sonra ise
Müslümanlar Bilim ve Teknoloji ye önem vermedi
Bunu her sahada görebilirsiniz
Batı örneğin sinema teknoloji sine önem verdi
Örneğin Walt Disney ürünü bir çizgi filmde
Amerikan Film Şirketi Senfoni orkestrası kullanırken
Müslümanların yaptığı çizgi filmde bir kudüm ile Ney sesi vardı
Amerikan Hollywood yönetmenlerinden Mustafa Akad
Fatih Sultan Mehmed ve İstanbulun Fethi filmini
çekmek istediğinde İslam ülkelerinden sinema için finasman alamadı
Amerikan Nasa Uzay üssü uzmanlarından Müslüman Prof Dr Faruk El-Baz
Müslüman ülkelerden birinde Uzay üssü kurulabil eceğini
Bunun için kendisine Finansman verilmesi ni istedi ama verilmedi
Dünyada Batı Radyo istasyonl arı ve TV kanalları kurmaya başlandığında
Müslümanlar ilk etapta bu teknoloji yede karşı çıktılar TV haram dediler
Yıllar sonra TV kanallarının gerekliliğini anladılar
Bu örnekleri saymakla bitmez tükenmez ve gereksizd ir
Müslümanlar Osmanlıdan sonra Bilim ve Teknoloji ye değer vermedile r
Günümüzün Müslümanlarında düşünme araştırma inceleme geliştirme  
Yetisi olmadığı gibi herşeye gereksiz ön yargıyla ve inatçılıkla bakış açısı mevcut
İstişare yerine bağnazlık tutuculuk taassub ve nemelazımcılık hakim
Olaylara karşı ilgisizli k ve sabırsızca bir kibirlili k ve bencillik-egoistlik hakim
Kendisini n herşeyi bildiğini sanır bir yaklaşım var ve öğrenmeye azim yok
Hiç bir şeye önem vermiyor edebiyatt an sinemaya veya müziğe kadar
Hiç bir dünya ilmine değer vermiyor ve çalışmıyor üretmiyor
Üretilen mamulü satın alıyor ve satın aldığı ülkenin kültür ağına takılıyor
Bir kaç anektod aktarmaya çalıştım sizlere
Bizlerde Müslümanız ve hepimizin yığınla hataları vardır şüphesiz
Bizlere haklarınızı helal ediniz ve Allah Müslümanların yardımcı olsun
Allaha emanet olunuz Selamün aleyküm kardeşlerim

MÜSLÜMANLARIN BİLİM VE TEKNOLOJİDE
GERİ KALMALARI NIN BAZI NEDENLERİ

TARIK  HÜSEYİN KARAOĞLU

İSLAM AYDINLIK DİN FORUM 2011

« Son Düzenleme: Mayıs 02, 2014, 09:51:00 ÖS Gönderen: admin » Logged
« Yanıtla #2 : Mayıs 05, 2014, 04:24:46 ÖS »
admin
Administrator
Full Member
*****

Mesaj Sayısı: 105


MÜSLÜMANLAR VE DÜNYA - KONU İÇİN TIKLAYINIZ


MÜSLÜMANLAR VE DÜNYA
 
FORUM İSLAMİ DÜŞÜNCE VE FORMASYON 2013
 
HALİT AHMET ÖNCÜGİL


Selamün aleyküm kardeşlerim
 Forum islami  Düşünce ve Formasyon 2013
 İçinde çok çarpıcı bilgilere ulaştım
 Ancak Dünyadaki Müslümanların çıkmazları
 ve Dünyadaki akan Müslüman kanının durdurulm ası için
 Müslümanların nasıl bir formasyon içinde olmalarına dair
 Açıklayıcı bir özet yazı bulamadığım için
 Ben bir kaç  Anektod paylaşmak istedim
 Konuya şuradan giriş yapmak istiyorum
 Siyonizm dünyadaki müslümanları yok etmekle
yok edemediği insanları veya müslümanları etkisizleştirmekle
veya çeşitli yöntemlerle kendi safına çekmekle meşguldür
daha doğrusu
Bazı teorisyen lerin ifadesiyl
 Dünyadaki Devletler i
tek bir merkezden yönetmeye çalışan güç odakları
Egemen gücün planları ve proğramları gereği
 Dünya tarihinde ki en büyük savaşları sevk ve idare etmeye
 ve savaşlar sonucunda kurulacak devletler in
 Yönetim biçimlerine ve şekillerine göre dizayn etmeye 
 Kiminde diktatörlük kiminde demokrasi
 Kiminde monarşi kiminde ise Sosyalizm olarak
 yönetilmesini sağlamaya çalışmaktadırlar
 Bunu sağlamak içinde   
 1.Dünya ve 2. Dünya savaşları ile
NATO ve Varşova Paktlarının kuruluşunu
 organize etmişlerdir
veya Kapitaliz m ve Sosyalizm ile
 SSCB nin kuruluşu veya dağılışını
 organize etmişlerdir
 Ortadoğu ve İslam Dünyası ile
farklı ülkelerde hegamonya sal bölgelerin
oluşmasını sağlamaya çalışmışlardır
Ve bilhassa Osmanlının yıkılışı ile
Ortadoğu ve İslam coğrafyasındaki
 Müslüman dünyanın bölünüp parçalanması
 ve yeni kurulan devletler in sevk ve idaresini n
 Yine tek bir merkezden kontrol edilmesi için
 her türlü bilimsel veya inançsal
ekonomik veya siyasal
ve bazende askeri operasyon ları sevk ve idare eden
güç odaklarının arka planında
siyonizm hep idare merkezi olarak  mevcut olmuştur
 siyonizm ise inançsal gücünü kabalaist muharref tevrattan almaktadır
 Ancak bu muharref tevrat Allahın hakiki tevratı değildir
 Hakiki tevrat yok edildiği için
Allah cc tarafından yeni kitaplar vahiyle gönderilmiştir
 Ve Allah katında islam dışında Hak Din yoktur
 Bunuda hatırlatalım
" İnned Dinel İndallahil İslam
  Şüphesizki  Allah c.c katında Hak Din İslam'dır  "
 Al-i İmran suresi 19. ayet-i kerime
 Fakat muharref tevrattan önceki hakiki tevrat 
 özünde mutlak Allah c.c tarafından
İnsanlara gönderilmiş bir kutsal kitaptı
 Ancak Firavunun Yahudiler i
 Mısır piramitle rinin imarıda dahil
 bazı köleleştirmelerde kullanırken
Yahudiler in yok olması hadisesin de
 O zaman mevcut hakiki tevratın
bu yokoluş karşısında
Allahın hakiki tevrattak i ayetlerle
  insanlara
  Allahın ayetlerin i yalanlama maları gerektiğini
 buyurmuş
 Yahudiler e ümit ışığını yakarak
sabrı tavsiye etmesi ve sabır ile barış sayesinde
 sevgi ve merhametl e felaha erecekler ini
 müjdelemesini tasvip etmeyen Kabala" nın
 köleleştirilen yahudiler i özgürleştirmek
 ve ayakta kalmaları için motive ederek
 Tevrattak i sevgi ve merhamet ile
sabır ve barış ayetlerin i kaldırıp
 hakiki tevratı tahrip etmesiyle birlikte
 Kabalanın yazdığı yeni muharref tevratın hükümlerinin
 Yahudiler in genelince kabul edilmesiy le başlayan süreçle
Ve yeni muharref tevrattak i ayetlerin hükümlerinde yazan
Yahudiler in tanrı tarafından  seçilmiş ırk olduğunu
 ve Yahudi ırkının diğer ırklardan üstün olduğunu
 Ve Yahudi ırkının diğer dünyadaki tüm ırkların
ve insanların efendisi olduğunu
ve diğer ırkların ve insanların Yahudi ırkının kölesi olduğunu
 ve kölelerin ise Yahudi olan efendiler ine itaat etmeleri gerektiğini
 eğer itaat etmezlers e katledilm eleri gerektiği doktrinin i
benimsetm işler ve doktrinle rin uygulanma sına  devam etmişlerdir
Muharref Tevrat mezmurlar bölümü 2/8 " Onları çömlekçi kabı gibi
 onları demir çomaklarla kıracaksın "
 v.b gibi benzeri ayetlerle Muharref Tevratın emriyle
 bu planlar ve uygulamal ar günümüzdede artarak devam etmektedi r
 Ve yine muharref tevratın emriyle
Yahudiler e verilen Kenan diyarının Yahudi toprakları oluşu ile
 Bu toprak parçalarının idaresini n
ve diğer dünyadaki toprak parçalarınında
bir ana merkezden Kabalaist lerce idare edilmesin in
 Bu idare şekillerinin ve idarecile rininde seçiminin
 Yine Muharref tevratın emriyle Yadudiler e verilmesi yle birlikte
 Kabalaist lerin dinleri gereği ve tanrının kabalaist lere verdiği emir gereği
 Müslümanlar insan sınıfında bile değildir ve köledir
ve katledilm esi gerekmekt edir
 Dolayısıyla İslam veya Müslümanlar ile siyonistl er arasında barış olamaz
 Müslümanlar ile barış yapan eğer yahudiyse
 Müslümanlar ile birlikte katledime si bu dokttrini n gereğidir
Bu emir yahudiler e tanrı tarafından verildiği için
 Ve kabalaist muharref tevrat ile iman eden 
 tanrıya inanan her yahudi bu emri yerine getireceği için
 siyonistl er güçlerini inançsal olarak
 Muharref tevrattan aldıkları için
 ekonomik siyasal ve askeri güçleri mevcut olduğu için
 Bu gücün devamınıda bilim ve teknoloji deki üstünlükleriyle
muhafaza ettikleri için
 Müslümanlar açısından günümüzde barışçıl bir dünya mevcut olamamakt adır
 Müslümanların Dünyada varlıklarını sürdürebilmeleri için
ve yaşama hak ve hürriyetini elde edebilmel eri için
 Ayakta kalabilme leri için ekonomik siyasal askeri inançsal ve bilimsel
güç dengesine ihtiyaç vardır
Bilim ve teknoloji ise Alahın nimetleri ve kurallarıdır
 Allah c.c nimetleri ne ve kurallarına itaat edenlere 
 Ve Allah c.c çalışana üretene ve emek harcayana
  Ve batılda olsa inancına göre yaşayana elbet destek olacaktır
 Bilim ve teknoloji akıl ile sabittir
 Ve akıl Allah c.c tarafından sadece siyonistl ere verilmemiş
 Müslümanlara ve bütün insanlığa verilmiştir
 Müslümanlar ise bilim ve teknoloji üretemediği takdirde
 Ve müslümanlar bilim ve teknoloji yerine
 Mezhep tarikat ve cemaat ile meşgul olup
 birbirler iyle mücadele ettiği sürece
 Siyonistl er balistik füze üretirken
 Müslümanlar kendi füzelerini üretmeyip
 küffardan daha kalitelis ini ürettiğini belgeleye meyip
 küffarın elindeki füzenin etkisisiz liğini ispat edemeyip
 Küffarı füze atmaktan vaz geçiremediği sürece
 her türlü bilimsel ve teknoloji k gelişmeye karşı
Müslümanlar çay kahve içip sohbet ederek
 ve tesbih çekerek " Kuran- ı kerimde bu zaten vardır " deyip
 üretmeyip laf ile peynir gemisi yürütmeye çalıştıkça
 Kuran-ı kerim matbaasındaki makinenin parçası arızalanınca
 Almanyada n parça gelmesini bekleyere k
Tifdruk matbaada basıma ara verdikçe
 Ve Suudi Arabistan gibi İngiliz-İsrailiyat uzmanlarınca desteklen en
 Vehhabile rin Amerika ile müttefik olup
 Amerikada n satın aldığı yazılımı kendileri ne ait olmayan
uçak ve füzeler satın alarak kendini koruyabil eceğini sandıkça
 herhangi bir savaş esnasında bu uçakların ve füzelerin
kullanılamayacağını bile bile satın almaya devam ettikçe
 Bazı Selefiler in Kuran-ı kerimde muhkem ayetler içinde
 Radyo ve televizyo nun yer almadığını söylemeye
 devam ederek
müteşabih ayetleri görmezden geldikçe
 Bilişim teknoloji sinden bir haber olup
 yahudiler in kurduğu web sitelerin de
islamiyet i anlatmakl a müslümanlığın yayıldığını düşündükçe
 Bazı müslümanların " En büyük cihad nefs ile cihattır " diyerek
 Dünya ve bilimle uğraşmayıp
Satın alıp bindiği otomobili n parasını
 kendisine mermi sıkan siyonistl ere veya onların destekçilerine
bilmeden
mermi parası olarak ödedikçe
 Din alimlerin in aynı zamanda fizikçi veya matematikçi olmadığı sürece
 Tarikat mezhep ve cemaat ile meşgul olan
 Müslüman kardeşlerimizin kendileri çalışmayıp
 üretmeyip
 Bilim ve teknoloji yi hafife alarak
 dolayısıyla Bilim ve teknoloji denilen Allahın nimet ve kurallarını bilmeden
 " Şeyhim halı uçurur " demekle yetindiği sürece
 Ve hiç bir şeye tedbir almayıp
tedbiride takdiride Allah c.c tan beklediği sürece
 Türk-Kürt veya Alevi-Sünni
Sağcı-solcu
 Milliyetçi-sosyalist
 Laik-Antilaik
 Nakşi-Kadiri
 Nurcu-Süleymancı
 gibi ayrılıklar ve bölünmüşlüklerle uğraştıkça
 gereksiz yere aynı ülkede
 bilim ve teknoloji dışında
 gereksiz düşmanlıklarla
birbirler ine karşı üstünlük taslama yarışlarıyla
 Allahın dini islamı ve bilim ve teknoloji yi dışlayıp
 çatışmasal fikirlerl e
 kişisel egolar ve iktidar hırsıyla
 fanatizm ve kin ile nefretle meşgul olmaya çalıştıkça
 Müslümanların üzerinden zulm eksik olmayacak tır
 Ve aynı ülkede kardeş kardeşin kanını akıtmaya devam edecektir
ve arka planda yine siyonizmi n planları işlemeye devam edecektir
ne olursa olsun zerreden kürreye
herhangi bir konuda hüküm elde edileceks e
İslami reailte dörttür
Kuran - Kütüb-i sitte sünnet
İcma ve kıyastır
Kıyas içinde ise akıl ve bilim vardır
Hz. Ali r.a buyurduğu gibi
" Hayatta en hakiki mürşid ilimdir "
Ancak mürşid kelimesin in ne anlama geldiğini bilmeyen
Ve arapça sözlükte karşılık arayan
veya Türkçe lugatta bu kelime varmı diye düşünen
cahilleri n ne akılla ne bilimle
nede dinle imanla nede islamla ilgileri vardır
Allahın kitabı Kuran-ı kerimi yıllardır okuyupta
Türkçe mealini okumakla
anlayabil eceğini düşünen
ve yaşanmayan bir islamın
okumakla bir yere varılamayacağını anlayamay an
cahiller var olduğu sürece
Siyonizm değil Müslümanlar birbirine
düşmanlık yaparak birbirler ine saadet hakkı tanımayacaktır
 






MÜSLÜMANLAR VE DÜNYA
 
FORUM İSLAMİ DÜŞÜNCE VE FORMASYON 2013
 
HALİT AHMET ÖNCÜGİL
« Son Düzenleme: Mayıs 06, 2014, 01:41:43 ÖS Gönderen: admin » Logged
« Yanıtla #3 : Kasım 16, 2014, 10:19:45 ÖÖ »
admin
Administrator
Full Member
*****

Mesaj Sayısı: 105


BİLİM VE İSLAMİ HAKİKAT - TENGRA VE İSLAM - KONU İÇİN TIKLAYINIZ


TENGRAYA İNANMIYORUZ ARTIK

İSTANBULİZM YEŞİL BAHÇE FORUM THEMA 2012

ALPARSLAN MEHMET TÜRKALİOĞLU
 

Selamün aleyküm kardeşlerim
Forum istanbuli zm Yeşil Bahçelerde
Tanrı ile ilgili bizimde bir yazımızın olmasını istediğimiz için
aşağıdaki alıntıları paylaşmak istiyorum
Tanrı ile ilgili düşüncelerini Üstad Necip Fazıl Kısaküreğe sorunca
Üstad şu cevabı vermiş
" Allah c.c tanrının belasını versin İnşallah "
diye cevap vermiş ve sanırım gereken cevap latifede olsa budur
Ancak bu İslamiyette yer almayan TANRI kelimesin in
ve Müslümanların hiç bir zaman inanmadıkları TANRI isimli Putun
ne zamandır mevcut olduğunu biraz İrdeleyelim İnşallah
TANRI kelimesi aslında Öztürkçe bir kelimedir
Orjinali olarak bu isim TANRI değil TENG-RA olarak yazılıdır
TENG : Gök Kubbe ve RA : Kutsal
kısaca Tanrı kelimesi kutsal gök kubbe anlamına gelmekted ir
Bu TANRI ise gök kubbe olduğu gibi
Deniz ateş dağ veya nehir olarakta tanrı olarak karşımıza çıkar
Neticede TANRI gözle görülen elle tutulan maddesel bir boyutu olduğundan
tanrı PUT hükümündedir ve ALLAH c.c ile tanrının bir bağlantısı ilgisi alakası yoktur
Türkler müslüman olmadan önce , Karahanlılar devletine kadar tanrı kelimesi kullanıldı
Çünkü zaten tanrıya inanıyorlardı ve Şamanistlerdi ve Allaha inanmıyorlardı 
Karahanlılarla birlikte Müslüman oldular ve tanrı yerine Allaha inanmaya başladılar
Allaha inanmaya balşayınca zaten tanrı kelimesi kullanılmadı
Osmanlıda bu kelime kullanılmadığı gibi
zaten Müslümanlar dışındaki ahaliye , tanrıya inandıkları için küffar denilirdi
Osmanlının yıkılışıyla birlikte bu kelime yine gündeme geldi
O halde tanrı kelimesin i kim ne amaçla yazmaya başladı bunun araştırılması lazım
Allah c.c  kendini ism-i zülcelalleriyle tanıtır
Allah c.c ın 99 ismi içinde tanrı kelimesi zaten yoktur
Ve Allahın isimlerin in bir oluş eylem bildiren bir sıfat karşılığı vardır
Örneğin RAHMAN : Bağışlayan
RAHİM : Esirgeyen şeklindedir 
Allah c.c ın 99 ismi içinde yer almayan tanrı kelimesin in
Allahın zati veya subuti sıfat karşılıklarında tanrı kelimesi zaten sıfat değildir
Amerikan Müslüman derneği Türkiyeden İngilizce Kuran-ı kerim istemiş
Türkiye yollamış ve Amerikalılar bu İngilizce Kuranı incelemiş
ve geri yollamıştır
Amerikan Müslüman derneği yetkilisi açıklamasında
GOD kelimesi tanrı anlamına geldiği için
ve GOD yani tanrıya inananlarında kafir hükmünde oldukları için
kendileri nin Müslüman olduklarını ve Allaha inandıklarını belirtere k
Bu İngilizce Kuranların tahrip edilmesi gerektiğini bildirmişlerdir
Tanrılı din Türklerin Şamanizm Dinidir
Aslında İslamiyet dışında kalan herhangi bir inanç sistemine
DİN demekte hatadır
ve DİN demek zaten İslam demektir
Kuran-ı kerimde geçen 25 Peygamber zaten İslam peygamber idir
Yani Dİn peygamber lerle İslam ismiyle tebliğ edilmiştir
Kuran-ı kerim Al-i İmran suresi 19.ayet-i kerimede
" İnned dinel indallahi l İslam " buyurulma ktadır
Yani mealen " Şüphesizki Allah c.c katında Hak Din İslamdır "
Dolayısıyla Allahın kabul ettiği inanç sistemi yani Din İslamdır
Allah kendisine inanma biçimine DİN dediğinden
ve DİN : İSLAM olduğundan dolayı
Allahın kendisine farklı şekilde inanılmaya çalışılmasınıda
Allah kabul etmeyeceğinide bu ayet-i kerime ile zaten belirtmiştir
Bizler Hristyanlık ve Yahudilk veya Şamanizm veya Konfiçyüzim gibi
binlerce DİN uydursak bile bunun adı DİN değildir
Allah katında kabul edilmeyen uydurma Dinlerin bir geçerliliğide yoktur
Yahudiler ve Hristyanl arın Kafir oluşlarının sebebi ise
Allah c.c a inanmayıp Tanrıya inanmalarından kaynaklan maktadır
Tanrının tek olması veya çift olması bir şey ifade etmez
Neticede tanrıya inanılıyorsa zaten Kafir ve küffar hükmündedir
Yunan tanrıları örneğin çok fazladır
Zeus bir tanrıdır Apollo bir tanrıdır Afrodit bir tanrıdır
İncilde ise 3 adet tanrı kudretind e materyal vardır
1.tanrı : Hz.Meryem in eşi ( Haşa ! ) Kutsal ruh
2.tanrı İsa as ın babası Tanrı vardır ve insanlaştırılmıştır
3.tanrı Tanrının oğlu İsa as vardır ve tanrılaştırılmıştır
Buna teslis inancı denir ve 3 kudretin toplamı tanrıyı oluşturur
Yani Hristyanl arın temelde 3 adet tanrıları vardır
3 adet tanrı ile Allah c.c arasında bağlantı kurulamaz
Dolayısıyla bu ŞİRK tir ve Allaha ortak koşmaktır
Allah c.c ise tekdir ve eşi ortağı yoktur
Yahudiler de ise tanrı muharref  tevratta geçen yehovadır
Hz.Yakup as tanrıyı güreşte yenmiştir ve mağlup etmiştir
Kısacası Yahudiler in tanrısı greko-romen güreşten anlamayan
cahil bir tanrıdır ve insana yenilen güçsüz kudretsiz bir tanrıdır
Tevratta geçen " tanrı dünyayı 6 günde yarattı ve yoruldu dinlenmey e çekildi "
yar suresinde geçen bu tanrı ise
İnşaat işçisi bir tanrıdır ve çalışıp yorulup arada sigara molası veren bir tanrıdır
Allah c.c bir demir parçasını yaratırken bu anlıktır
FE atomlarına " KUN FE YEKUN " emrini verir
ve atomlar bu emirle bir araya gelip anında demir parçasını oluşturur
Bunun dakikası saniyesi günü ayı yoktur Rabbimiz " OL " emrini verir ve olur
kardeşlerim o halde hem Müslümanın deyip
hemde bu tanrı kelimesin i kullnanla rın amacı nedir
Affınıza sığınarak ben bu konuda bir kaç latife edeceğim sadece
ve latifedir ve kulaktan dolma ve gerçek değildir ama
yinede paylaşayım ve konumuza devam edelim inşallah
anlatılan bir hikaye vardır hani
Kilisenin çanı tıpkı ezan gibi çağrıdır
ibadet vakti ve saatine göre çan çalınır
karga kilisenin çanını gerekli gereksiz çalıyormuş
Rahip kargayı uyutmak ve çan çalmasını engelleme k için
sarhoş etmeyi düşünmüş ve çanın yanına şarap koymuş
karga şarabı içmiş ve çana idrarını boşaltınca rahip sormuş
" müslüman olsan şarabı içmezsin
Hristyan olsan çana işemezsin.Sen nesin " demiş
kardeşlerim Allahın 99 ismi var ve bu isimlerin içinde tanrı yoksa
Kuran-ı kerimde Allah sıfatlarının karşılığında tanrı yoksa 
İlla tanrı ismini kullanmay a çalışmanın mantığı nedir
Bir latifedir kulaktan kulağa yayılan bir şey vardır hani
Ezan Türkçe okunduğu bir dönemde
İlla Türkçe ezan okunmaya devam etsin diye
direten birine soruluyor " tanrı uludur " şekilnde okunmaya devam etse
siz camiye gidip namaz kılacakmısınız " diye soruyorla r
Ezan Türkçe okunsun diye diretende diyorki " ben camiye hiç gitmedimk i
namazda kılmıyorum benim camide ne işim var "diye cevap veriyor
Diğeride diyorki " iyide ezan müslümanlar içindir
namaza ve camiye çağrıdır
sen camiye ve namaza çağrıya gitmeyeceğine göre
ya yahudisin yada hristyansın demekki 
ezan müslümanlara ait bir çağrıdır
ezan seni camiye çağırmıyorki
niye dinliyors un ezanı
ezan Türkçe okunsa sanane
Arapça okunsa sanane "diye cevap veriyor
kısacası kardeşlerim tanrı kelimesin i kullananl ar
neye kime inandıklarını bilmeyenl erdir
aşağıya bazı alıntılar ekledim onlarıda okuyunuz
ve daha sonra helalleşip konumuzu bitirelim inşallah




AYNI TANRIYA İNANMIYORUZ

http://www.hristiyangazete.com/2010/04/ayni-tanriya-ve-allaha-inanmiyoruz/

Almanya’nın ilk Türk kökenli eyalet bakanı olarak göreve başlayan Aygül Özkan’ın törende bir Müslüman olarak Tanrı üzerine yemin etmesi tartışma yarattı. Bazı kiliseler, “Müslüman ve Hıristiyanlığın Tanrıları aynı değil” diye tepki gösterdi. Sonra bu açıklamalar yumuşadı.

Almanya’nın ilk Türk kökenli eyalet bakanı olarak göreve başlayan Aygül Özkan’ın törende bir Müslüman olarak Tanrı üzerine yemin etmesi tartışma yarattı. Bazı kiliseler, “Müslüman ve Hıristiyanlığın Tanrıları aynı değil” diye tepki gösterdi. Sonra bu açıklamalar yumuşadı.

AYGÜL Özkan (37), önceki gün yemin ederek Almanya’nın Aşağı Saksonya eyaletind e Sosyal İşler, Kadın, Aile ve Sağlık Bakanı olarak göreve başladı ama tartışma bitmedi. Okullarda haç gibi dini semboller e karşı çıktığını söyleyerek polemik yaratan Aygül Özkan’ın yerel parlament odaki törende “Tanrı bana yardım ettiği sürece” diye yemin etmesi de tartışmaya neden oldu.

Aygül Özkan, bir Müslüman olarak Hıristiyan, Müslüman ve Yahudiler in ‘tek ve bir saydığı Tanrı’ üzerine yemin ettiği için bir sakınca görmediğini belirtti. Ancak kiliseler, Özkan’ın Tanrı üzerine yemin etmesine tepki gösterdi. Hannover Bölge Kilisesi’nin Sözcüsü Johannes Neukirch, Bild Gazetesi’ne, “Biz Hıristiyanlar, Tanrı ile Allah arasında belirgin bir ayrım görüyoruz” dedi. Essen Katolik Piskoposl uğu’nun Sözcüsü Ulrich Lota, “Teolojik olarak Hıristiyan Tanrı ile İslam’ın Tanrısı aynı değildir” dedi.

Hamburg’tan Piskopos Jaschke, Welt Online’a yaptığı açıklamada, Özkan’ın Tanrı’ya gönderme yapmasını ‘selamladığı’nı söyledi.

Anayasada ki Tanrı

Almanya Protestan Kilisesi’nin Başkanı Hermann Barth, önemli olan Hıristiyan ve Müslümanların, azami ortak paydada buluşması olduğunu söyleyerek bu durumun hassasiye tle ele alınması gerektiğini belirtti. Tanrı tasviri ve Hz.İsa’nın algılanması açısından iki din arasında farklılıklar bulunduğunu ifade eden Hermann Barth, ancak Alman Anayasası’nın girişinde yer alan Tanrı ifadesini n özellikle de Hıristiyan Tanrı’yla ilişkilendirilmediğini kaydetti.

Bilgi notu

Hıristiyanların Tanrı algılamasında teslis inancı hakimdir. Tanrı kavramı, Baba, Oğul (İsa) ve Kutsal Ruh’tan oluşur



TANRIYA İNANMIYORUZ

http://www.milligazete.com.tr/haber/Ayni_Allah39a_inanmiyoruz/98149#.U2vjiE2KCM8
 

Bütün İslam dünyasından beşi Türk 138 kişi bir araya gelmişler ve Papaya bir mektup yazarak "İkimiz de aynı Tanrı'ya karşı sonsuz bir sevgi duyuyoruz, gelin barışalım" demişler.

Demişler ama Papa bu oyuna gelmemiş ve onlara "Buraya kadar gelmişken gelin hepiniz Hıristiyan olun" demiş.

Bütün hahamlar, papa ve papazlar "yorulan" bir tanrıya inanırlar. Buyurun okuyun:

"Çünkü ben, RAB yeri göğü, denizi ve bütün canlıları altı günde yarattım, yedinci gün dinlendim . Bu yüzden Şabat Günü'nü kutsadım ve kutsal bir gün olarak belirledi m." (Tevrat, Yar, 2/1-3; Çık, 31/7)

Yorgun tanrı o sinirle Şabat/Cumartesi günü çalışanların öldürülmesini istemiş. Buyurun okuyun:

 "Şabat Günü çalışan herkes kesinlikl e öldürülmelidir." (Tevrat, Çık.31:14)

Bütün hahamlar, papa ve papazlar, Yakup aleyhisse lama güreşte yenilen bir tanrıya inanırlar.

Buyurun muharref Tevrat'tan okuyun:

yar.32:22 Yakup o gece kalktı; iki karısını, iki cariyesin i, on bir oğlunu yanına alıp Yabbuk Irmağı'nın sığ yerinden karşıya geçti.

yar.32:23 Onları geçirdikten sonra sahip olduğu her şeyi de karşıya geçirdi.

yar.32:24 Böylece Yakup arkada yalnız kaldı. Bir adam gün ağarıncaya kadar onunla güreşti.

yar.32:25 Yakup'u yenemeyec eğini anlayınca, onun uyluk kemiğinin başına çarptı. Öyle ki, güreşirken Yakup'un uyluk kemiği çıktı. yar.32:26 Adam, «Bırak beni, gün ağarıyor» dedi.

Yakup, "Beni kutsamadıkça seni bırakmam" diye yanıtladı.

yar.32:27 Adam, "Adın ne?" diye sordu.

"Yakup."

yar.32:28 yar.35:  Adam, «Artık sana Yakup değil, İsrail denecek» dedi, "Çünkü Tanrı'yla, insanlarl a güreşip yendin."

yar.32:29 Yakup, "Lütfen adını söyler misin?" diye sordu.

Ama adam, "Neden adımı soruyorsu n?" dedi. Sonra Yakup'u kutsadı.

yar.32:30 Yakup, "Tanrı'yla yüzyüze görüştüm ama canım bağışlandı" diyerek oraya Peniel  adını verdi.

yar.32:31 Yakup Peniel'den ayrılırken güneş doğdu. Uyluğundan ötürü aksıyordu. yar.32:32 Bu nedenle İsrailliler bugün bile uyluk kemiğinin üzerindeki siniri yemezler. Çünkü Yakup'un uyluk kemiğinin başındaki sinire çarpılmıştı."

Yahudi ve Hıristiyanlarca kabul edilen Tevrata göre Yakub aleyhisse lamla güreşe tutuşan ve sonunda Yakub aleyhisse lama yenilen tanrı ile yerin göğün hakimi Allah aynı değildir.

Bizim iman ettiğimiz Allah, "Allah'ın size verdiği rızklardan helal ve temiz olarak yiyin ve Allah'ın nimetleri için Allah'a teşekkür edin" (Kur'an-ı Kerim Nahl suresi 114) derken onların uydurdukl arı tanrı:

"Ve milletler in sütünü emeceksin ve kralların memesini emeceksin?" (İşaya 60/16) diyor ve bunlar da milletler in kanını ve ülkelerin yeraltı ve yerüstü servetler ini emiyorsa onların tanrısı ile bizim iman ettiğimiz Allah aynı değildir.

Oryantali stlerin makaleler inden İslam dinini öğrenen biri bana "Bizim ilahımızla sizin ilahınız tektir" (Kur'an-ı Kerim Ankebut suresi 46) ayetini delil getirmede n ayetin tamamını okusun.

Bu ayet "Bizi ve sizi yaratan, yaşatan, yöneten Allah birdir. Siz, tutuyorsu nuz Hz. İsa'yı "Allahın oğlu yaparak kafir oluyorsun uz" anlamınadır.

İsterlerse şu ayetin tefsirine bir baksınlar: "And olsun ki "Allah üçün üçüncüsüdür" diyenler kâfir oldular. Bir tek ilâhtan başka ilâh yoktur. Eğer söylediklerine bir son vermezler se onlardan kâfir olanlara acıklı azap şüphesiz dokunur."  (Kur'an-ı Kerim Maide suresi 73)

Kur'an-ı Kerim'in davetine uygun hareket etmek istiyorsa nız buyurun mektubunu za Allah'ın davet ayetini yazınız:

"De ki: "Ey kitap ehli, Allah'tan başkasına kulluk yapmamak, hiçbir şeyi Ona ortak koşmamak, Allah'tan başka ba'zımız ba'zımızı Rab edinmemek için, bizimle sizin aranızdaki ortak bir kelimeye geliniz. -Eğer yüz çevirirlerse- "Şahit olun biz Müslüman'ız" deyin." (Kur'an-ı Kerim, Âl-i İmran 64)

Örnek olarak sevgili peygamber imizi alırsanız o takdirde Vatikan'da para yönetiminden başka hiçbir şeye gücü yetmeyen, makama değil, sevgili peygamber imizin Bizans, İran, Habeşistan imparator larına yazdığı gibi siz de mektubunu zu Amerika cumhurbaşkanına yazınız ve mektubunu zu mutlaka bu son ayetle sonlandırınız.


TANRI KAVRAMI

http://www.islamidusunce.net/forum/index.php?topic=4707.0;wap2


1940'larda yazılmış en kapsamlı ve detaylı Kur'ân tefsiri olan Elmalılı Hamdi Yazır'ın Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından bastırılmış “Hak Dini Kur'ân Dili” isimli eserinde bakın bu konuda ne deniyor:

“Gerek ismi özel olsun gerek ismi genel, “ALLAH” ismi celâli ile, yine “ALLAH” tan maâda hiçbir mâbud anılmamıştır...

Mesela “TANRI”, “HUDA” isimleri, “ALLAH” gibi özel isim değidir!. “İLÂH”, “RAB”, “MÂBUD” gibi genel mana ifade eden kelimeler dir...

Arapça'da “İLÂH”ın çoğuluna “ÂLİHE”; “RAB”bın çoğuluna “ERBÂB” denildiği gibi; Farsça'da da “HUD”nın çoğuluna “HUDÂYAN” ve lisanımızda dahi TANRILAR, MÂBUDLAR, İLÂHLAR, RABLAR denmiştir; çünkü bunlar haklıya ve haksıza ıtlak edilmiştir...

Halbuki hiç “ALLAH”LAR denilmemiştir ve denemez!.

Böyle bir tabir işitirsek, söyleyenin cehline veya gafletine hamlederi z!..

“TANRI” adı böyle değildir; mâbud, ilâh gibidir.. . Bâtıl mâbudlara dahi “TANRI” ismi verilir.. . Müşrikler birçok tanrılara taparlardı. Filanların tanrıları şöyle, falanların tanrıları şöyledir denilir.. .

Demek ki, “TANRI” genel ismi, “ALLAH” ismi özelinin eş anlamlısı değildir, en genel bir tâbirdir...

Binâenaleyh, “ALLAH” ismi, “TANRI” adı ile tercüme olunamaz!” (c:1/24-25)



 Türkiye’deki en değerli Kur’ân tefsirini yazan kişiye göre, yukarıda okuduğunuz üzere, “ALLAH”a kesinlikl e “tanrı” denemez!..

Burada ayrıca şu çok önemli farklara dikkat etmeliyiz ..

“Tanrı” kelimesi, sıfatları anlatan genel bir kelimedir; “ALLAH” ise kendisind en gayrı hiç bir şeyin mutlak vücudu olmayan Tek Zât’ın ismidir!.

Yani olay, yalnızca kelime, telaffuz olayı değildir!. Kelimeler, isimler arasındaki son derece büyük anlam farkıdır!.

“Tanrı” ve “tanrılık” kavramına dayalı din anlayışı bâtıldır!.

“ALLAH” isminin işaret ettiği anlama dayalı, yürürlükte olan “İSLÂM Dini”dir !.

“La ilahe illALLAH” cümlesinin anlamı “tanrı yoktur sadece ALLAH vardır” şeklindedir. Ve iyi bir müslüman olmak için, önce bu farkı çok iyi anlamalıyız!.

Zirâ, “tanrı” kelimesin in anlamı ile sınırlarsak anlayışımızı, “ALLAH” isminin işaret ettiği manadan mahrum kalırız; bu da sonunda, bizi “hilâfet” sırrından mahrum bırakır!..

“Tanrı”, tapınılacak ötendeki bir varlıktır...

“ALLAH” kulluk edilegelm ekte olan özündeki Hakikat'tır!..

“Tanrı”, korkulası umacıdır!.

“ALLAH” ise, ilim sahipleri nde, sonsuz-sınırsızlığın yanındaki hiçliklerini kavrayış nedeniyle oluşan “haşyet”in kaynağıdır!..

“Tanrı”, yeterli olmayanla rın kendi kafalarında hayâl edip varsandıkları ötelerindeki yönetici ve yargılayıcıdır !.

“ALLAH”, âlemleri kendi varlığından meydana getirmiş ve her zerresind e esmâsıyla algılanır olmuş “TEK mutlak varlık”tır; hiç bir şekilde ortağı yoktur!

“Tanrı”, her devirde ve toplumda anlayış seviyesin e göre sayısız özelliklerle bezenip süslenen; hayalleri n karşılığının kendisind e olduğu varsayılan, beşer anlayışına göre şekillenen bir balondur!

“ALLAH” ise “Ahad”, “Samed”, “Lemyelid ve lem yûled”dir!..

DİN"İN TEMEL GERÇEKLERİ - Ahmed Hulûsi



Evet kardeşlerim yukarıdaki alıntıları okudunuz
artık sanırım tanrı ile Allah c.c arasında bir bağlantı olmadığını
tanrının insanların ürettiği bir put olduğunu anlamışsınızdır umarım
Allaha emanet olun selamün aleyküm

TENGRAYA İNANMIYORUZ ARTIK

İSTANBULİZM YEŞİL BAHÇE FORUM THEMA 2012

ALPARSLAN MEHMET TÜRKALİOĞLU

Logged
« Yanıtla #4 : Kasım 16, 2014, 10:20:50 ÖÖ »
admin
Administrator
Full Member
*****

Mesaj Sayısı: 105


BİLİM VE İSLAMİ HAKİKAT - SİSMOLOJİ VE İSLAM - KONU İÇİN TIKLAYINIZ

SİSMOLOJİ VE İSLAM

FORUM GÜNEŞLİ BAHÇE İSTANBUL 2012

MUHARREM AYKUT AYDINOĞLU



Selamün aleyküm kardeşlerim
Müslüman coğrafyanın kan ve gözyaşı dinmedi
Osmanlının yıkılışıyla birlikte sahipsiz kaldılar
Toparlana mıyorlar ve güçlerini birleştiremiyorlar
Her Müslüman ülkede bir diğerinden farklı İslam Dini yorumları var
Durum böyle olunca mezhep tarikat ve cemaat farklılıkları var
Ve her Müslüman ülke " Benim dediğim İslam doğru ve ben Müslümanım "
Diyerek diğer Müslüman ülke ile aralarındaki fikir ve görüş ayrılığından dolayı
Dostluk kuramıyor ve sürekli düşmanlık içinde hareket ediyor
Bu fikir ayrılıkları bir müslüman ülkenin içindeki Müslüman gruplarda da var
Örneğin Filistind e El-Fetih ile Hamas nasıl farklı fikir ve akımlarındaysa
Türkiyemizde bilimsel ve teknoloji k yönden faydasız , tarikat mezhep cemaat ayrımları var
Kadiri - Nakşi veya bunlar gibi bir yığın tarikatle r ile
Cemaat olarak Nurcu - Süleymancı veya bunlar gibi bazı cemaatler in ayrımlarıda var
Bu ayrımlar bizlere ne kazandırıyor diye düşündüğümüzde
İslamın renkliliği veya Bilimsel ve teknoloji k konularda bir çeşitlilik kazandırmıyor
Kadiriler uçak üretsin , Nakşiler otomobil üretsin
Nurcular TV üretsin , Süleymancılar Cep telefonu üretsin
Onlarda böyle bir bilimsel ve teknoloji k çaba zaten yok
Bilim olmayan Din zaten kördür ve hakikatte n yoksundur
Dinsiz Bilimde topaldır ve kendi beldesine faydası olmaz , küffarın oyuncağıdır
Müslümanların yaptığı şey sadece laf salatasından ibarettti r
Sıcak sulu şadırvanlarda abdest al  ve lületaşından tesbih çek
Ve sonra yabancı yapımı otomobil satın al
Veya yarı yabancı , yarı yerli montaj otomobile bin ve yabancıya dolarları ver
Ve camına " Huzur İslamdadır " yaz ve dolarlar küffarın cebine girsin
Birde Türk-Kürt veya Alevi-Sünni veya Sağcı-solcu
Milliyetçi-sosyalist veya Laik-Antilaik düşünce akımları var
Bunlarında birbirler i arasında bir bilim ve teknoloji yarışı yok
Sadece gereksiz ve lüzumsuz bir üstünlük ve düşmanlık yarışı var
Bu tür fikir ve düşünce akımları Siyonistl er tarafından sürekli üretiliyor
Peki Türkiyeye bilim ve teknoloji olarak bu akımların getirisi nedir
Ve bu akımların yaydığı düşmanlığın ülkemize verdiği fayda varmıdır
Ve bu tür fikir akımlarıyla ve düşmanlıklarla ülkemizin meşgul olmasının
Birbirimi zi yok etmekten başka hiç bir şeye faydası olmayacağını ne zaman anlayacağız
Ve bu fikir ve akımların aslında tümü Siyonistl er tarafından geliştirilen oyundur
Milliyetçilik veya Sosyalizm akımı güya birbirini n tam tersi akımlardır
Peki bu akımları Türklerin veya Müslümanların üretmediğini zaten biliyoruz
Siyonistl erin ürettiği bu akımlar bölücülükten başka ülkemize ne kazandırmıştır
Kin ve nefret ile kan ve gözyaşından başka hiç bir şey kazandırmamıştır
Müslümanların en fazla ihtiyaç duydukları şey birlik ve beraberli ktir
Ancak dünyada küffarın ürettiği fikir ve düşünce akımları o kadar fazlaki
İslamiyetin içine girip mezhep ve tarikatle rin içindeki fikir akımlarını bile etkiliyor lar 
Müslümanlar bu fikir ve düşünce trafiği içinde yönlerini bulamıyorlar
Okyanusta kaybolan gemiler gibi nereye gidecekle rini bilmiyorl ar
Başlarında bir kaptan-ı deryalarıda yok,gidilecek yöne kararda veremiyor lar
Yüzme bilmeyen insanlar gibi dalgalara yenik düşüyorlar
Nefes almak için denizin üstünde durmaya mecalleri yok
Ve boğuluyorlar ve neden boğulduklarındanda habersizl er
İslamın kendileri ne bahşettiği ortak paydalard ada buluşamıyorlar
Kendileri ne düşmanlık eden Küffara karşı , alacakları tedbirler ide yok
Kendileri ni savunmak için güçleri takatleri de yok
Ve sadece Dua ederek kendileri ni Allah c.c ın korumasını bekliyorl ar
Bazı Müslüman ülkelerin kendi aralarında birliği var
Örneğin Arap Birliği diye bir birlik var ancak etkisi yok
Bilimsel ve teknoloji k olarak bu tür birlikler in katkısıda yok
Asıl önemli olan konu ise birlikten ziyade şudurki
Müslümanların kendileri ni koruyacak , kendileri ne ait bir savunma sistemler i yok
Bu savunma sistemind en kasıt , ben roket yada uçak gemisinde n bahsetmiy orum
Kaldıki biz Uçak gemisi ve füzeden örneklendirmeye başlasak bile
Netice hep aynı olacaktır , yine temcit pilavı gibi aynı örneği vereceğiz , şöyleki :
Küffarın Müslümanlara atacağı , Uçak gemisinde n fırlatacağı rokete karşılık
Müslümanların elinde Küffarın atacağı rokete karşılık verecek roketi zaten yok
Bunu imal edecek bilim ve teknoloji k bilgisi ve sanayisi olmadığından
Küffara karşı atacağı roketi , yine Küffardan satın alması gerekecek
Küffarda Müslümana sattığı uçağın yada roketin elektroni k yazılımını bildiği için
Sattığı uçak yada füzenin savaş anında atılacak hedefi saptırması yine Küffarın elinde
Küffarın attığı roketin tahribatından kurtulmak için
Roket hedefe ulaşmadan etkisiz hale getirilme si gerekecek
Bunun içinde elektroni k yazılımının Müslümanlar tarafından geliştirilen
Atılan roketten daha hızlı bir roketin fırlatılarak
Küffarın roketi menzile ulaşmadan , havada başka bir roketin onu vurup durdurması gerekecek
Bunun içinde atılan roketin imal edildiği madenden , daha hafif olan bir madenle imal edilmiş
ve havada sürtünme oranı daha düşük olduğu için
Daha hızlı hareket ederek , hedefe gelecek roketi havada karşılayıp
Etkisizleştirecek karşıt roket imal edecek teknoloji gerekiyor
Bu teknoloji eğer Müslümanlarda var olsa
Zaten Küffar hakkı üstün tutmayıp kuvveti üstün tuttuğu için
Kendinden daha kuvvetli roketi olan ile savaşmayacaktır
Ve Küffarı savaştan vaz geçirmenin tek yolu Bilim ve teknoloji dir
Fakat Müslümanlar bilim ve teknoloji ye değer vermediği için
Bu teknoloji Müslümanların elinde olamaz , çünkü üretmiyor
Müslümanlar  ancak roket satın alır veya parça satın alıp montaj yapar
Küffar roket atarkende müslümanların bir kısmı ağıt yakar ,birazıda tesbih çeker
Bu örneği vermemdek i amaç konu roket değil
Hangi alan olursa olsun her alanda Müslümanları sömürenler daha üstün
Bunun sebebide Müslümanların Bilim ve teknoloji ye önem vermemele ridir
ve Müslümanların anlayamadıkları konu şu
Müslümanlara atılacak roketin hedefe vardığında , insanların bedenleri ni parçalamasının
Yine Allahın kurallarına göre gerçekleştiğini bilmemele rindendir
Müslümanlara fırlatılan roketleri n imal edilmesin de kullanılan
Bilimsel ve teknoloji ksel kurallarında hesaplama larında
Allahın yarattığı kural ve ilkeler olduğunu bilmemele rindendir
Yani roket gelecek ama müslümanları yok etmeyecek sanıyorlar
Roket gelecek ama Müslümanlar Allaha dua ederek
Roketi Allah cc ın durduracağını düşündükleri için
Roket imal etmeyede gerek olmadığını düşünüyorlar 
Muharref tevrata inanan bazı kabalistl er ise
Tanrının kendileri ni seçilmiş ırk olarak gördüğü için
Kendileri ni diğer ırklardan üstün görüyorlar
Ve her zaman tanrının kendileri nden yana olduğunu düşünüyorlar
Müslümanlar ise kabalistl erin kendileri ni üstün gördükleri için suçluyorlar
Müslümanlar siyonistl eri suçlarken , Müslümanlar Allaha inandıkları için
Üstünlüğün Müslümanlarda olduğunu ve zarar görmeyeceklerini düşünüyorlar
Ve bilim ve teknoloji ile uğraşmıyorlar ve rokete karşı tedbir almıyorlar
Fakat Kabalistl erin Müslümanlardan farkı şudur
Kabalaist ler hem üstün olduklarına inanıyorlar , hemde tedbir alıyorlar
Fakat Müslümanlar tebdir almadıkları gibi , tedbir alan siyonistl eri suçluyorlar
Allah c.c tedbir alan yada emek harcayan siyonistt e olsa insan olduğu için
Ve Allah adaletli olduğu için ve tüm insanların Rabbi Allah olduğu için
Mutlak siyonistl erde insan olduğu için , siyonistl erin emekleri ve çabalarını zayi etmiyor
Değerli müslüman kardeşlerim , ben başka bir örnek vereceğim sizlere bakın
Sismoloji bir deprem bilim dalıdır , ve deprem olduğu zaman şiddetini ölçer
Deprem olmadan önde , olabilece k bölgelerin zemininin dayanıklılığını hesaplar
Veya deprem olmasını sağlayacak zeminin altında nasıl bir yapının olduğunu araştırır
Depremi oluşturacak olan fay hatlarının olup olmadığını inceler
Fay hatları varsa faal olup olmadığını ve ne kadar enerji birikimi olduğunu hesaplar
Bu enerjinin daha önce ne kadar fasılalarla açığa çıktığını hesaplar
Ve ne kadar zaman sonra geriye kalan enerjinin açığa çıkabileceğini hesaplar
Ve fay hatları harekete geçtiğinde ne kadarlık bir kuvvetle
Ne kadarlık bir bölgeye ve ne kadarlık bir şiddetle etki edeceğini hesaplar
Ve buna karşılık ne kadarlık dirence sahip güçte binanın
Nasıl imal edilirse bu depremde ayakta kalıp kalamayac ağınıda
ilk etapta hesaplaya bilmek için , yine sismoloji k bilgilere ihtiyaç vardır
Depremler de yine Allahın yaratma kudreti ve tabiattak i dengeleri ile açıklanır
Bu hesaplama larda yine Allahın tabiattak i kurallarıyla ilgilidir
Kader- i kebir elbette Allah c.c tarafından bilinebil ir
Ama baştan tedbir alınmazsa ve bina sağlıksız zemine yapılırsa
Binanın altında enerjisi yüksek faal fay hatları varsa
Binanın statik hesaplama ları depremin şiddetine direnç gösterecek şekilde değilse
O zaman ölümden kurtuluş için geriye kalan sadece dua etmektir
Ve aslında tedbiride takdiride Allah c.c tan beklemekt ir
Fakat tedbir alınmazsa , bile bile ölüme gitmek aslında intihar değilmidir
Müslümanlar siyonistl ere kendileri ni üstün gördükleri için hatalı olduklarını söylüyor
Aynı şeyi Müslümanlar yaparak kendileri ni üstün görüyor ve tedbir almıyor
Ama siyonistl er aynı zamanda tedbir alıyor
Kimin üstün olduğunu Allah c.c biliyor ve aslında Allah Müslümanlardan yanadır
Ancak tedbir alan ve emek veren ile bilim ve teknoloji ile uğraşanın
Allah c.c emeklerin i asla zayi etmeyeceği için
Müslümanlar yerine siyonistl er şu an üstün konumdadırlar
İslami düstur " üzülmeyiniz ve gevşemeyiniz , inanıyorsanız üstünsünüz " şeklindedir
Siyonistl er ne üzülüyor nede gevşiyor , gevşememek için bilim ve teknoloji ye sarılmışlar
Ve gece gündüz çalışıyorlar ve Ar-ge çalışmaları yaparak teknoloji lerini geliştiriyorlar
Müslümanlar ise hem üzülüyorlar hemde zaten bilim ve teknoloji ye sırtını dönüp gevşemişler
Nasıl olsa Müslümanlar üstünüz diyerek , bilim ve teknoloji yerine tesbih çekmekle meşguller
Gerçi belki bin kere aynı konular yazıldı çizildi , ama hiç bir faydası olmadı
Müslümanlar kendileri ni şöyle avutuyorl ar
" Zamanında İbn-i Rüşd , Farabi , İbn-i Sina vardı ve Müslümanlarda bilim ve teknoloji vardı
Endülüste Müslümanlar bilim ve teknoloji nin temelleri ni attılar ve Batıya bilim buradan geçti "
Fakat bunları yazmanın çizmenin övünmenin hiç bir Müslümana faydası olmadı
Çünkü Endülüs geride kaldı ve Küffarın roketine karşılık verecek roketimiz yok bizim
Küffarın roketine karşılık sağlam bir imanımız var deniliyor
Mehmet Akifin dediği gibi " İman dolu göğsümüz var " deniliyor
Peki Fatih Sultan Mehmedin İstanbulu fethederk en iman dolu göğsü yokmuydud a Şahin toplarını imal etti
Kaldıki şimdiki Müslüman nesilde korkarızki böyle iman dolu göğüste yok anlaşılan
Olsaydı Fatih gibi iman top döktürürdü ve Avrupadan füze satın almazdı
Son söz olarak şunu söyleyeceğim Müslümanlara ağır olacak ama bağışlayın
Türk-Kürt veya Alevi-Sünni veya Sağcı-solcu
Milliyetçi-sosyalist veya Laik-Antilaik düşünce akımlarını Avrupadan satın aldınız
İsterseniz islam dininide Avrupadan Amerikada n Rusyadan Almanyada n Fransadan alınız
Müslümanlar Filistind e Suriyede Suudi Arabistan da Mısırda Libyada İranda mutsusuz diyerek
Almanyaya Amerikaya Fransaya İtalyaya ve Avrupaya gidip yaşamaya çalıştılar
Ama şimdi yine mutsuzlar ve geldikler i ülkelerin düzenlerini
Göç ettikleri Avrupa ülkelerine getirmeye çalışıyorlar
Çünkü eğitim ve bilim ile teknoloji Avrupada , kaos ve kargaşa Müslüman ülkelerde
Batı kalbini belki kaybetti ama aklı ve bilimi yerli yerinde
Müslümanlar ise ezile ezile Allaha ve maneviyat a belki çok daha fazla sarılacak
Ama korkarızki Müslümanlar Batının tersine aklını mantığını ve bilim ile teknoloji yi kaybetti
Şimdi ise hükmeden güç Bilim ve teknoloji olduğu için , Müslümanlar çaresiz kaldı
Ve dünyayı bırakıp ahirete çalışmayı seçti , ve dünyanın idaresini siyonistl ere bıraktı galiba
Allah yardımcımız olsun , selamün aleyküm


SİSMOLOJİ VE İSLAM

FORUM GÜNEŞLİ BAHÇE İSTANBUL 2012

MUHARREM AYKUT AYDINOĞLU

Logged
« Yanıtla #5 : Kasım 16, 2014, 10:21:54 ÖÖ »
admin
Administrator
Full Member
*****

Mesaj Sayısı: 105


BİLİM VE İSLAMİ HAKİKAT - İSLAMİ TEBLİĞ - KONU İÇİN TIKLAYINIZ

İSLAM VE TEBLİGİ

YENİDÜNYA-İSLAMA BAKIŞ FORUM 2012

CENGİZ HÜSEYİN DİYAROĞLU

 

Selamün aleyküm kardeşlerim Allahın rahmeti bereketi üzerinize olsun
YeniDünya İslama Bakış Forumda , İslam ve tebliği ile ilgili
İslamiyeti tebliğ için Peygamber imiz Hz.Muhamm ed sav
Efendimiz in tebliğ metodu yazıldığı için
Ayrıca Peygamber i metodun açıklanandan farklı bir şekline gerek olduğunu sanmıyorum
Ancak bu konudaki yazıya ek olsun diyerek bir iki şey hatırlatmak istiyorum
Evet islami tebliğ önce Peygamber i metodla yapılmalıdır
Bu metodun içerikleride  önce ailede kavranması gerekmekt edir
 sonra Okulda devam etmelidir sonra çevrede örneklendirilmelidir
Ancak bazı aileler bu konuda eğitimsizdir ve çocuğunu eğitememektedir
Okulda genel bir eğitim söz konusudur
Ayrıca ve özellikle islami bir eğitim yapılmasıda
Şartlar gereği okullarda mümkün olamamakt adır
Bizler Japonlar gibi okuyan inceleyen bir toplumda değiliz
Gazete yada kitap okuma kültürü olmadığı içinde
Aile ve okul ile çevre dışında
Kendimizi eğitememekteyiz
Medrese türü eğitim Osmanlı döneminde kaldığı içinde
Günümüzde en cahilimiz in en az 2 yıllık fakülte mezunu olması gerekirke n
Hala okuma yazma dahi bilmeyenl erimizin olduğu bu toplum
İslamiyeti nasıl özümseyecek ve nasıl yaşayacak
Ve nasıl İslamiyeti tebliğ edecektir
Örf ve adetlerle yada Anadan babadan görme şekillerle
Gelenekle rle ve mahalle baskısıyla İslamiyet öğrenilemez ve yaşanamaz
Müslümanların iki şeye ihtiyacı vardır birincisi eğitim ikincisi bilim ve teknoloji
Bu ikisi olmadığı sürece Peygamber i Metodun algılanması mümkün değildir
Bilimle uğraşan müslüman islami ilimlerid e bilmedikçe
islami ilimleri bilen müslüman ise en az bir nazari bilimde eğitimli olmadıkça
Müslümanların felaha ermeside mümkün değildir 
Kardeşlerim bizler hala  müslümanların kıyafetleriyle uğraşıyoruz
Hanefiler e göre bayanlar için kıyafet el ve yüzleri görünür cinsten olmalı
Ve vücut hatlarını örten ve insanları tahrik etmeyecek cinsten
Kıyafet olması gerektiği belirtilm ektedir
Bunun dışında kalan ise yöreye veya kültür ile iklime göre değişmektedir
Bayanların pantolon giyip giymemesi ile ilgili ayrıca detaylı bir yazı vardır
bu konuyada girmeyeceğiz
Bayanların okuması veya fabrikada çalışıp çalışmaması ile ilgilide
Kısaca şunu diyebilir iz
İlim bayan erkek her Müslümana farzdır
Sağlık ve güvenlik önlemleri mevcut olan her yerde
Kadının eğitim gördüğü branşa ait işlerde
Elbette çalışacaktır
Bizim söylemek istedikle rimiz bunlar değil
Müslüman ülkelerde kadınların kıyafetleri kadar eğitimleri ile meşgul olundumu acaba
Peki müslümanlar kılık kıyafetle meşgulken
Suriyede veya Irakta binlerce müslüman kadına tecavüz edildi
Ve tecavüz edenlerin çoğu müslümanlardan oluşuyordu
O zamanlar kimse kıyafetine bakmadı kadının değilmi
Varmıydı kıyafetinin bir önemi tecavüze uğradıktan sonra
Ama içimizdeki bazı müslümanlar , dış görünüş ve kıyafet ile meşgul olduğu kadar
İnsanların veya kadınların beyniyle aklıyla ve toplumdak i yeriyle
Ruhundaki yetenek ve geliştirilmesi gereken eksik yönüyle meşgul değildi
Konteynırlara atıldı katledile n tecavüz edilen kadınların cesetleri
Peki ne işe yaradı yıllardır kadınlar için verilen fetvaların değeri
Kadınları tecavüzden ve katliamla rdan koruyamadıktan sonra fetvaların kaldımı bir değeri 
Bazı kadınlara gereken eğitim verilmedi ve sürekli baskı yapıldı veya zorla kapatıldı
Bazı kadınlara hiç değer verilmedi toplumdan tecrit edildi
Veya robot gibi isteklere cevap veren bir köle olarak algılandı
Köle oldu ama yinede bazen canını kurtarama dı kadın
Çünkü bazı Müslüman erkeklere eğitim verilmediği için
Bayanlara tecavüz edip oyuncak bebeği parçalar gibi parçalayıp attılar kadın cesetleri ni
Bunun sebebide bazı erkeklere eğitim verilmeyişi
Bazı Müslümanlar ise erkekleri n bol pantolon giymesi veya sakalını çevirip çevirmemesi ile meşgul oldu
Eğitim denilince algılananda , bazen , sadece islami eğitimtir
Peki nazari eğitim olmadan sadece islami eğitimle insan yetiştirilebilirmi
Alman Matematik bilgini Gauss modern matematiği tavsiye ederken
Tımarhanelerdeki ve Hapishane lerdeki insanların algılarını geliştirdiğini 
Davranışlarında mantıksallığı ve aklını fikir ve düşüncelerini geliştirdiğini belirtere k
Uzaya çıkışında temelinde modern matematik olduğunu belirtirk en
Gauss yazısında müzikten anlamsız bir bilim diyerekte bahsetmem işti
Okullarda müzik eğitiminin önemsiz ders olarak görülmesini tavsiye etmemişti
Bazı okullarımızda müzik eğitimi dersleri bazen boş geçti öğretmen bulunamadı
Müzik dersinde nota öğretmek yerine şarkı ezberleti ldi yada müzik yerine matematik dersi yapıldı
Netice ortada uzaya biz çıkamadık , demekki sadece matematik ile uzaya çıkılmıyormuş
Çocuklarımız  Almanyada ki gibi yeteneği veya ruh yapısına göre okullarda sınıflandırılamadı
Bir çocuk mühendis olabilir , diğer çocuk ise müzisyen olabilir ,bunu sınıflandıracak öğretmen gerekir
Bizde müzik ve edebiyat ile meşgul olan çocuğa neredeyse haylaz ve işe yaramaz gözüyle bakldı 
Müzik helalmidi r harammıdır diye sorgulark en bile , her insanın müzikle meşguliyeti göz ardı edildi
Ama müzik hiç dinlemeye n insan varmıdır  veya insanların içinde hiç müzikten nefret eden varmıdır
Bu hiç sorgulanm adı veya hangi insan ne çeşit müziği neden dinler , bu hiç araştırılmadı
Yehova şahitlerini duymuşsunuzdur , onların çalışma sistemi nasıldır aşağıdaki videoda izleyin
Sonra konumuza kaldığımız yeren devam edelim isterseni

http://www.jw.org/tr/yay%C4%B1nlar/videolar/yehovan%C4%B1n-%C5%9Fahitleri-te%C5%9Fkilatlanm%C4%B1%C5%9F-bir-toplum/

Evet kardeşlerim videoyu izlediniz ve görüyorsunuz değilmi
İlmin ve çalışmanın erkeği bayanı olmaz değilmi kardeşlerim
Videda İzlediniz ortada büyük bir emek var
Ve bir inanılmış hedef için ortaklaşa çalışma var değilmi
Ve Allah c.c emek harcayıp çalışana yardım eder biliyorsu nuz
Allah c.c herkese emeklerin in karşılığını mutlak verir ve emeklerin i zayi etmez
Bu kim olursa olsun , neticede insan , Allaha inansada inanmasad a Allahın yarattığı mahlukattır
Ve Allah c.c Müslüman olsada olmasada bütün alemlerin ve mahlukatın Rabbidir
Peki bazı müslümanlarda eksik olan eğitim ve bilim ne zaman tamamlana cak acaba
Ne zaman müslümanlar bayan kıyafetleriyle meşgul olmak yerine
Bu kıyafetlerin dizayn ve şekillerini , müslüman stilist ve modelistl ere bırakacak 
Böyle yazıldığı zaman sanırım bayanların çuval giyeceğini düşünmüyorsunuz değilmi
Helena Rubistein kozmetik ile şunu söylüyordu " kozmetiğin
Bayanlara faydalı olduğunu düşünmüyorum,ancak ben devletim için bunu üretiyorum " diyordu
Müslümanlar ise bayanlar için yararlı kozmetik ürünler üretmeliydi
Müslüman bir alim ise , bayanlard a rastık ve sürme haram değildir derken
Müslüman kimyagerl er bu rastık ve sürmenin hammaddes iyle ilgili araştırmalar yapmalıydı
Gerçekten bayanların cildine faydalı ürünler üreten ,dünya çapında kaç müslüman firma vardır
Bir yabancı firma misvak ağacı köklerinden diş macunu üretti
Peki bunu neden ilk olarak bir müslüman firma üreterek patentini alamadı acaba
Sebebi gayet basit , bazı müslümanlar bilimsel konularla ilgilenmi yor , Ar-ge yapmıyor
Veya kolay para kazandıran ticari olaylarla meşguller , gerisiyle uğraşmıyorlar
Dünyadaki gelişmelerle meşgul olmak yerine , bazıları sadece nefsleri ve keseleriy le meşguller
Nihayetin de eğitim ve kültürsüz binlerce müslümanın karşısında , bir avuç siyonist 
Dünyayı yönetmekle ve müslümanları kategoril ere ayırıp , birbirler ine düşman etmekle meşgul
Hani hatırlayınız bir dönem tarihte anlatılır şu vaka vardır
Mecliste halifeliğin kaldırılması için oylama yapılırken
Bazı müslüman milletvek illlerini n , meclisin mescidind e sivri sinekle meşgul olduğunu
Mescitte namaz kılıyorken ,Secdeye eğilen milletvek ilinin alnına , seccadede ki sivrisineğin yapışmasıyla
Secdede ezilen sivrisineğin kanının ,milletvekilinin alnına bulaşmasıyla birlikte
Abdestin bozulup bozulmama sı ve Namazın kabul olup olmamasıyla ilgili tartışmayı
Kardeşlerim halifelik oylaması bu sivrisine kten daha önemli değilse 
Bizim yukarıdaki yazdıklarımızında sanırım Müslümanlar için bir önemi olmayacak tır
 Müslümanlar açısından bakıldığında boşuna yazı yazıyoruz diye düşünülebilir
Ancak verilen emeği Rabbimizi n ziyan etmeyeceğini biliyoruz artık
Bunuda müslümanlardan öğrenmedik merak etmeyiniz
Josef Cat Ctevens bir yazısında diyorki
" Eğer kaynağından değilde Müslümanlardan islamiyet i öğrenmeye çalışsaydım
Müslüman olmam mümkün değildi " diyor
İş o hale geldiki neredeyse İslamın yayılması Avrupalılarla olacak
Müslüman coğrafyanın İslamiyeti yayması çok zor
Çünkü müslümanlar henüz kendi kaoslarından çıkamamışlar
Elbette bu müslüman coğrafya bunun bedelinid e bir şekilde ödeyecek
Müslüman çünkü bu dünyaya yiyip içip tesbih çekmeye gelmedi
İslami ilimlere vakıf olmakla veya tesbih çekmeklede bu bedel ödenemez
Gitarın Endülüs-Emevi ve islam çalgısı olduğunu bilmeyen imam efendi
Kültür ve sanat müdürlüğünde sanat yerine müziğin haram oluşunu anlatmaya çalışırsa
Ve Sanat merkezind e müdür olan İmam efendi
Konservat uar mezunu Müslüman gitariste " sen inşaat işçisi değilsinki
Sen ne bilirsin çalışmayı " diyerek , müzik nazariyatı yerine Dini vaaz vermeye çalışırsa
Elbette bu bedel ödenemez
Konservat uvara İmam veya müezzinden müdür atayamazs nız
İlahiyat fakültesinede Konservat uar mezunu gitaristt en rektör yapamazsınız
Herkesin ehil olduğu konuda çalışması gerekiyor
Ve emanetin ehline verilmesi gerekiyor
Yoksa verimli iş bekleneme z
Endülüs hep örnek gösterilir
Ama Endülüste gitar çalan imamlar vardı
Gitar çalmak deyince Müslümanlar eğlenceden bahsediyo r
Biz eğlenceden değil sanattan bahsediyo ruz
O halde çözüm Rodrigonu n gitar konçertosunu çalan imam efendiler in
Konservat uvarda musiki eğitimi almış gitaristl erin imamlık yaptığı bir merkezden bahsediyo ruz
Bu örneği mühendis doktor avukat v.s gibi ilim sahalarındada çoğaltabilirsiniz
İslami tebliğde elbette realite Kuran sünnet icma kıyas başta gelir
Mevlana Celaledin-i Rumi Hazretler i gibi kalp kırmadan
Gönül yıkmadan ve empati yaparak
Bilim ve teknoloji yi kullanara k
Akıl ve vahiy süzgecinden geçirerek
Ve insanların ruh hallerini ve psikoloji k yapılarınıda inceleyer ek
 Yaşadıklarını ve çevresindeki sosyal etkileşimleride göz ardı etmeden
Giydiği pantolonl a ceketle şalvarlada uğraşmadan
Hakikatle ri ve dünya gerçeklerinide göz önüne alarak
İslamiyeti anlatmaya çalışırsanız
Rabbimiz emekleri boşa çıkarmayacaktır  İnşallah 

Hakkınızı helal ediniz , Allah c.c müslümanların yardımcısı olsun İnşallah





İSLAM VE TEBLİGİ

YENİDÜNYA-İSLAMA BAKIŞ FORUM 2012

CENGİZ HÜSEYİN DİYAROĞLU
Logged
« Yanıtla #6 : Kasım 16, 2014, 10:24:43 ÖÖ »
admin
Administrator
Full Member
*****

Mesaj Sayısı: 105


BİLİM VE İSLAMİ HAKİKAT - HAMSİ SÜRÜSÜ VE MÜSLÜMANLAR - KONU İÇİN TIKLAYINIZ


 EY MÜSLÜMANLAR BİR HAMSİ SÜRÜSÜ OLAMADINI ZMI

 HÜSEYİN  RAFET  ALTINOĞLU
 
 FORUM İSLAMAKDENİZ DÜNYA MARMARA 2008



 Müslümanların Batı ile mücadele edecek planlar geliştirememesinin
 Ve Batının tuzaklarına düşerek
 Batının oyunlarına alet olmasının
 Birçok sebepleri var ve bir kaç önemli sebebi şöyle sıralayabiliriz
 Müslümanların yüzyıllardır nazari ilimleri ( Bilim ve teknoloji k gelişmeleri ) hiçe sayıp
 sadece islami ilimlerle meşguliyeti sonucu
  birçok alanda eğitimsizliği ( cehaleti ) yüzünden
 Batının yaptığı algı operasyon ları ile gerçeği göremeyip
 endişe ( panik ve korku ) ile kaosa düşerek
 Aklını ve mantığını kullanama ması yüzünden
 Ve müslümanların kendi aralarındaki
 gereksiz ve bazen yıkıcı tarzda Mezhep tarikat cemaat gibi bölünmüşlükler yüzünden
 Ve bir araya gelerek fikir ve düşünce alışverişi yapamaması
Ve olayları birlikte değerlendirme yetisinin olmaması
( istişare yoksunluğu ) yüzünden
 Müslümanların kendi aralarındaki yüzyıllardır devam eden
 bilinçsizce söylentiler ( tefrika )
 ile birlikte öz güven eksikliği ve ekonomik yetersizl ikler ( fakirlik )
 yüzünden
 Müslümanların birbirler inden kopuk ve ferdi hareketle rle
 sosyal kitleler oluşturamayarak
 dayanışma içinde olamaması yüzünden
 Teker teker savunmasız kalışıyla birlikte
 Batının tuzaklarına düşerek oyuncak haline gelmiştir
 Ey Müslümanlar bir hamsi kadarda olamadınızmı
Sürü ile hareket ederek birbirler ini koruyan hamsiden ibret almak gerekir
 Peygamber imiz Hz.Muhamm ed sav Efendimiz
 Bir hadis-i şerifinde
 " Düşmanın silahıyla silahlanınız " buyurmuştur
 Batıyı savaştan vazgeçirmenin yolu
 Batının silahından daha etikilisi ni imal etmektir
 Batıdan satın alınan herşey
 Eşyanın  tabiatı gereği
 Er yada geç üreticisi olan Batıya hizmet eder
 Artık müslümanlarında sadece silah satın almadığını
Ve silah üretecek teknoloji ye sahip olduğunu Batıya gösterebilmeliyiz
 Silah sadece tüfek değildir kalemdir veya resimdir
 Birde güzel sanatlar ve müzik ile ilgili bir anektod aktarayım
 Yılan zehrine karşı en etkili panzehir yılan kanıdır
 Bu yüzden Gitar ve Rock'roll ile zehirlenm iş gençliğin
 Mehter marşları ve zurna ile tedavisi mümkün değildir
 Ney ve def ile yapılan klasik tasavvuf müziğini gençlere dinletmek le
 Enerjiler ini islami boyuta dönüştüremezsiniz
 Bu tür müziğin belirli bir yaştan sonra dinlenilm esi faydalıdır
 Ve faydasını görmek içinde Müziğin bir bilim dalı olduğunu kabul ederek
 Sadece eğlence aracı olarak görmekten vaz geçilmesi gerekmekt edir
 Müslümanların Batının oyuncağı olmasının asıl sebebleri nden biride
 Her türlü bilim dalı ve her türlü sanat dalıyla dalga geçmesi ve alaya almasıdır
 Bu sanat dallarınıda müzik resim ve tiyatro gibi çeşitlendirebilirsiniz
 Batı kendi insanını sadece Dini ilimlerle geliştirmemiştir
 Her türlü ilim dalında araştırma yaparak geliştirmiştir
 Müslümanlar ise nazari ilimleri dışlayarak
 Sadece İslami ilimlerle insanları geliştirmeye çalışmaktadır
 Ve başarılı olamamakt adır
İslamiyetin gelişmesi için günümüzde
 her türlü ilim dalına ihtiyaç vardır
 Osmanlı döneminde her ne kadar Bilim ve teknoloji olmasa bile
 Batı bilim ve teknoloji yle müslümanları şimdiki gibi sömüremiyordu
 Çünkü Osmanlı güçlü bir devletti
 Ve işin gerçeği şudurki Osmanlı var olduğu için
 Müslümanların mezhep tarikat ve cemaatle meşgul olmasının
 Dervişlerin tekkelerd e medresele rde tesbihat çekmesinin
 Müslümanlara bir zararı yoktu
 Osmanlı devleti ayakta olduğu için tesbihat ile meşguliyet olabilird i
 Fakat günümüzde Osmanlı ayakta olmadığı için
 Artık medrese ve tesbihat ile zaman geçirmekle
 Günümüz dünyasında Batının karşısında gücümüzü koruyamıyoruz
 Abdülhamit sanayi mektebini açarken
 Medresede tesbihatl a meşgul olan bazı şeyhler
 " Abdülhamit dergahla ve tesbihle meşgul olmak yerine
 Sanayi denilen gavur güruhu ile meşguldür " diyerek
 Sanayi mektebini n açılmasına ve Abdülhamitin çabalarına karşı çıkmışlardır
 Ve Abdülhamit ile Osmanlının yok olmasına
 işte bu tesbih çeken bazı medrese şeyhleri sebep olmuştur
 Dolayısıyla işin aslı
Müslümanların ve İslamiyetin gelişmesine
İşte bu tür müslümanlar engeldir
 Müslümanların sömürüye açık olmalarının
 Ve kan ve gözyaşı içinde kalmalarının asıl sebebi
İşte bu tür müslümanların hiç bir şey üretmeyip
 Batıdan satın almaları ve sadece satın alıp kullanmak la meşguliyetleridir
 Bu tür Müslümanlar sadece mideleriy le ve tesbihler iyle meşgul oldukları için
 Ve Osmanlı gibi bir devlette artık olmadığı için
 Müslümanlar kan ve gözyaşı içinde kalmaya mahkumdur




 EY MÜSLÜMANLAR BİR HAMSİ SÜRÜSÜ OLAMADINI ZMI


 Sahile vurmuş ve ölmüş bir Balinayı gördü bir deniz adamı
Balina nefessiz kalarak ölmüş solungaçlarında Hamsi balıkları
Sürüden ayrılan Balina aç kalmış saldırmış Hamsi sürüsüne
 Hamsiler tek tek dolaşmazlar onlar dolaşırlar sürü halinde


 Hamsi sürüsüne saldıran Balinaya top yekün saldırır Hamsi balıkları
Önce pullarını döker ve anında denizin rengini bozar Balinanın görüş açısını
Sonra üç beş Hamsi kendini feda eder koca sürü için tıkar solungaçları
Solungaçları tıkanan Balina nefes alamaz kaçar hızla karaya doğru


 Ey Müslümanlar Küffar tek milettir Ümmet tek millet siz hangi mllettens iniz
 Hamsi kadarda birlikte olmaya gücünüz yetmiyorm u siz nasıl Ümmetsiniz
 Bir duvarın tuğlaları gibidir Ümmet yıkılır duvar alırsanız içinden br tuğlayı
Ey Müslümanlar bir Hamsi balığı sürüsü kadarda olamadınızmı

Logged
Sayfa: [1]
 
Gitmek istediğiniz yer:  

Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2008, Simple Machines
LinkBacks Enabled by LordReco | FoRuMBoL Themes